Temelli: Türk'ü Kürt'ten, Kürt'ü Türkt'en ayıranlara verecek oyumuz yok

img
İSTANBUL – Beyoğlu’nda konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, İstanbul seçimlerinin sonucuna dair "Binali kaybeder. HDP kazanır, Demokrasi kazanır, bu onurlu halk kazanır" dedi. Temelli, Kürt politikasını eleştirdiği AKP için "Türk'ü Kürt'ten, Kürt'ü Türk'ten ayıran, halkları birbirine düşman eden bu iktidarın adayına verecek oyumuz yoktur" ifadelerini kullandı.
 
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin 23 Haziran İstanbul seçim çalışmaları kapsamında Beyoğlu Hacıahmet’teki halk buluşmasına katıldı. Çok sayıda milletvekilinin eşlik ettiği Temelli'yi parti seçim otobüsünden çalınan ezgiler eşliğinde halaylar çekerek bekleyen kitlenin coşkusu Temelli'nin alana gelişiyle doruğa çıktı. Yaptığı konuşmada HDP seçmenine sandığa gitme ve demokrasiden yana tercihte bulunma çağrısı yapan Temelli, şunları söyledi:
 
"Dediler ki ;’İstanbul'da kayyım var’. ‘Geliyoruz’ dedik. Biz kayyımları süpüre süpüre geldik, şimdi 23 Haziran'da İstanbul kayyımını da süpürüp atacağız hep birlikte. 
 
31 Mart seçimine giderken Türkiye’de çok önemli bir değişime öncülük ettik. Tüm Türkiye halklarını, emekçilerini, kadınları bir cendereye sıkıştıran tekçi anlayışa karşı demokrasi ve barış mücadelesini yükseltmek için bir strateji hayata geçirdik. ‘Kürdistan’da kazanacağız, batıda kaybettireceğiz’ dedik. Sözümüzü tuttuk. 
 
O SANDIKTAN BARIŞ ÇIKACAK, DEMOKRASİ ÇIKACAK SEN GİDECEKSİN
 
31 Mart seçimine giderken meydan meydan dolaştı ‘Kürdistan yok’ dedi, ‘Kürt bile değil’ dedi, ‘defolun gidin’ dedi. Biz de ona dedik ki; Hiçbir yere gitmiyoruz, 31 Mart’ta sandığa gidiyoruz. İrademize sahip çıkıyoruz. O sandıktan barış çıkacak, demokrasi çıkacak sen gideceksin. 
 
HER SEÇİMDE BUNLARI YENDİK
 
Bize terörist diyenler 31 Mart seçim sonuçlarını içlerine sindiremediler. Sindiremedikleri için her türlü hileye başvurarak, YSK’yi her türlü şaibeye ortak ederek birçok belediyemizi çaldılar. Muş’u, Viranşehir’i, Malazgirt’i çaldılar. İtiraz ettik, hiçbir itirazımızı kabul etmediler. Şırnak’ı garnizona çevirdiler. Akla hayale gelmeyecek her türlü yol ve yöntemi hayata geçirdiler. Ama biz her seçimde bunları yendik. Barajın altında kalalım diye her seçimde hile yaptılar. Biz o barajları bunların kafasına her seçimde yıktık. 
 
ATADIKLARI BELEDİYE BAŞKANLARININ MEŞRUİYETİ YOK 
 
Belediyelerimizi gasp ettiler. O kayyımları süpürüp attık. Bunu sindiremeyenler hile ile ayakta durmaya çalışıyorlar. Mazbatalarımızı gasp edip bizim belediye başkanlarımızın yerine atadıkları belediye başkanlarının hiçbir meşruiyeti yoktur. Halk da onları tanımıyor. Bir gün mutlaka o belediyelerde halkın iradesi hakim kılınacak. Kimsenin şüphesi olmasın.
 
BUNLAR YENİLMEYE DOYMUYOR, MADEM ÖYLE 23 HAZİRAN'DA YİNE YENECEĞİZ
 
İktidarda kalabilmek için geldiler İstanbul seçimini de iptal ettiler. Oysa İstanbul’da bunları yenmiştik. Ama bunlar yenilmeye doymuyorlar. Madem öyle 23 Haziran’da bir kez daha yeneceğiz. Siz AKP’yi yemekten büyük haz duyuyorsunuz. 23 Haziran’da yine yeneceksiniz. Çünkü siz onurlu bir halksınız. Nerede zulüm, şiddet varsa, nerede böyle bir iktidar varsa o iktidarın karşısında 10 yıllardır dikildiğiniz gibi bugün de dikilmeye devam ediyorsunuz. 
 
İSTANBUL SEÇİM SONUÇLARINI BİR KEZ DAHA HDP BELİRLEYECEK
 
Onlara gereken dersi bir kez daha sandıklarda vereceğiz. 31 Mart’a giderken bize küfür eden, HDP’yi yok sayan Kürt’ü, demokratları, solcuları, sosyalistleri, kadınları, gençleri, yok sayanlara en güzel cevabı yine biz vereceğiz. İstanbul seçim sonuçlarını bir kez daha HDP belirleyecek. 
 
ARTIK KÜFÜR ETMİYORLAR, ŞİRİNLİK YAPIYORLAR
 
Baktılar küfür ederek yol alamıyorlar. Taktik değiştirdiler. Biz dedik ki, biz bir yere gitmiyoruz, sen gideceksin. Dersini almış, meydanlara çıkmıyor. Hadi çık, hadi bize defol de. Hayır, şimdi şirinlik yapıyorlar. Diyarbakır’a gidip Kürtçe konuşuyorlar. Kürdistan diyorlar. Bizim aklımızla alay eden bu anlayışa verecek bir tek oyumuz bile yok. Onlar samimiyetsiz. Onlar siyasette samimi olsaydı ülke 17 yıl sonra bu halde olur muydu? Bu zulüm 17 yıl devam eder miydi? 4 yıl boyunca mutlak tecrit devam eder miydi? 
 
TÜRK'Ü KÜRT'TEN, KÜRT'Ü TÜRK'TEN AYIRAN BU İKTİDARIN ADAYINA VERECEK OYUMUZ YOK
 
Dün akşam televizyon programını seyrettiniz mi? O samimiyetsizlik orada teşhir oldu. Moderatör soruyor; ‘Mültecileri ne yapacaksınız?’ Sanki mülteciler insan değil. Suriye'nin başına bu belayı bu iktidar sarmış. O daha geçen hafta 10 gün önce Diyarbakır’da Kürtçe konuşan, ‘Kürdistan’ diyen Binali Yıldırım diyor ki, ‘Nasıl Afrin’e girdiysek şimdi Fırat’ın doğusuna da gideceğiz. Orayı temizleyeceğiz, oraya Suriyelileri göndereceğiz.’ Dervişin fikri neyse zikri de odur. İfşa ettiler kendilerini. Fırat’ın doğusunda kim var? Rojava’da kim var? Rojava’dan buraya gelen bir mülteci mi var? Rojava’da yaşayan Kürtler var. Kürt düşmanlığını her fırsatta dile getiren bu iktidar kendini bir kez daha teşhir etti. Türk'ü Kürt'ten, Kürt'ü Türk'ten ayıran, halkları birbirine düşman eden bu iktidarın adayına verecek oyumuz yoktur. 
 
ESKİDEN ETLE TIRNAKTIK ŞİMDİ CİĞERPARE OLMUŞUZ
 
Bir de bu ittifakın küçük ortağı var. Biliyorsunuz ‘Kürt vatandaşım’ demeye dili dönmüyor. Sabah akşam Kürt kökenli diyor. Kürt’e Kürt diyeceksin. Bunu diyemiyorsan ağzını açmayacaksın. Şimdi yeni bir şey daha öğrendik. Eskiden etle tırnaktık şimdi ciğerpare olmuşuz. Bunlar düşmanlık tohumu eke eke bu noktaya geldiler. Türkiye bu anlayıştan bıktı. Şimdi bunu bir kez daha değiştirme zamanı. O yüzden 23 Haziran’da sandığa gideceğiz. Bu zihniyete en güçlü yanıtı biz vereceğiz, HDP’liler verecek. 
 
BU ÜLKENİN BEKA SORUNU YOK, CUMHUR İTTİFAKI SORUNU VAR
 
Beka sorunu evvelsi gün yine hortlamış. Döndüler dolaştılar yine beka sorununa geldiler. Burada beka sorunu olan var mı? Yok. İşsizlik, yoksulluk sorunu olan var. Bunu görmeyenler, bu ülkeye bu zulmü dayatanlar kendi iktidarlarını sürdürebilmek için tüm bu zulmün üzerini beka sorunu ile örtmek istiyorlar. Bu ülkenin beka sorunu yok, Cumhur İttifakı sorunu var. Onu da en kısa zamanda biz sonlandıracağız. 23 Haziran seçimlerine giderken Türkiye halklarının önünde biz yürüyeceğiz. Çünkü biz yürüdükçe demokrasinin yolu açılır, barışın yolu açılır. Tıpkı Leyla Güven gibi, tıpkı cezaevlerindeki binlerce yoldaşımızın mücadeleyi yükselterek bu tecridi yıktığı gibi biz de bu faşizmi yıkacağız. 
 
GELİN KÜRT MESELESİNİ HEP BİRLİKTE ÇÖZELİM
 
Bu ülkeye dayattığınız mutlak tecrit bu ülkeyi hukuksuzluğa, adaletsizliğe sürükledi. Savaşı derinleştirdi. Türkiye’yi de, Suriye’yi de, Irak’ı da içinden çıkılmaz yerlere sürükledi. ‘Bu tecride son verin’ dedik. Tecrit devam ettikçe ülke tecrit koşullarına mahkum olur. Öyle de oldu. Emekçiye, kadına, gençlere tecrit. Bugün mücadelemizle, direnişle mutlak tecridi kırdık. Henüz tecrit bitmedi. O yüzden de mücadeleye devam. Çünkü bu tecridin uygulanmasının nedeni Kürt meselesinin çözümsüz kalmasındandır. Çünkü bu iktidar Suriye’de savaştan, Türkiye’de Kürt meselesinin çözümsüzlüğünden beslenir. Kürt meselesi çözülmeden demokrasi meselesi, demokrasi meselesi çözülmeden Kürt meselesi çözülmez. O yüzden de gelin demokrasi mücadelesinde buluşalım, gelin Kürt meselesini hep birlikte çözelim. 
 
KÜRT MESELESİNİN MUHATABI SAYIN ÖCALAN'DIR
 
Kürt meselesi nasıl çözülür? Muhatabıyla çözülür. Kürt meselesinin muhatabı Sayın Öcalan'dır. 4 yıl boyunca bunu anlattık. Binlerce arkadaşımıza soruşturma açtılar, tutukladılar. Neden? Hakikati söylüyoruz diye. Bir meseleyi çözmek istiyorsan muhatabıyla diyalog kuracaksın. Bundan başka yöntem yok. Başka yöntem arayanlar ülkeyi 4 yıl boyunca uçuruma sürüklediler. Ülkeyi uçurumdan çekip almak bizim boynumuzun borcu. Bu gidişata dur demek için de demokratik siyaseti yükselteceğiz. Demokratik müzakere için ne gerekiyorsa onu yapacağız. Çünkü biz onurlu bir barış, demokratik bir cumhuriyet istiyoruz. 
 
ÖCALAN'DAN GELEN MESAJLAR ORTA DOĞU HALKLARININ UMUDUNU YENİDEN AYAĞA KALDIRDI
 
Bakın mutlak tecrit bittikten sonra avukatları Sayın Öcalan’la 3 kez görüştüler. Gelen mesajlar Türkiye halklarının, Orta Doğu halklarının umudunu yeniden ayağa kaldırdı. En son mesajında ‘Türk Kürtsüz, Kürt Türksüz olmaz’ diyor. Bir arada yaşıyoruz. Eşit yurttaşlar olarak bir arada yaşamaya devam edeceğiz. Toplumsal barışı hep birlikte var edeceğiz. Bunun için mücadele edeceğiz. İşte 23 Haziran’da sandığa gittiğimizde oyumuzu demokratik cumhuriyet için, onurlu bir barış için kullanacağız. Göreceksiniz o sandıktan barış çıkacak, demokrasi çıkacak, HDP çıkacak. Tüm halkların umutla beklediği o yol açılacak. 
 
BİZİM SINIRLARLA DERDİMİZ YOK, SINIRLARIN İÇİNDE NASIL BİR YAŞAM OLDUĞUYLA BİR DERDİMİZ VAR
 
Bakın bugün Suriye halkları da demokratik bir anayasa, tüm Suriye halklarının haklarının korunduğu bir düzen bekliyor. Irak da böyle, Türkiye de böyle. Bizim sınırlarla derdimiz yok ama sınırların içinde nasıl bir yaşam olduğuyla bir derdimiz var. Bu derde de derman bizim radikal demokrasi anlayışımızdır. O yüzden de her yerde örgütleneceğiz. Mücadelemizi büyüteceğiz. Seçimler bizim için önemli uğraklar ama seçimlerden sonra da bu yolculuğa devam edeceğiz. 
 
HDP'NİN DEMOKRASİ İTTİFAKINA KULAK VERİN
 
Gelin Kürt meselesini hep birlikte çözelim. Gelin demokratik müzakere için yan yana gelelim. Müzakere diyalogdur, müzakere sorunlara karşı inisiyatif almaktır. Aydınlara, sanatçılara, işçilere sesleniyoruz. Bugün bu iktidar tarafından mağdur edilmiş herkese sesleniyoruz. HDP'nin demokrasi ittifakına kulak verin. Gelin faşizme karşı demokrasi cephesini hep birlikte güçlendirelim.
 
BÜTÜN YOLDAŞLARIMIZ ÖZGÜR KALANA KADAR MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ
 
Biz demokratik anayasa yapacağız. Bu ülkedeki adaletsizliğe son vereceğiz. Bunca adaletsizliği onlar yapmamış gibi yargı reformundan bahsediyorlar. Strateji belgesiymiş, ne strateji belgesi! Bir an önce Terörle Mücadele Kanununu kaldırın. Cezaevlerindeki yoldaşlarımızı serbest bırakın. Onların bir suçu yok, onların barış sevdası var. Bütün yoldaşlarımız özgür kalana kadar bu mücadelemizi sürdüreceğiz. Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş, Selma Irmak, Gültan Kışanak; tüm yoldaşlarım özgür kalana kadar 7/24 çalışmaya devam edeceğiz. Bu ülke, bu iktidara bu zulme mahkum değil. Bu zulmü hep birlikte parçalayacağız. 
 
BİNALİ KAYBEDER, DEMOKRASİ KAZANIR 
 
Pazar günü sandıklara gideceğiz. Sandığa sahip çıkacağız. Hepimiz müşahit olacağız. Hırsız hırsızdır, huylu huyundan vazgeçmez. Bunlara göz açtırmayacağız. Sandıklardan mutlaka biz çıkacağız. Soruyorlar seçim sonucu ne olur diye, ben de diyorum ki Binali kaybeder demokrasi kazanır, barış kazanır, HDP kazanır bu onurlu halk kazanır. 
 
PAZAR GÜNÜ İSTANBUL'DA OLUN, OYUNUZU KULLANIN 
 
İstanbul'da seçmen olduğu halde İstanbul'da olmayan akrabalarımız, arkadaşlarımız varsa mutlaka onlara ulaşalım. İstanbul seçmeniyseniz Pazar günü İstanbul’da olun. Kıymetli oyunuzu mutlaka kullanın. Bir oy Türkiye’yi değiştirir, bir oy Orta Doğu'yu değiştirir, bir oy dünyayı değiştirir. ‘HDP ne yapacak?’ diyorlar. HDP’nin yolu bellidir, barış yoludur, demokrasi yoludur. Biz bu yoldan dönmeyeceğiz. HDP umudun partisidir. Umudunuzu yalnız bırakmayın umudunuzla yürüyün.”