'Dünya virüsle, AKP HDP'yle mücadele ediyor'

img

ANKARA - HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, dünyanın koronavirüsle ancak AKP’nin ise HDP ve Kürtlerle mücadele ettiğini belirterek, “Kayyımın virüsten farkı nedir? Halk iradesiyle seçilen bir belediye yönetimi bir kişinin gelip oraya el koyması en büyük virüstür” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Meclis’te gündeme dair açıklamalarda bulundu. Beştaş, koronavirüs (Kovid-19) salgınının bütün dünyayı tehdit ettiğini belirterek, AKP’nin toplumu salgına karşı hazırlamadığını söyledi. Beştaş, “Toplumu hazırlamadığı gibi halk sağlığını korumak için gerekli tedbirleri de almadı. Şu anda da ağırlıklı olarak koronayla ilgili aldığımız bilgiler, Sağlık Bakanı’nın her gece saat 23.00’de attığı tweetlerden ibaret” dedi.
 
‘HANGİ İLLER TEHDİT ALTINDA?’
 
Beştaş, salgının hangi illerde çıktığını, hangi illerin büyüt tehdit altında olduğunun açıklanması ve test sayısının neden düşük olduğunun açıklanması gerektiğini belirterek, “Biz baştan beri HDP olarak şunu söyledik: Şeffaflık virüsle mücadelede temel ihtiyaçtır. Sadece ölenlerin sayısı vermek ve bugün 7 ya da 3 yaşlımızı kaybettik diye tweet atmak, aynı zamanda ayrımcı bir dildir ve yaşlılarımızın, büyüklerimizin ölümünü de meşrulaştıran bir dile tekabül ediyor. Bu yönüyle bu üslubu da kabul edilemez buluyoruz. Yaşlılar için ayrımcı bir virüs ama daha çok yoksulların, işsizlerin, emekçilerin yaşam koşullarını ağırlaştırdığı için acımasız bir virüs” şeklinde konuştu. 
 
‘TÜRKİYE SOSYAL DEVLET DEĞİLDİR’
 
Salgına karşı iktidarın mücadelesini yeterli bulmadıklarını ifade eden Beştaş, “Çünkü halkı, toplumsal sağlığı tamamen göz ardı eden, adeta kaderiyle baş başa bırakan, başınızın çaresine bakın diyen bir iktidar gerçeğiyle karşı karşıyayız. Hukuk devleti ilkesini hepimiz biliyoruz ve buralarda, Genel Kurul’da, toplumsal alanlarda da Türkiye’nin bir hukuk devleti olup olmadığı tartışılır. Hukuk devleti olmadığımızı artık bütün dünya alem biliyor. Ama korona salgını bir gerçeği daha ortaya çıkardı, görünür kıldı, altını çizdi: Türkiye bir sosyal devlet de değildir” diye konuştu. 
 
‘EVDE HAYATI KILMAK İKTİDARIN GÖREVİ’
 
Beştaş, sağlık çalışanlarının da işe iade edilmeleri gerektiğine değinerek, şöyle devam etti: “Peki halka ne diyorlar? Tek bir çağrıları var: Evde kal. Evde hayat olması için evin mutfağında yiyeceğin, zahirenin, ısınmanın, elektriğin, iletişim olanaklarının olması lazım. Mutfağı bomboş ama evde hayat var. Evde hayatı kılmak iktidarın, sosyal bir devletin görevidir. İşte bu yönüyle partimiz adına açıklama yapılacak, bizde paketimizi tekrar tekrar açıklayacağız. Önerilerimizin dikkate alınmasını talep ediyoruz. Evet bu salgın bu yönüyle ayrımcı bir salgın aslında. Zenginler yatlarla, katlarla, uçaklarla gidip özel yerlerde sağlıklarını korunabiliyorlar. Ama emek gücüne dayanarak çalışmak zorunda olan emek dünyasına bir şey yok. Diğer bir mesele TTB, SES başta olmak üzere sağlık kurumlarının önerileri dikkate alınmıyor tek taraflı bir çalışma yürütülüyor.”
 
‘AKP HALKIN MECLİSİNİ HALKTAN KORUYOR’
 
Tüm yaşananlar karşısında Meclis’in tutumunu eleştiren Beştaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu ana kadar Meclis’te, Genel Kurul’da toplum sağlığını koruyan, buna ilişkin önlemler getiren hiçbir yasa tasarısı görüşmedik. Bizim ve diğer muhalefet partilerinin korona virüsünün değişik kesimlere dönük etkileri konusunda verdiğimiz bütün önergeler AKP MHP oylarıyla reddedildi. Sağlık Komisyonu üyelerimiz Komisyonun hemen toplanması için talepte bulundu, İHİK Komisyonunun toplanması için talepte bulundu. Sadece 3 komisyonu örnek veriyorum; 3’ü de kabul edilmedi. Yine başka bir çağrımız vardı. TBMM çatısı altında bütün partilerden eşit sayıda vekil katılımıyla bir kriz koordinasyon ekibi kuralım. Halkı doğru bilgilendirelim, şeffaflığı sağlayalım ve halk sağlığını her şeyin önüne koyalım. İşte halkın meclisini halktan korumak böyle oluyor. Şu anda AKP iktidarı halkın meclisini halktan koruyor. Devletin bu durumda halka ne kadar büyük bir sosyal mesafe aldığını da görmüş olduk.”
 
‘AKP ÖRNEK BELEDİYELERE MÜDAHALE ETTİ’
 
HDP’li belediyeler kayyım atanmasına ilişkin konuşan Beştaş, belediyelerinin büyük bir seferberlik başlattığını ve mücadele yürüttüğünün altını çizdi. Beştaş, şunları söyledi: “Sağlıktan parkların temizlenmesine, su faturalarının iptaline dair, belediye otobüslerinin gün aşırı temizlenmesine ve sosyal mesafeye uygun kullanılmasına dair bir dizi önlem aldık. Bunun ne kadar önemli olduğunu gördük. Evet, kendi halkının sorununu görmeyen iktidar, maalesef belediyelerin bu konudaki hizmetlerine tahammül edemedi. Örnek belediyeciliğe müdahale etti. Çünkü kendisi halka hizmet götürmez iken birilerinin bu dayanışmayı örmesi, bütün dünyaya, Türkiye’ye örnek bir belediyecilik sergilemesi kendisi açısından korona salgınını fırsata çevirdi.
 
Evet, dünya virüsle mücadele ediyor ama AKP ise HDP ve halkla mücadele ediyor. Virüs gibi bir gündemi yok. Belediyelerimiz korona ile mücadelede gerçekten büyük bir başarı elde ettiler. Bu konuda aslında belediyelerimize ödül verilmesi gerekirdi. Başka bir ülkede olsaydık, demokratik adil bir ülkede olsaydık belediyemiz parmakla gösterilir, ödül verildi. Bizde bunun ödülü kayyım atamak oldu çünkü rahatsız oldular. Kürtlerle mücadele eden bir AKP var. Aslında AKP iktidarı da bir virüs gibi toplumun iliklerine kadar sömüren, kendi iktidarını devam ettiren bir perspektifle hareket etmeye devam ediyor. 
 
KAYYIMIN VİRÜSTEN FARKI NEDİR?
 
Kayyımın virüsten farkı nedir? Halk iradesiyle seçilen bir belediye yönetimi bir kişinin gelip oraya el koyması en büyük virüstür. Asıl korona virüsü budur. Yüzbinlerce insanın iradesini gasp eden hem de göz göre göre reddeden bir darbe anlayışından başka bir şey değildir. Eskilerin bir söz var bu kurt bu kışı atlatır da yediği ayazı unutmazmış. Kürtler unutmayacak, halklar unutmayacak. Bu günler geçecek, mutlaka bunun hesabı sorulacak, halk tarafından sorulacak. Çok bilinen bir deyimle, koyun can derdinde kasap et derdinde. Şu anda dünyanın her yerinde büyük projeler yapılıyor. Virüsle mücadele edilirken yerel yönetimlerle koordine bir şekilde virüsle mücadele ediyor. Bizde ise yerel yönetimlere kayyım atanıyor. Korona virüsüne karşı nasıl dayanışmayı örüyorsak, kayyıma karşı da dayanışma ağlarımızı örerek çıkacağız. Koronavirüsü mutasyona uğruyor. Biliyorsunuz hepimiz korona uzmanı olduk ama AKP nasıl bir mutasyona uğrayacak hep birlikte göreceğiz.”
 
İNFAZ DÜZENLEMESİ: EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRIDIR
 
Meclis’e getirilmesi beklenen 3. Yargı Paketi’nde yer alan infaz düzenlemesine de değinen Beştaş, “Ve şu anda cezaevlerinde kapasite üstü bir tutuklu, hükümlü sayısı var bu yönüyle bu salgından yaşanacak ölümlerden de devlet birinci derece sorumludur. Çünkü hapishanelerde bulunan her bir mahpusun can güvenliği devletin sorumluluğundadır. Virüsün bulaşma tehlikesi göz ardı edilirse bunun önünü alamayız. Neymiş efendim kişilere karşı işlenen suçlar ama terör suçları diye nitelendirilen ama ezici çoğunluğu siyasi suçlar olarak belirlenen kişiler kapsam dışı bırakılıyor. Bu kadar vahim bir tabloda siyasi hükümlüleri tutukluları bu kapsam dışına çıkarmak katiyen toplum vicdanını derin bir şekilde yaralayacaktır. Ama bu infaz kanununa göre toplum vicdanını yerle bir edecek şekilde kapsam dışına çıkarılmaya çalışılıyorlar. Bu eşitlik ilkesine aykırıdır bunu kabul edemeyiz anayasa kanun önünde herkesin eşit olduğu yazılır” dedi.