Gülüm: Hükümet meşruluğunu yitirdi

img
İSTANBUL – Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyelerine atanan kayyumların yankıları henüz dinmemişken Kulp ve Karayazı belediye eşbaşkanlarının tutuklanmaları ve yerlerine kayyum atanmasını eleştiren HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, hükümetin meşruluğunu yitirdiğini söyledi. 
  
Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyelerine kayyum atamalarına dönük bölgenin ve Türkiye’nin birçok yerinde protesto gösterileri devam ediyor. Tepkiler henüz dinmemişken Diyarbakır’ın Kulp İlçesi Ağaçkorur köyü mevkiinde 12 Eylül’de meydana gelen patlama sonrası HDP’li Kulp Belediyesi Eşbaşkanları Mehmet Fatih Taş ve Fatma Ay ile beraber 5 kişi gözaltına alındı. Eşbaşkanlar dahil gözaltına alınanların tümünün tutuklanması üzerine Kulp Belediyesine İlçenin Kaymakamı Mustafa Gözlet kayyum olarak atandı. 18 Eylül’de ise hakkında kesinleşmiş cezası olduğu gerekçesiyle gözaltına alınan ve tutuklanan Karayazı Belediyesi Eşbaşkanı Melike Göksu’nun yerine yine İlçe Kaymakamı Mesut Tabakcıoğlu kayyum olarak atandı.
 
HDP’li belediyelere bir bir kayyum atanmasıyla beraber toplumda bir hareketlilik yaşandığını ve toplumsal anlamda ciddi tepkiler gelişmeye başladığını belirten Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, hükümetin meşruluğunu yitirdiğini söyledi.
 
‘CİDDİ TOPLUMSAL TEPKİLER GELİŞTİ’
 
Hükümetin atanan kayyumları topluma meşru göstermek için hukuki gerekçeler öne sürmeye çalıştığını ancak başarılı olamadıklarını dile getiren Gülüm, “3 büyükşehir belediyesine kayyumların atanmasının arkasından buna yönelik ciddi toplumsal tepkiler gelişti. Toplum, Kürt halkı, Türkiye halkları bunu kabul etmediler aslında. Sokaklarda meydanlarda, bazen basın toplantılarıyla ve çeşitli eylemlerle kayyumu kabul etmediklerini gösterdiler” diye belirtti. Atanan kayyumların 31 Mart’taki yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediyesini kaybetmelerini hazmedemediklerinin bir göstergesi olduğunu sözlerine ekleyen Gülüm, “Seçimi yenileme kararı alarak aslında halka tekrar gerçek yüzlerini gösterdiler. Seçimleri iptal etmesinin hiçbir şekilde hukuksal geçerliliğinin olmadığını çok iyi bilen toplum kayyumlar da gelince şunu söyledi; ‘Söylediğiniz hiçbir gerekçeye inanmıyoruz. Siz seçimle alamadığınız yerleri zorla almaya çalışıyorsunuz’ diyerek tepki gösterdi” şekline konuştu. 
 
‘İKTİDAR MEŞRUİYETİNİ YİTİRDİ’
 
İstanbul seçiminin iptalinin sonucunda Türkiye’de doğal ve sağlam bir demokrasi ittifakı oluştuğunu belirten Gülüm, “İktidar yürüttüğü politikalarla kendi meşruiyetini yitirdi. Daha sonra HDP’nin meşruiyetini sorgulatmaya çalıştı. Halen bu politikaları devam ettirmeye çalışıyor. Sürekli farklı yöntemlerle partimize yönelmeye çalışıyorlar” ifadelerini kullandı. Gülüm, hükümetin annelerin evlatları üzerinden kaygılarını dile getirdiği, savaşa karşı yeniden barışı savunanların yarattığı ortamı kendi zemini açısından kullanmaya çalıştığını söyledi.
 
‘EŞBAŞKANLARIMIZIN PATLAMA İLE İLGİSİ OLMADIĞI ANLAŞILDI’
 
Kulp Belediyesine kayyum atanmasını kabul etmediklerini belirten Gülüm, belediye eşbaşkanlarının ifadeleri sırasında 2015 Newroz’unda ve seçim sürecindeki konuşmaları sorulduğunu hatırlattı. Gülüm, “Son süreçte özellikli HDP’li belediyelerin, belediye eşbaşkanlarının ve belediye meclis üyelerinin sanki bir takım olaylarla ilgisi varmış ve ortada bir suç varmış gibi göstermeye çalışarak buradan bir politika yürütmeye çalıştı. Kulp’ta yaşadığımız mesele aslında böyle bir meseleydi. Evet, orada üzücü bir patlama gerçekleşti. Ama bunun hiçbir şekilde Kulp’taki belediye eşbaşkanlarımızla ya da yönetimdeki arkadaşlarımızla bir ilgisi yoktu. Soruşturma dosyalarına da baktığımızda bunu görebiliyoruz ” diye belirtti.
 
‘YARGI MUHALEFETE GÖSTERİLEN BİR SOPA DURUMUNDADIR’
 
Karayazı Belediyesi Eşbaşkanı Melike Göksu’nun 18 Eylül’de tutuklanması sonrası oraya da kayyum atanmasının gayri ahlaki ve gayri hukuki bir girişim olduğunu söyleyen Gülüm, HDP’li üye, çalışan, eşbaşkanlar hakkında açılan soruşturmaların jet hızıyla davaya dönüştürüldüğünü belirterek, “Yargı iktidarın toplumu cezalandırma, baskı altına alma, susturma aracı olarak kullanıyor. Özellikle toplumsal muhalefet içerisinde yer alan AKP-MHP bloğunun politikalarını doğru bulmayan eleştiren, özgürlük, demokrasi, ‘barış talep ediyorum’ diyenlere iktidarın aslında gösterdiği bir sopa durumundadır” şeklinde konuştu.
 
‘HAVUZ MEDYA HEDEF GÖSTERİYOR’ 
 
Havuz medyasının kayyum atamalarını halka yansıtmasının tamamen mesnetsiz iddialara dayalı olduğunu belirten Gülüm, hükümete yakın yayın yapan kanalları ve gazeteleri şu sözlerle eleştirdi: “Bütün politik hattın yürütülmesindeki en etkili araç yandaş basındır. Yandaş basın iktidardan gelen talimatlarla çalışan, hatta bazen aynı başlıkları manşet atan bir medya ile karşı karşıyayız. Aynı anda hepsinin aynı şeyleri düşünüp aynı başlıkları atması gibi bir durum olabilir mi? Bu imkansızdır. Bu belli ki bir talimat ilişkisidir. ‘Bu gün şunu başlık yapacaksınız’ deniyor. Onlarda yapıyor. Zaten Kulp’taki meselede de basın yoğun bir şekilde hedef gösterdi.” 
 
Hükümetin Kürt halkının iradesinin gasp edilmesini tutuklama ve gözaltılarla meşrulaştırdığına dikkati çeken Gülüm, “Bu toplum başta Kürt halkı olmak üzere hiç kimse kayyumları normalleştirmeyecek. ‘Bunlar olabilir’ demeyecek. Çünkü bunlara ikna edebilecek hiçbir gerekçe yoktur” dedi.