'Patronlar istedi diye karantina kaldırıldı' 2020-07-05 09:26:23   ANTEP – Patronların taleplerinin işçi sağlığında daha önde tutulduğunu belirten DİSK'e bağlı Tekstil Sendikası Antep Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen, üretimin hiç durmadığı kentte bir mahalledeki karantinanın da patronların istemiyle kaldırıldığını söyledi.    Türkiye'nin en büyük 5'inci sanayi kenti konumundaki Antep'te, Organize Sanayi Bölgeleri koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde alınmayan gündeme gelmeye devam geliyor. Bin 500 fabrika bulunan kentte yaklaşık 150 bin işçi çalışıyor. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Tekstil Sendikası Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen, yerel yetkililerin önceliklerinin patronların ve sermayedarların çıkarları olduğunu, işçilerin sağlık ve hayatlarının ikinci sırada oluğunu belirterek, örgütlenmenin önemine dikkat çekti.    ’50 FABRİKADA VAKA TESPİT EDİLDİ’   Antep’in Türkiye’nin büyük işçi kentleri arasında yer aldığını, yine koronavirüs sürecinde işçilerin sağlığının tehlikeye atıldığı kentlerin başında geldiğini söyleyen Türkmen, kentte normalleşme süreciyle birlikte vaka sayısında ciddi bir artış yaşandığını ifade etti.  Antep Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikalar arasında salgının bulaşmadığı fabrikanın neredeyse hiç olmadığını dile getiren Türkmen şöyle devam etti; “DİSK Tekstil Sen olarak çok az iş yerinde üyemiz olmasına rağmen sadece bize başvuran, yine bizim bir şekilde tespit edebildiğimiz 50’den fazla fabrikada işçilerin koronavirüs test sonucu pozitif. Organize Sanayi Bölgesi’nde bin 500 fabrika olduğunu düşünecek olursak ve bunu genele vurduğumuzda organizedeki fabrikaların tamamında bir şekilde işçiler arasında virüse rastlanmıştır demek abartı değildir. Yine Urfa’da organizedeki 5 fabrikada vaka olduğu bilgisi geldi. Özak Tekstil fabrikasında 3 işçinin testinin pozitif çıktığını biliyoruz. Buna rağmen bu fabrikada işçiler çalıştırılmaya devam ediyor.”    ‘VAKA VAR, ÜRETİME DEVAM EDİLİYOR’   Söz konusu pozitif vakaların olduğu fabrikalarda üretime devam edildiğini söyleyen Türkmen, kendilerine gelen bilgiler doğrultusunda 30 - 40 işçinin testinin pozitif çıktığı fabrikalarda bile üretimin devam ettiğini söyledi. Vakaların çıktığı fabrikalarda yine testi pozitif çıkan işçilere karantina uygulamasının yapılmadığını söyleyen Türkmen, “En iyi fabrika testi pozitif çıkan kişi ile birlikte işe aynı servis ile gidip gelen ya da temas ettiği 10 - 15 kişiyi karantinaya alıyor. Ama fabrikada bütün işçiler bir şekilde birbirleriyle temas ediyor. Aynı yemekhaneyi, soyunma odasını, servisleri kullanıyorlar ve fabrikada aynı ortamda çalışıyorlar. Bir fabrikada vaka çıktığı zaman bütün çalışanların belli bir süre karantinaya alınıp, test yapılması gerekiyor. Ama patronlar için kar hırsı daha önemli olduğu için işçilerin yaşamı çok rahat bir şekilde tehlikeye atılabiliyor” ifadesinde bulundu.     ‘ÖNCELİK PATRONLAR’   Antep Organize Sanayi Bölgesi'nde 3 işçinin yaşamını yitirdiği bilgisini edindiklerini aktaran Türkmen, şöyle devam etti: “Yanı başında arkadaşı koronavirüsten ölen işçiler çalıştırılmaya devam ediliyor. Çelik Aslan Tekstil denilen bir fabrikada 2 işçi yaşamını yitirdi. Ama üretime devam edildi. Bu bize işçilerin hayatı, yaşamı, sağlığının hiçbir değerinin olmadığını gösteriyor. Bu bölgede hiçbir şey bu patronların çarklarının dönmesinden daha önemli değil. Pandemi sürecinde bu ülkeyi yönetenler, iktidarın başındakiler ve yereldeki yetkililer için işçilerin hayatı ve sağlığının hiçbir öneminin olmadığını gördük. Önceliğin işçilerin sağlığı ve hayatı değil, patronların ve sermayedarların çıkarları olduğunu gördük. Sokağa çıkma yasakları döneminde organizedeki fabrikaların çoğu valilikten alınan özel izinler ile çalışmaya devam etti. Peki, sokağa çıkma yasağı yurttaşların sağlığını korumak için ise işçiler vatandaş değil mi? İşçiler insan değil mi?”      ‘3 SAATTE KARANTİNA KALDIRILDI’   Organizede yaklaşık 150 bin işçinin çalıştığını, bu kesimin pandemi sürecinde toplu işe gidip çalıştığını söyleyen Türkmen, bu insanların çalışması durumunda sokağa çıkma yasağının bir anlamının olmadığını ifade etti. İşçilerin aileleriyle birlikte nüfusun yarısını oluşturduğunu, patronların kentin sağlığını tehlikeye attığını vurgulayan Türkmen buna ilişkin bir örneği şöyle aktardı;"Organize sanayi bölgesinin dibinde Sam Mahallesi var. Bu köyde 6 bin kişi yaşıyor. Burada yaşayanların yüzde 80’ni fabrikalarda işçi olarak çalışıyor. Bu mahallede vaka sayısı artınca bilim kurulu mahalleyi karantinaya aldı. Bu doğru bir karardı. Sırf o köyde çuval fabrikasında çalışan işçiler olduğu için, 2 tane patronun girişimiyle mahalledeki karantina 3 saat sonra kaldırıldı. Daha bir şey söylemeye gerek var mı? Düşünün patronlar istedi diye karantina kaldırılıyor. Bu ne demek 10 binlerce insanın sağlığı 2 tane patronun isteği kadar önemli değil demektir. Bunun için biz bölgede yerel yetkililerin görevini yaparken, önceliklerinin halkın, emekçinin, işçinin sağlığı olmadığını, tam tersine önceliklerinin patronların kar hırsı olduğunu gördük. Pandemi sürecinde halı, terlik, çuval, plastik, iplik gibi temel olmayan ürünlerin ne tür bir aciliyeti var? Bunları üreten fabrikaların hepsi özel izinler ile çalıştı” diye konuştu.    ‘PATRONLARA CEZA YOK’   Antep’te sokağa çıkma yasağı döneminde yasak ihlalleri çerçevesinde en fazla cezaların kesildiği yer olduğunu söyleyen Türkmen, “Peki bu cezalar kime yazıldı? Sokaktaki yurttaşa yazıldı. Ama organize sanayide on binlerce işçinin sağlığını tehlikeye atan, salgın sürecinde işçiyi zorla çalıştıran, işçinin ölümüne sebep olan patronlara bir ceza yazıldı mı? Biz buna cevap alamadık. Ben bir sendikacı olarak işçilerin sağlığını tehlikeye atıldığını gündem yaptığım için, yine vakaların olmasına rağmen işçilerin zorla çalıştırıldığı fabrikaları teşhir ettiğim için patronların ihbarı ile gece yarısı gözaltına alındım. Bu fabrikada vaka var işçiler zorla çalıştırılıyor dediğim fabrikada bir ay sonra işçiler öldü. Bizi gözaltına alırken işçilerin ölümüne sebep olan patronların ifadesi dahi alınmadı” diye belirtti.    ‘TEK ÇARE BİRLİK OLMAK’   Türkmen son olarak “Bu ülkede daha iyi ücret, çalışma koşullarının düzeltilmesi için değil, artık yaşamak ve yaşam hakkımıza sahip çıkmak için örgütlenmekten, birlik olmaktan başka çaremiz yok. Bizim hayatımız sağlığımız ne patronların ne de yetkililerin umurunda. İşçiler kendi emeğine sahip çıkıp birlik olmalıdır” çağrısı yaptı.    MA / Barış Polat