HDP Kadın Meclisi: Bu böyle gitmez, değiştireceğiz 2018-07-11 12:07:37   ANKARA - HDP Kadın Meclisi seçimlerin değerlendirildiği toplantının sonuç bildirgesini paylaştı. Seçim sürecinde cinsiyet rollerini pekiştiren, cinsiyetçiliği besleyen dil ve tutumların güçlendiğini belirten HDP’li kadınlar, parlamentoda kadın vekillerin, kadın meclislerinin, kadın örgütlerinin ve feministlerin seslerini daha gür çıkaracağı bir döneme girildiğini ifade etti.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, 9 Temmuz'da gerçekleştirilen seçim değerlendirmesi toplantısının sonuç bildirgesini paylaştı. Bildirge yeni döneme ilişkin siyasi ve örgütsel planlamalar yer aldı.   'TÜRKİYE HALKLARI HDP'SİZ BİR MECLİSİ KABUL ETMEDİ'   Paylaşılan sonuç bildirgesinde OHAL şartları altında, eşitsiz koşullarda ve demokratik meşruiyeti bulunmayan bir ortamda yapıldığı vurgulanan 24 Haziran seçimleri için “Partimizin Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, seçim çalışmalarını rehin alındığı cezaevinden yürütmüştür. Partimize yönelik olarak ise, Erdoğan’ın 'sandığa gömün' 'altı bırakacak şekilde çalışın' talimatı doğrultusunda Olağanüstü Hali de aşan bir şekilde devlet engellemelerine karşın bir seçim çalışması yürütülmüştür. Aynı hukuksuzluk, seçim ve oyların sayılması sürecinde de artarak devam etmiştir. Ancak bütün bunlara rağmen Cumhurbaşkanı adayımız üçüncü sırada yer almış ve partimiz yüzde 10 barajını geçerek Meclis’in üçüncü partisi olmuştur. Türkiye halkları HDP'siz bir Meclisi kabul etmediğini, HDP'nin baraj altında bırakılması dayatmasını reddettiğini oylarıyla bir kez daha teyit etmiştir" denildi.   'EŞİT TEMSİLİYETİ SAĞLAYACAĞIZ'   HDP olarak seçim sürecinde kadın temsiliyetinin yüksek oranda yakalandığı, ancak bu oranın yeterli olmadığı da kaydedildi.    Devamında “Ancak bu eşit temsil değil diyoruz. Örgütlülüğümüzü ve erkek egemen zihniyete ve ayrımcılığa karşı mücadeleyi yakınımızda ve uzağımızda her yerde ve hep birlikte büyüterek, eşit temsiliyeti sağlayacağız. Bu seçim sürecinde cinsiyet rollerini pekiştiren, cinsiyetçiliği besleyen dil ve tutumların kendi çevremizde de güçlendiğini tespit ediyor ve kadın örgütlülüğünü, dayanışmasını ve özgürlük mücadelesini yükselterek bunu mutlaka aşacağımızın sözünü veriyoruz" ifadeleri kullanıldı.   'FAŞİST İKTİDARA KARŞI MÜCADELEMİZ SÜRECEK'   AKP-MHP ittifakının bu seçimlerde aradığı meşruiyeti ve başarıyı elde edemediğinin altı çizilen bildirgede, şu değerlendirmeler yer aldı: "Bu kadın ve demokrasi düşmanı, erkek egemen, faşist iktidara karşı mücadelemiz ve direnişimiz yaşamın bütün alanlarında sürecektir. Bu seçimde cezaevlerindeki kadın yoldaşlarımız da fikirleri, emekleri ve neşeleri ile kampanyamıza büyük katkı sundular. Ancak Hakkari milletvekili olarak seçilen Leyla Güven’in AKP iktidarının güdümündeki yargı tarafından keyfi bir kararla tahliye edilmeyerek Hakkari halkının iradesinin tutsak edilmesini kabul etmiyor ve Leyla Güven'in özgürlüğüne kavuşması için tahliye işlemlerinin derhal yapılması gerektiğini belirtiyoruz."    'DAYANIŞMA İLE KADINI YOK SAYAN DÜZENLEMELERE KARŞI MÜCADELE EDECEĞİZ'   Seçimlerde başta kadınlar olmak üzere dayanışma gösteren ve çalışmalarda yer alan herkese teşekkür edilen bildirgede, geniş kadın ittifakı vurgusu yapıldı.    Buna dair ise, "Bizleri güçlendiren bir aradalığımızın, önümüzdeki dönemde daha da zorlu bir şekilde vereceğimiz açık olan haklar ve özgürlükler mücadelesinde ne çok önem taşıdığını ve tüm kadınlar için ilham verici olduğunu vurgulamak istiyoruz. Tek adam rejiminin, halklara, kadınlara, çocuklara, emekçilere; yoksulluk, açlık, şiddetten başka bir şey vermediğini hep söyledik. Kadınları baş düşman olarak gören bir zihniyetin toplumun bütün hücrelerine sızarak, bütün özgürlük ve mücadele alanlarımızı daha da gasp edeceği açıktır. Kadınların mücadelesi kurulan ancak siyasi iktidarın ortadan kaldırmaya çalıştığı kadın bakanlığının, Türkiye’de cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kadına yönelik şiddetle mücadelenin güçlenmesi için önemli bir kurum olması gerektiği bilinciyle yaygın ve etkin bir kurumsal yapının mücadelesini vermeye devam edeceğiz. Bugüne kadar yürüttüğümüz politikalar ve dayanışmamız ile siyasi iktidarın kadınları yok sayan, haklarımızı ortadan kaldırmaya, şiddeti, tacizi, tecavüzü normalleştirmeye çalışan bütün düzenlemelerine karşı aynı kararlılık ve güçle karşı duracağız. Daha önce de başardığımız gibi bu yasaları durdurmaya ve kadınlar için özgürlük alanlarını genişletmeye kararlıyız" denildi.    'ÇOCUK BAKANLIĞI İÇ İN MÜCADELE'   Bildirgede yine çocuğa dönük istismarın önlenmesine dönük alınan kararlar da yer aldı.   Çocukların güvenliği ve gelişimi için elzem olan Çocuk Bakanlığı’nın kurulması için verilen mücadelenin aynı kararlılıkla sürdürüleceği ifade eden HDP’li kadınlar, “Yaptıkları düzenlemeler ile çocuk tacizcilerini cezasız bırakan siyasi iktidarın, erkek egemen aklın, haklı olarak infial yaratan çocuk tecavüz ve cinayetleri karşısında hadım ve idam gibi cezalar önererek bu yaptığını gözlerden kaçırmasına, çocuk istismarı suçunu kendi idam talebi için kullanmasına izin vermeyeceğiz" dedi.   'HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİMİZ KADEM'E TERK ETMEYİ REDDEDİYORUZ'   Çorlu’da 24 insanın yaşamını yitirdiği tren faciasından siyasi iktidarı sorumlu tutulduğu bildirgenin devamında şunlar kaydedildi: "Açıklanan Saray kabinesi, tam bir patron-savaş kabinesidir. Türkiye'yi bir anonim şirket gibi yöneteceğiz diyenler, hükümeti de buna göre oluşturmuştur. Kadınlar olarak sağlığımızı özel hastane sahiplerine, barış özlemimizi eski genelkurmay başkanlarına, vergilerimizi damatlara, yaşam alanlarımızı, kentlerimizi, doğamızı TOKİ genel müdürlerine, hak ve özgürlüklerimizi KADEM’e emanet etmeyi reddediyoruz. Ülkenin yarısının bu rejime itirazı devam etmektedir. Kadınların hak ve özgürlükler mücadelesi hiçbir zaman durdurulamamıştır. Bu ceberut rejimin Türkiye gibi güçlü demokrasi mücadeleleri birikimi olan bir ülkede kalıcı olması mümkün değildir. Kadın özgürlük mücadelesinin her zamankinden daha güçlü, birleşik ve geleceği kucaklayacak şekilde büyütülmesi ertelenemez ve en acil görevimizdir. Parlamentoda kadın vekillerimizin, kadın meclislerimizin, kadın örgütlerinin, feministlerin seslerini daha gür çıkaracağı bir döneme giriyoruz.  Bu bilinç, umut ve kararlılıkla yol alacağız. ‘Devran böyle gider’ diyenlere, 'Bu böyle gitmez, değiştireceğiz' diyoruz."