Gazi’de vurulan Erkul ve Kerem'in ailelerinden polise: Çocuklarımızı neden bizden aldınız?

img

İSTANBUL – İstanbul Gazi Mahallesi’nde geçen yıl polisin açtığı ateş sonucu bulundukları arabada yaşamını yitiren Barış Kerem ve Oğuzhan Erkul’a ilişkin görülecek ilk duruşma öncesi açıklama yapan aileler, “Çocuklarımızı neden bizden aldınız?” diyerek adalet talebinde bulundu. 

İstanbul’un Sultangazi ilçesine bağlı Gazi Mahallesi’nde 14 Nisan 2017 akşamı polisin ateş açtığı arabada yaşamı yitiren Barış Kerem ve Oğuzhan Erkul’a ilişkin ilk duruşma 21 Mart Çarşamba günü İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Duruşma öncesi aileler ve avukatları, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Erdal Ataş’ın da katıldığı toplantıya, İHD yöneticileri, sivil toplum örgütleri ile siyasi parti temsilcileri katıldı.
 
‘KURŞUNLAR ARACA İSABET ETMEMİŞ’
 
Barış Kerem ve Oğuzhan Erkul’un fotoğraflarının açıldığı toplantıda ilk olarak dava avukatlarından Seyit Sönmez konuştu. İddianamede, “polislerin öldürme kastı olmadığı” iddiasının polisleri koruma amacı taşıdığına dikkat çeken Sönmez,  “Ancak sıkılan kurşunların hiçbiri aracın tekerlerine isabet etmemiş. Bu polisin aracı durdurma niyetinde olmadığını gösteriyor” diye belirtti.
 
‘ÇOCUKLARIMIZI NEDEN BİZDEN ALDINIZ’
 
Daha sonra söz alan yaşamını yitiren Barış Kerem'in annesi Melike Altunışık, “Bizim çocuklarımızı bizden aldılar. Şimdi hangi adalet, hangi yönetim bize bunu açıklayabilir. Bu kanı kim bize açıklayabilir. Çocuklarımızı öldürenler daha da görevlerinin başında ve bir yıl içerisinde kaç çocuğun canını aldıklarını da bilmiyoruz. Bir yıl sonra maalesef adalet bekliyoruz. Umudum zerre kadar yok. Bunlar cezalarını çekecekle mi? Şaşırırım. İçimizden geçenleri söylemek istiyoruz ama haksız duruma düşeceğimizden çekiniyoruz. Sadece katil diyebiliyoruz. Siz bizim çocuklarımızı neden aldınız bizden. Kimse empati bile yapamaz” diye vurguladı.
 
‘OĞLUMUN TERLİ TİŞORTÜ ELİMDE’
 
Oğuzhan Erkul’un annesi Seyran Erkul da, basın toplantısında oğlunun son giydiği tişörtü koklayarak, oğlunu okutma isteğini gerçekleştiremediğini dile getirdi. Erkul, oğlunun işe başlamadan önce son kez arkadaşları ile görüşmek için kendisinden izin istediğini anlatarak, şunları dile getirdi: “Kent ormanına gitmiş, bu suç mu? Gencecikti onlar. Bizde yaş ağaca balta vurulmaz ama onlar gencecik çocuklarımızı aldılar bizden. Biz ölümle tanıştık. Bize düşen bu değildi. Biz adalet istiyoruz. Suçlarının ne olduğunu öğrenmek istiyorum. Türk bayrağı altında yemin ederek gencecik çocuklara onlarca mermi sıkan mı terörist yoksa eğlenenler mi terörist. Benim üç yaşında kızım var. Her gün ‘ağabeyim yazın gelecek mi? Doğum günümü erteledim’ diyor. Hangi ana dayanır. Bu oğlumun son giydiği terli tişörtü. Yarama bunu basıyorum. O hakimi de savcıyı da bir ana doğurdu. Oğuzhan’ımın terli tişörtü elimde adalet istiyorum.” 
 
‘YENİ SUÇ İŞLEMELRİNE DAVETİYE ÇIKARILIYOR’
 
Ardından söz alan HDP Milletvekili Erdal Ataş da, polisler için yasalarla getirilen yargı zırhına dikkat çekti. Gençleri öldüren polislerin hala görevde olmasının yeni suç işlemelerine davetiye çıkardığını hatırlatan Ataş, şöyle devam etti: "Kolluk güçlerine verilen zırhlar, onlara verilen hakların Anayasa’nın üzerinde tutulması KHK ve OHAL sürecinde birçok insan özellikle fişlenen mahallelerde çok rahat bir şekilde hedef haline getirilebiliyor. Daha birkaç yıl önce aslında Anayasa karşısında eşit olması gereken bütün hukuk ve kolluk güçlerine mahkemelere götürülmeme yönünde özel yasalar çıkarıldı. Bugün bu yasalar OHAL ile birlikte güçlendirilerek halklar üzerinde sopaya dönüştürülmüş durumda." "Çocuklarımızı gerekçesiz dayanaksız katledenler görevlerinin başında" diye devam eden Ataş, "Mecliste en azından bu konunun gündem olması, gençlerimizin bundan sonra bu şekilde yaşamını yitirmesin diye verdiğimiz önergelerin üzeri kapatılarak iade ediliyor. Adaletin sağlanması için halkımızın adalet mücadelesine sahip çıkması ile mümkün" dedi. 
 
‘İHBARIN ASILSIZ OLDUĞU BİLİNİYORDU’
 
Dava dosyasındaki gelişmeleri aktaran dava avukatlarından Meral Hanbayat, adil bir yargılama istediklerini belirterek, “Polisler ihbar için olay yerine gitmeden önce ihbarın asılsız olduğunu biliyorlardı” dedi. 
 
‘40 DAKİKA SONRA OLAY YAŞANDI’
 
Hanbayat’ın sözünü ettiği ve Gazi Polis Merkezi Grup Amirliği tarafından tutulan ihbar tutanağında, şu ifadelere yer alıyor: “14.04.2017 günü saat 21.30 sıralarında Gazi Polis Merkezi Hizmetlerinde kullanılan 0212… numaralı hattan arayarak, kendini Gazi Kent Ormanı özel güvenlik görevlisi Ramazan olarak tanımlayan ve 0544…73 numaralı hattan arayan şahıs biz görevlilere ‘orman içerisinde bir vatandaşın yanlarını geldiğini, orman içerisinde poşulu ve silahlı üç şahsın olduğunu, bu şahısların ayrıca 34 VP 8073 plakalı renault trafik marka araç kullandığını’ kendisini beyan ettiğini söylemiş. Biz görevlilerde özel güvenlikçiye yanlarına gelen vatandaşın bu şahısların kendisine karşı her hangi bir ziyan ve zararının olup olmadığını, bu şahısların ve aracı gördüğünü ve görevlilere bildirmek istediğini, biz görevlilere söylemiş, ihbar konusu gereği yapılmak üzere değerlendirilmiş olup; iş bu tutanak tarafımızdan tanzim edilerek birlikte imza altına alınmıştır. 14.04.2017 saat 21:40”
 
Hazırlanan iddianamede yer alan görüntüler üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde ise, Erkul ve Kerem’in de içerisinde bulunduğu aracın söz konusu ihbardan sonra polislerce olay yerine tutulan tutanaktan yaklaşık olarak 40 dakika sonra, 22.22 sıralarında polislerin parkın kapısında pusu kurduğu ve olayın yaşandığı kaydediliyor.