Arslan: Demokrasi ve özgürlüğün öncü gücü Kürtler

img

DİYARBAKIR – Diyarbakır’da konuşan DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, Türkiye’de demokrasi ve özgürlüklerin öncü gücünün Kürtler olduğunu söyledi. Arslan, İstanbul seçimlerinde CHP’ye verdikleri destek için ise “Türkiye’de demokrasinin ve iç barışın gelişmesine hizmet etmeleri ile Kürt sorununun demokratik çözümüne katkı sunmalarından kaynaklıdır" dedi.

 
Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yöneticileri, siyasi gündemi değerlendirmek üzere Diyarbakır’da bir araya geldi. HDP İl Örgütü binasında gerçekleştirilen toplantıda, DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, HDP milletvekilleri Ayşe Acar Başaran, Pero Dündar, Murat Sarısaç ve Tayyip Temel, MYK ve PM üyeleri, bölge il eşbaşkanları ile DTK yöneticileri yer aldı. 
Toplantının açılış konuşması DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan tarafından yapıldı.
 
‘ÖZGÜRLÜK UMUTLARIMIZ BÜYÜDÜ’
 
Konuşmasına 26 Mayıs'ta sonlanan açlık grevi ve ölüm oruçlarına değinerek başlayan Arslan, bu süreçte 8 insanın tecridi protesto etmek için yaşamlarını sonlandırdığını hatırlattı. Açlık grevi sürecinin kendileri için zaferle sonuçlandığını söyleyen Arslan, "Her şeye rağmen direnişe emek veren ve tecridin kalkması için canlarını ortaya koyan kişilerin yaratmış olduğu zafer ve başarı, bizim geleceğe olan özgürlük umutlarımızı büyütmüştür. İnancımıza inanç, umudumuza umut katmıştır" dedi.
 
‘TÜRKİYE SİYASETİ RAHAT BİR NEFES ALDI’
 
Türkiye'de son 4 yıldur zorlu bir sürewç yaşandığını dile getiren Arslan, "Bizim açımızdan hala demokratik siyasetin normalleşmesinin önü açılmadı. Sadece direniş karşısında zayıflayan bir iktidar, Önderlikle görüşmenin önünü açmak zorunda kaldı. Bu hususta Türkiye'de daralan demokratik siyaset alanının genişlemesi ve nefes alması açısından sadece Kürt siyaseti rahatlamadı. Önderlikle yapılan görüşmelerle birlikte aynı zamanda Türkiye siyasetinin de rahat bir nefes aldığını düşünüyoruz" diye konuştu.
 
‘SORUNLAR DEMOKRATİK BİR TEMELDE ÇÖZÜLEBİLİR
 
Arslan, tecrit politikasının uygulandığı dönemde Kürtleri kendi ülkelerinden kovmaya çalışan siyasi iktidarın bugün Kürtlerin diliyle Türklere seslenmeye çalıştığını da ifade etti. Arslan, devamında şunları söyledi: "Kürdistan'ın adını ve kimliğini kabul etmeyen bu iktidarın temsilcileri, bugün Kürdistan'ın vekillerinden, mebuslarından bahsediyor. İşte bu yaklaşım aslında bize şunu bir kez daha göstermiştir ki Türkiye'de önderliğin susturulduğu ve halkla bağı kesildiği zaman kaos, gerilim ve çatışma derinleşiyor. Önderlik halka seslendiği zaman Türkiye’de sadece Kürt siyaseti değil, aynı zamanda Türk siyaseti de demokratikleşme ve Türkiye'nin toplumsal sorunlarının ancak anayasal hukuk çerçevesinde ve demokratik bir temelde çözülebileceğini tartışıyor." 
 
'AĞIR BEDELLER ÖDEDİK’
 
Bu sözlerinin devamında "Türkiye’de toplumsal uzlaşının ve demokratik çözümün oluşabilmesinin baş ve tek aktörünün Öcalan olduğunu” vurgulayan Arslan, Kürt siyasetine de bu noktada daha önemli görevler düştüğünü kaydetti. Dönemin gerekleri çerçevesinde kendi örgütlülüklerini sağlayamadıkları son 4 yıllık süreçte çok ağır bedeller ödediklerini kaydeden Aslan, "Bu, başta Sayın Öcalan'a ve halkımıza özeleştiri vermemiz gereken hususların başında geliyor" dedi.
 
Arslan, en başından beri İmralı tecridinin Türkiye'nin barışına bir faydasının olmadığını ifade ettiklerini de söyledi. Arslan, şöyle devam etti: "AKP faşizminin Türkiye haklarına vaat edeceği bir şeyi olmadığı için savaş, çatışma ve gerilimi beslemek için tecridi Türkiye hakları ve bizim gündemimize soktu. Bundan kaynaklı bizler, Türkiye’de sorunların demokratik yöntemlerle çözülmesi için Sayın Öcalan'ın demokratik uzlaşı ve barışın gelişebilmesi için ortaya koyduğu görüşlerin altını beslemeli ve onun siyasetini işletebilmeliyiz ki, AKP'nin topluma dayattığı bu kaos ve gerilim politikaları bir an evvel son bulsun." 
 
‘CHP’YE VERDİĞİMİZ OYLAR, İÇ BARIŞIN GELİŞMESİNE KATKI’
 
 Pazar günü yapılacak İstanbul seçimlerine değinen Arslan, Türkiye’de demokratik bir ortamın gelişmesi için siyasetin normalleşmesine ihtiyaç olduğunu kaydetti. AKP’nin geliştirdiği zulüm politikalarına karşı alternatif adayları desteklediklerini belirten Aslan, desteklerinin CHP’nin, AKP’den daha iyi olduğu anlamına gelmediğini söyledi. Arslan, AKP’ye oy vermemelerinin nedeninin uyguladığı politikalar olduğunu belirterek, "CHP’ye verdiğimiz oylar, Türkiye’de demokrasinin ve iç barışın gelişmesine hizmet etmeleri ile Kürt sorununun demokratik çözümüne katkı sunmalarından kaynaklıdır" dedi.
 
AKP’nin ve CHP'nin ‘Kürtleri dönemsel politikalarla idare ederiz, oylarını alırız’ yaklaşımlarının Kürtler cephesinden unutulacak bir durum olmadığının altını çizen Arslan, Kürtler nasıl ki AKP’ye ders veriyorsa, Türkiye’nin demokrasisine ve iç barışına hizmet edecek politikalar üretmemesi halinde CHP’den de hesabını soracağına inandığını ifade etti.
 
‘DEMOKRATİK, KATILIMCI VE ÖZGÜR BİR BELEDİYECİLİĞİ İNŞA ETMEK ZORUNDAYIZ’
 
Türkiye’de başta Kürt sorunu olmak üzere tüm toplumsal sorunların demokratik bir şekilde çözülebilmesi için siyasi partilerin halktan aldıkları güveni olumlu anlamda kullanması gerektiğini vurgulayan Aslan, "Türkiye’de demokrasi ve özgürlükler gelişecekse bunun öncü gücü Kürtlerdir. Halkımızın iradesine ve kazanımlarına hoyratça saldıran AKP anlayışına karşı demokratik, katılımcı ve özgür bir belediyeciliği inşa etmek zorundayız. Türkiye’de bir model oluşturacaksak, Kürtler demokrasi ve özgürlüklerin önünü açacaksa, elde ettiği her kazanımı demokratik adil ve şeffaf bir yönetime dönüştürmelidir. Toplumu özgürleştirme ideallerimiz varsa, Türkiye’de onurlu barışı inşa etme hedefimiz varsa, o zaman Kürtler en büyük örgütlülüğünü geliştirmek ve bu süreci barışla taçlandırmak zorundadır" dedi.