26 yıldır babalarının kemiklerini arıyorlar 2020-07-05 09:05:45   İSTANBUL - Bitlis’in Garzan Bölgesi’nde bir çatışmada yaşamını yitiren İzzettin Çelik’in eşi ve çocukları, 26 yıldır kemiklerini arıyor. Ailenin tüm arayışları sonuçsuz kalırken, Kilyos’ta defnedilen cenazeler için bir yıl önce yaptıkları başvuruya henüz yanıt verilmedi.   İstanbul’da yaşayan Çelik ailesi, 1994 yılında Bitlis’te bulunan Garzan Bölgesi’nde girdiği bir çatışmada yaşamını yitiren babaları İzzettin Çelik’in kemiklerini arıyor. Batman’ın Kozluk ilçesine bağlı Samanyolu (Kanîkê) köyünde yaşamını sürdüren ve politik faaliyetleri nedeniyle sık sık gözaltı ve işkencelere maruz kalan Çelik, baskılar sonucu 1993 yılında PKK’ye katıldı. 7 çocuk babası Çelik, bir yıl sonra 25 Temmuz 1994 Garzan Bölgesi’nde girdiği bir çatışmada yaşamını yitirdi.   KİLYOS BAŞVURUSUNA YANIT YOK    19 Aralık 2017’de kentin Yukarı Ölek (Oleka Jor) kırsalındaki Garzan Mezarlığı’ndan 282 cenazenin DNA incelemesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na (ATK) getirilip, Kilyos Kimsesizler Mezarlığı’nda kaldırıma defnedilmesi sonrası, aile yeniden harekete geçti. Bir yıl önce Bitlis’e gidip DNA testi örneği vererek başvuruda bulunan ailenin başvurusuna halen bir cevap verilmiş değil.   GÖZALTI, İŞKENCE VE DAĞLARIN YOLU   Çelik’i anlatan oğlu Ahmet Çelik (36), babasının köyde politik faaliyetlerde bulunduğunu, Kürt halkının haklarından ve mücadelesinden bahsettiğini, bu nedenle devletin hedefi haline geldiğini hatırlattı. Babasının politik biri olduğunu ve sürekli siyasi çalışmalar yürüttüğünü anımsatan Çelik, “Halka sürekli Kürt halkının haklarını ve mücadelesini anlattı. Halkımız tutsaktır derdi. Dilimizin, kimliğimizin yasaklanmasından söz ederdi. Bu çalışmalarını yürütürken devlet de rahat vermedi. Defalarca gözaltına alındı. Bir ay gözaltına alındı, işkence edilip bırakıldı. Çalışmalarına devam edince bir süre sonra yeniden gözaltına alınıp ve işkence ediliyor. Böyle defalarca gözaltına alınıp işkence edildi. Baktı ki rahat bırakmayacaklar, o da gitti” diye anlattı.   ‘ÇOK YOKLUK ÇEKTİK’   Babalarının gidişinin ardından 7 kardeş ve anneleri büyük zorluklar yaşadıklarını dile getiren Çelik, “Hayatımız çok zor geçti. Çok zorluk yaşadık. Çok yokluk çektik. 1996 yılında daha 15 yaşındayken İstanbul’a çalışmaya gelmek zorunda kaldım. Burada çalıştım ve aileme katkı sundum. Yaşadığımız zorlukların tarifi yok” dedi.   TÜM GİRİŞİMLERİ SONUÇSUZ KALDI   Babasının yaşamını yitirdiği haberiyle cenaze arayışına koyulan ailenin tüm girişimleri sonuçsuz kaldı. Bir yandan çatışmalı ortam içerisinde arayışını devam ettiren aile, öte yandan cenazenin devletin elinde olma ihtimaline karşı Bitlis’te mahkemeye başvuruda bulundu. Mahkeme 3 yıl sonra, 1997 yılında sonuçsuz bir şekilde kapandı. Çelik, “O dönemler çok sıkıydı. Çatışma ortamından kaynaklı cenazemizi bulamadık. Garzan Mezarlığı yıkılınca bir umut belki oradadır diye başvuruda bulunduk. Orada olmasa bile biz arayışlarımızı devam ettireceğiz. Cenazelerimiz bizim onurumuzdur. Bizim umudumuzdur” diye konuştu.   ‘KİLYOS’TAKİ CENAZELERİ İSTİYORUZ’   Babasıyla gurur duyduklarını vurgulayan Çelik, cenazeyi bulamamamın acısını ise şu sözlerle anlattı: “26 yıldır bu hasretle bu düşünceyle yaşıyoruz. Başımızı yastığa koyduğumuzda aklımızda, sabah uyandığımızda aklımızda, 26 yıldır bunu yaşıyoruz. Kemiklerimizi bulabilirsek en azından biraz içimiz rahatlar. En azından bileceğiz ki cenazemizi bulduk. Ne yaparsak yapalım tabii ki içimiz rahatlamaz. Bu acı her zaman içimizde olacak.”   ‘BİR DAHA İZİN VERMEYELİM’   Yıllardır yaşadıkları acının bir an olsun dinmediğine sözlerine ekleyen Çelik, “Cenazemizi almak istiyoruz. Kilyos’a ilişkin ise biz sadece kendi cenazemizi istemiyoruz, bütün cenazeleri istiyoruz. Tüm Kürt kurumları, partileri ve Kürt halkı bu cenazelere sahip çıkmalıdır. Şimdiye kadar DNA testi vermemiş aileler, DNA’larını versinler. Garzan Mezarlığı'nın yıkılması da bizi çok üzdü. Bugün biz bunları yaşıyoruz ama halk olarak eğer bu durumun önünü almazsak, bu durum hepimizin karşısına çıkacak. Bunun önünü almalıyız. Bu mezarlık yıkıldı. Bir daha izin vermeyelim. O cenazeleri yeniden Bitlis’teki mezarlığa defnedelim. Eğer sahip çıkarsak bir daha böyle şeyler yaşamayız” diye konuştu.   MA / İdris Sayılğan