‘Kent Sözleşmesi Taslağını yereller kendi ihtiyacına göre dolduracak’ 2018-12-06 13:20:49 İSTANBUL – Yerel seçimlerden sonrada yola devam edecek olan Demokrasiye Çağrı Grubu üyeleri, yerel seçimler için Kent Sözleşmesi taslağını hazırladığını belirterek, “Yereldeki arkadaşlarımız kent yorumunu üstüne koyarak, kendi yerellerinde ne istiyorlarsa, nasıl bir şehirde yaşamak istiyorlarsa bu taslağı onunla donatacaklar” dedi.    Aralarında Demokrasi İçin Birlik, Yurttaş Girişimi, Diyalog Grubu, Demokratik İslam Kongresi, Doğu ve Güneydoğu Dernekleri Platformu, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) gibi çok sayıda parti ve kurumun yer aldığı Demokrasiye Çağrı Grubu’nun çalışmaları devam ediyor. Yerel seçimlerde, yerelden işbirliğinin sağlanması için çalışmalar yürüten Demokrasiye Çağrı Grubu’nun üyeleri Nesteren Davutoğlu, Abdulhekim Daş ve Salih Zeki Tombak, amaçlarının seçimle sınırlı olmadığını seçimlerden sonrada çalışmalarını sürdürmeyi hedeflediklerini belirtti.    ‘ZORUNLULUK ORTAYA ÇIKTI’    Demokrasi Çağrı Grubu üyesi Abdulhekim Daş, 24 Haziran ve öncesindeki seçimlerde Türkiye'de demokrasi, barış, adalet ve özgürlükleri de içine alan bir çalışmanın gerekliliğinin ortaya çıktığını ifade ederek, “Konferanslar şeklinde toplantılar yaptık. Çeşitli sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, siyasi hareketler, yöre dernekleri olarak bir araya geldik. Temel ihtiyaçlar ve asgari müştereklerde bir araya gelmenin ve bunu da yerellerden başlatarak yapmanın önemli olduğu kanaatine vardık. Böyle bir çalışma yürüttük. Bunun için de Demokrasiye Çağrı Koordinasyonu oluşturuldu. Demokrasiye Çağrı Grubu, bunu yerellerden nasıl örebileceğimiz konusunda çeşitli çalışmalar yaptı. Geçmiş dönemlerde bazı belediyelere kayyum atandı. Belediye başkanlarının görevden alındı veya görevlerini bırakmaya zorlandı. Bunun içinde yerelde yönetimi içine alacak bir şekilde bir çalışmanın gerekliliği ve zorunluluğu ortaya çıktı. Yerellerden bunu örgütleyerek Türkiye genelinde bir çalışmaya dönüşmesi konusunda ortaklaştırıldı” dedi.    ‘SEÇİMLER SONRASINIDA DEVAM EDECEĞİZ’   Çalışmalarının sadece seçimle sınırlı olmadığını dile getiren Daş, “Seçimler sonrasını da öngören ve gerçekten Türkiye'de antidemokratik bir yapıya karşı olan herkesi içermektedir. Yani sadece yerel seçimlere endeksli değil. Seçimler sonrasını da seçimde elde edilecek başarıyı ve yapılacak ortaklaşmalarla birlikte bunu ileri taşıyacak bir çalışmanın zeminini bugün yaratmak istedik. Bununda seçimler öncesine denk gelmesi işlerimizi daha da kolaylaştırdı” diye ifade etti.    ‘MEVCUT İKTİDARI GERİLETMEK’   Demokrasiye Çağrı Grubu Üyesi Nesteren Davutoğlu da, yerel seçimlerde bir sonuçla çıkmayı hedeflemek gerektiğini belirterek, “Önümüzde yerel seçimler fırsatı var. Orada ne dostluk edindiysek sonrasında onlar ile birlikte yürümeliyiz. Ama bizim amaç ve hedefimiz mevcut iktidarı geriletmek olmalı. Yani demokratik saf kazanmak olmalı. Bu büyükşehirler de de olabilir, Demokrasiye Çağrı Grubu’nun pilot olarak seçtiği 24 ilde de olabilir. Yani somut bir araya gelişler ve programlarla ittifak olmalıdır” diye konuştu. Değişimden bahsedildiğini sözlerine ekleyen Davutoğlu, “Değişim de biz mıh gibi durursak bir adım atmazsak hiçbir şey ilerleyemez. Dolayısıyla burada bizim birbirimize doğru adım attığımız, mümkün olan en geniş ittifakı kurmak çabasıyla kulak verdiğimiz, birbirimizi dinlediğimiz bir çalışma olmalı. Bunun ekseni nedir. O da Kent Sözleşmeleridir” diye ifade etti.    ‘KENT SÖZLEŞMESİ TASLAĞI HAZIRLADIK’   Kent Sözleşmesi taslağını açarak konuşmasını sürdüren Davutoğlu, şunları söyledi: “Yani bugün yaşadığımız yer hayat kalitemizde ciddi anlamda belirleyicidir. Nerede yaşıyorsak oradan etkileniyoruz. Sosyalliğimiz, ekmek paramız hepsi yaşadığımız yerde hayatımıza değen konulardır. Bu bağlamda bir çatı hayal edelim. Bunun tepesinde temel hak ve özgürlükler var. Eşit, özgürlük, adalet taleplerimiz var. Bunlar demokratik haklarımızdır. Öyle kenardan sessiz sakin değil, bunlara sarılmamız gerekiyor. Yaşadığımız kentte yoksullar kentin kaynaklarından ne kadar yararlanabiliyor? Mağdur edilen ve ezilen insanlar daha iyi bir hayat kalitesi için kentlerin bu kaynaklarından ne kadar yararlanıyor? Bir kentin yaşam standardını belirleyen neler vardır. Barınma, ulaşım ihtiyacı, çevre koruma, tarihsel değerlere sahip çıkma gibi çok sayıda konuyu kapsayan 10 maddelik bir taslak hazırladık. Bunun içinde tabi ki daha önceki kent sözleşmelerine, sosyalist entegrasyona, iyi örnek dediğimiz belediyelere bakarak bir çerçeve hazırladık. Bunu da mal sahibine emanet ettik.”   ‘KENT SÖZLEŞMESİNİ İMZALIYOR MU?’   Yerelde yaşayan arkadaşlarına bir çerçeveyi verdiklerini dile getiren Davutoğlu, “Arkadaşlarımız kent yorumunu üstüne koyarak, kendi yerellerinde ne istiyorlarsa, nasıl bir şehirde yaşamak istiyorlarsa bu taslağı onunla donatacaklar. Ya da diyelim nükleer enerjiye karşı bir şey mi var, onu da oraya koyacak. Ve ya bir derenin taşma sorunumu var, dere yatağının nasıl ıslah edilmesi gerektiğine dair bir güç ve oluşum olacak. Yani ‘en iyi orada yaşayan bilir’ mantığıyla biz onların bu çözümlerinin üzerine çalışmasını istiyoruz. Sonrasında da bir ortak söylemle kamuoyu ile paylaşmaktır” diye belirtti. Hiç aday isminden bahsetmediklerini de ifade eden Davutoğlu, şöyle devam etti: “Aday isminden bahsedilince direk zıtlaşmalar oluyor. Oysa biz ilke ve prensiplerimizi sıralamalıyız. Ondan sonra da bu ilke ve prensiplerin bizi yürütecek ortak adaya gitmeliyiz. Sunacağımız bu sözleşmeyi imzalıyor mu? Ne düşünüyor? Sözleşme imzalatıldıktan sonra çalışmanın ikinci bölümü olan ortak saha çalışmasına ineceğiz. Bu da Ocak, Şubat ve Mart ayında olmuş olacak.”   ‘ŞEHİR BİZİM, MERKEZE HAVALE EDEMEYİZ’   “Kentteki hayat kalitesinin, kaynaklarını eşit kullanarak ve mağdurları yükseltmeye çalışarak ne planlayabiliriz?” diye devam eden Davutoğlu, şunları söyledi: “Söz kent sahibinin olacak. O zaman kent sahipleri orada ne istiyorsa onu önerecek. Zaten bir tek belediye başkanıyla olmuyor bu iş. Meclislere girmekte bizim önemli hedefimiz. Aynı zamanda halk meclisleri kurmak önemli bir hedefimiz. Dolayısıyla bir şehirde söz sahibi olmak, karar sahibi olmak, kaynakları yönetebilmek ve sonra denetleyebilmek. Bunu yaparsak zaten demokratik kent yönetiminin kendisi olmuş olur.” Örgütlü çalışmanın öneminden bahseden Davutoğlu, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bugün söz sahibi olmak işin bir kısmı. Yapılanını denetlemek işin ikinci kısmıdır. Bu bağlamda sürekliliği olan bir şeyi yapmak marifettir. Hepimize de o yakışır. İlk önce köşelerimizdeki böyle kasık halimizden kurtulup birbirimizden ne öğrenebileceğimize, kenti nasıl daha iyi bir hayata çekebileceğimize dair niyetimizi kuralım. Devamı gelir. Şehir bizim hayat bizim, merkeze havale edemeyiz.”    ‘HERKES KENDİ YERELİNDE ZENGİNLEŞTİRECEK’   Demokrasiye Çağrı Grubu Üyesi Salih Zeki Tombak ise, 24 ilde oluşumlarını tamamladıklarını, kimi yerlerde daha dar kimi yerlerde ise daha geniş katılımların olduğunu anlattı. Bölgede, Van, Mardin, Diyarbakır’da, batıda ise başta İzmir, Ankara, İstanbul olmak üzere birçok yerde Demokrasiye Çağrı Grubu’nu oluşturduklarını dile getiren Tombak, “Buralarda Demokrasiye Çağrı Birimleri oluştu ve bunlar kendi şehirlerinde muhalif, demokrasiden yana güçleri, grupları yan yana getirdi. Bazen yerellere indikçe o şehir adına konuşan tekil bireylerde yer aldı. Herkesin kanaat önderi olarak gördüğü, sözünün dinlendiği, insanlarda katıldı. Oranın zenginleşmesi, bileşenlerinin çoğalması oradaki arkadaşlarımızın çabasına ve bu perspektifi kavramalarına bağlı. Bunu yaptıktan sonra elimizde bir kent sözleşmesi taslağı var. Onu herkes kendi yerelinde zenginleştirecek” diye konuştu.    24 ilde yapacakları toplantıların ardından İstanbul’da büyük bir toplantı organize edeceklerini ifade eden Tombak, “Orada da yerellerden gelen katkıları bir araya getirmek ve bütünsel bir yerel demokrasi perspektifi oluşturmak istiyoruz” dedi.    ÇEŞİTLİ TOPLANTILAR DÜZENLEYECEKLER   Şimdiye kadar belirledikleri çalışmalar hakkında bilgi veren Tombak, şunları söyledi: “Çalışmaların somut bir şekilde yapılması için daha önce basın açıklaması yaptı. Bu çalışmalarımızı sürdüreceğimizi söyledik. İlk olarak İstanbul’da 07 Aralık saat 19.00’da Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi’nde 2’nci Bölgenin toplantısı olacak. 08 Aralık’ta ise hem 3’üncü hem de 1’inci bölgede çalışmamız olacak. 1’inci bölgede Prenses Düğün Salonunda saat 15.00’de konferansımız olacak. Aynı gün saat 13.00’de Sefaköy’de bulunan Yağmur Düğün Salonunda 3’üncü bölgenin genel toplantısı olacak. 09 Aralık’ta ise Ankara ve İzmir’de eş zamanlı olarak toplantımız olacak. Ayın 16’sında Trakya bölgesinde Kırlareli, Edirne, Tekirdağ’ı içine alan Çorlu’da buna yönelik bir toplantı yapılacak. Diğerlerinin de organizasyonları da yapılıyor ama şuan tam net değil. Bursa’nın 16 ya da 23’ünde olacak. Kocaeli ayın 14’ünde yapılacak. Amacımız bunu ayın sonunda bitirip Ocak’ın başında genel bir toplantı yapmaktır.”    ‘BİRBİRİMİZİN ELİNİ HAVADA BIRAKMAYALIM’   Tombak, “Herkesi kendi hayatına, kendi geleceğine, çocuklarının geleceğine sahip çıkmaya çağırıyoruz. Bu birbirine sahip çıkma çağrısıdır. Kayyum atanmış şehirlerdeki insanlara İstanbul’daki insanların sahip çıkması, Bursa da konkordato ile kapanmış işyerlerinde çalışan işçilere de Kürt Özgürlük Hareketinin sahip çıkması. İşin özü birbirimizin elini havada bırakmamız gerekir” dedi.    MA / Sadiye Eser