Temelli: Tezkereye ‘evet’ demek bu ülkeye en büyük kötülük

img

ANKARA – Tezkereye ‘evet’ diyen CHP’yi sert sözlerle eleştiren HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, “Yoz bir milliyetçiliğin peşine takılıp gitmek, savaş politikalarına destek vermek aslında bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür” dedi. Temelli, iktidarın savaş politikalarını sonlandıracak bir mücadeleyi hayat geçirmek gerektiğini söyledi.

 
Kuzey ve Doğu Suriye bölgesine yönelik aylardır tehditlerde bulunan Türkiye, dün bölgeye yönelik askeri operasyona başladı. Operasyon Meclis’te HDP dışındaki partilerin tezkereye ‘evet’ demesinin ardından geldi. Bölgeye yönelik havadan ve karadan sürdürülen saldırılarda bölgeden yansıyan bilgilere göre, binlerce insanın yaşadığı sivil yerleşim yerleri de hedef alınıp, ölüm ve yaralanmalar yaşandı.  
 
Yürütülen operasyona öncesinde bölgedeki askerlerini geri çeken ABD ve Avrupa ülkelerinin yanı sıra Arap dünyasından da tepkiler söz konusu.
 
Meclis’te operasyona karşı çıkıp, tezkereye ‘hayır’ diyen tek parti olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, AKP iktidarının Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik operasyonunu Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi.
 
‘SURİYE VE ORTADOĞU POLİTİKASI KÜRT DÜŞMANLIĞI İLE ŞEKİLLENİYOR’
 
Yönetemeyen iktidarlar ve otoriter rejimlerin baskı politikalarından başka bir şey üretemediğini söyleyen Temelli, “Bu baskı politikalarının devam ettiğine uzunca bir süredir tanıklık ediyoruz. AKP-MHP bloku tecrit, OHAL ve kayyum politikalarıyla toplumsal barışı yıkan bir anlayışa sahip. Çok uzun yıllardır AKP’nin Suriye ve Ortadoğu politikası aslında bir Kürt düşmanlığı ile şekilleniyor. Hem Suriye’deki hem Irak’taki hem de Türkiye’deki Kürtlere düşmanlığının zaman zaman farklı boyutlarda karşımıza çıktığını görüyoruz” dedi.
 
‘İŞGAL POLİTİKASINI DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDE ANLATTI’
 
Bu anlayışla AKP’nin savaş politikalarını sürekli gündemde tuttuğunu dile getiren Temelli, Kuzey ve Doğru Suriye’ye yönelik operasyonun beklemedikleri bir gelişme olmadığını kaydetti. 
 
Bunu daha önce Afrin’de de yaşadıklarını ifade eden Temelli, şunları söyledi: “Birçok sınır ötesi harekette, tezkerelerde yaşadık. Bu savaş politikalarında artık işgal meselesini çok açık dile getiren bir iktidar ile karşı karşıyayız. Bakın BM Genel Kurulu’nda bir harita gösterdi tüm dünyaya ve o haritada kırmızı çizgi ile çizdiği bir bölge vardı. Burada savaş sonucunda nereleri işgal edeceğini anlatıyor ve ona bağlı olarak nasıl bir nüfus politikası izleyeceğini açıkça dile getiriyordu. O gün orada birisi kalkıp, ‘Bu anlattığınız Cenevre Antlaşması’na göre suçtur’ deseydi, merak ediyorum ne cevap verecekti. Kendisi kalkıp, böyle bir şeyi tüm dünyanın gözü önünde anlatarak aslında Türkiye’yi içinden çıkılmaz bir yere sürükledi.” 
 
‘DÜN TEZKERE GEÇMESEYDİ BUGÜN BU ATILMAZDI’
 
Temelli, izlenen bu savaş politikaları nedeniyle Türkiye toplumunun artık AKP iktidarından kurtulması gerektiğini vurguladı. Ülkenin topyekun bir felakete sürüklendiği uyarısında bulunan Temelli, öncelikle başlatılan operasyonun biran önce durdurulması gerektiğinin altını  çizdi.
 
Temelli, “Türkiye çok büyük acılar çekti daha da büyük acılar çekmeye gebe. Dün parlamentoda bu tezkere geçmeseydi, bugün bu adım atılmazdı. Sınır ötesi tezkereler geçtiği sürece Türkiye hep daha kötüye gidecektir. 20 yıl boyunca bu Meclis’ten tezkere geçti. Toplum çok daha huzursuz, büyük gerilimlerin içinde yaşıyor” diye konuştu.
 
‘CHP YANLIŞ YAPTI’
 
Temelli, bu konuda operasyon sürecini hızlandıran tezkereye ‘evet’ diyen CHP’ye yüklendi. Temelli, CHP’yi şu sözlerle eleştirdi: 
 
“CHP’nin ‘içimiz yana yana tezkereye evet diyeceğiz’ söylemini kabul etmiyoruz. CHP de, diğer partiler de yanlış yaptı. Bu yanlışların bedelini hem Türkiye hem de Suriye halkları ödemektedir. İçiniz yansa da yanmasa da bugün Suriye’de bir yangın var. Yangının olduğu yere topla tüfekle gidilmez. Yangının üzerine benzin dökülmez. Eğer bir yerde yangın varsa, hiç olmazsa bir kova su alır gidersin ateşin üzerine dökersin. Bu da barıştan başka bir şey değil. Dolayısıyla benim içim yanıyor ya da işte Türkiye’nin menfaatleri var, Türkiye tehdit altında gibi sürekli iktidarın pompaladığı, aslında tümüyle yalan olan bir anlayışa muhalefet onay vermemeliydi. Bunun ciddi maliyetleri olacak.
 
‘MEMLEKET YANGIN YERİNE DÖNERSE SÖNDÜRMEK ZOR OLABİLİR’
 
Bugün ilkokul çocuğu bile kendisine bir şey söylendiğinde ‘Neden?’ der ve o nedene bağlı olarak neden-sonuç ilişkisi üretir. Bu parlamentoda bu kadar milletvekili bir neden-sonuç ilişkisi kuramıyor mu? Bu kadar akıldan yoksun olmak nasıl bir şey inanın anlamakta zorluk çekiyorum. Tezkerelerle değil, barış köprüleriyle yol almak gerekiyor. Kürt düşmanlığını sonlandırarak, Suriye halklarının demokratik çözümüne katkı sunarak yol alabiliriz. Yoksa içimiz yanmaya devam eder. Bir süre sonra memleket yangın yerine döner ki işte o yangını söndürmek zor olabilir.”
 
Türkiye’nin her geçen gün küreselleşen bir Kürt sorunu olduğunu ifade eden Temelli, “Türkiye bunu 40 yıl önce çözseydi, Türkiye’nin sorunu olurdu ama çözemedi. 10 yıl önce çözseydi, bugün Suriye bu durumda olmazdı” ifadelerini kullandı.
 
Temelli, bugün Türkiye’de Kürt sorununu çözecek bir siyasi irade olmadığını da kaydetti. Kürtlere rağmen bir çözüm üretilemeyeceğinin altını çizen Temelli,  “Kürtlerle beraber çözüm üretecek en büyük güç, Türkiye’dir. Türkiye bunun farkına vararak, bunu çözebilir ama Türkiye’deki siyasetçiler yüzyıldır bunu çözemiyor. Bun da bir sorun var, yani sorun başlı başına aslında Türkiye’nin iktidar yapılanmasında olan ve o iktidarı biçimlendiren akılda” dedi. 
Temelli, bu akla karşı temel görevlerinin savaş karşıtlığı olduğunu da ekledi.
 
‘SAVAŞ POLİTİKALARINA DESTEK OLMAK EN BÜYÜK KÖTÜLÜKTÜR’
 
“Yoz bir milliyetçiliğin peşine takılıp gitmek, savaş politikalarına destek vermek aslında bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür” diyen Temelli, şöyle devam etti: 
 
“Dolayısıyla bu ülkenin bu yıkımdan, bu savaş politikalarından kurtulması için hep birlikte savaşa hayır demeliyiz. Herkesi savaşa hayır çağrısında buluşmaya davet ediyoruz. Toplumlar, insanlar savaş istemez. Savaşı kim ister? Savaşı işte AKP iktidarı gibi iktidarlar ister. Yönetemeyen, beceriksiz, kaynakları çarçur eden, kendi çıkarlarını ülkenin çıkarları önünde gören, haksız zenginleşme ile servet edinen iktidarlar savaş ister. Tarihte bunun birçok örneği vardır. Bugün savaş isteyen bu iktidara karşı tüm toplum ‘hayır biz savaş istemiyoruz, biz bir arada yaşamak, barış içinde yaşamak istiyoruz’ demeli. 
 
Savaş karşıtlığı, demokrasi, toplumsal barış, emek, kadına yönelik şiddete karşı çıkma mücadelesidir. Çünkü savaş topyekun toplumu tehdit eden bir hal almıştır. Böyle dönüp sadece sınırda yapılan bir harekat olarak bakmamak lazım.
 
Barıştan bahsetmek için barış mücadelesi ortaya koymak gerekir. Bugün ortaya koyacağımız mücadele savaş karşıtlığıdır. İktidara karşı topyekun bir demokrasi mücadelesi vermek, iktidarın savaş politikalarını sonlandıracak bir mücadeleyi hayat geçirmek gerekir. Onurlu bir barış böyle inşa edilir. Bunu yapmazsak, savaş hepimizi yok edecek. Türkiye toplumu buna hazırdır. Savaş isteyen iktidar, bugün yüzde 40’ların altına düşmüştür. Bugün seçime gitse bu iktidar yüzde 35 bile almaz. Toplumun üçte ikisi savaş istemiyor ve bu iktidara karşı. O zaman bunu çok net söylemeliyiz.”
 
‘DAHA VİCDANİ VE AHLAKİ YAKLAŞIMLAR BEKLİYORUZ’
 
Savaş politikalarına engel olmak için uluslararası kamuoyuna da seslenen Temelli, “Uluslararası kurumun sorumlu davranması gerekirdi. IŞİD meselesi önemli bir meseledir. Hafife alınmamalıdır, geçmişte de hafife aldılar ve Suriye’de yaşananlar ortada. Uluslararası kamuoyunun bu konuda vicdani bir yükümlülüğü vardır. Suriye meselesinin demokratik çözümü konusunda inisiyatif alınması gerekirken, devletlerin iktidarların çıkarları uğruna süreç heba edilmiştir. Daha vicdani ve ahlaki yaklaşımları bekliyoruz” dedi.
 
MA / Berivan Altan