Davutoğlu: Cumhurbaşkanlığı toplumun yarısı ile kopuş yaşıyor

img

ANKARA - Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanlığı kurumunun toplumun yarısıyla kopuş yaşadığını belirterek, “Partimiz dar ve çıkarcı bir gruba terk edilemez” dedi.

 
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, sosyal medya hesabından “Partimiz dar ve çıkarcı bir gruba terk edilemez” başlıklı açıklama yaptı. Davutoğlu açıklamasında, Cumhurbaşkanlığı kurumunun toplumun yarısıyla kopuş yaşadığını belirterek, “Cumhurbaşkanı’nın seçimlerin birinci derecede tarafı olarak seçim ortamının gerektirdiği yoğun ve çoğu zaman da sert siyasi polemiklere girmek durumunda kalması, devlet geleneğimiz içinde toplumun tüm kesimlerine eşit mesafede durması gereken Cumhurbaşkanlığı kurumunun toplumun en az yarısı ile psikolojik bir kopuş yaşamasına yol açmaktadır” ifadelerini kullandı.
 
AKP’DE ZAAFİYET
 
Davutoğlu, siyasi hareketleri ve partileri başat aktör yapan 5 temel unsur olduğunu ve AKP’nin bu özelliklerde zafiyet yaşadığını belirtti. Davutoğlu, şunları kaydetti: “Siyasi hareketleri ve partileri tarih sahnesinde başat aktör kılan beş temel unsur vardır: (i) kendi içinde tutarlı bir ilkeler ve değerler manzumesi, (ii) bu değerler manzumesinin ruhu ile uyumlu bir söylem, (iii) toplumun her kesimine açık bir sosyal ilişkiler ağı, (iv) bu ağı etkin bir şekilde yöneten sağlam bir teşkilat yapısı ve (v) zamanın ruhuna uygun politikalar geliştirilebilmesini sağlayan özgür düşünce ve ortak akıl. Partimizi siyasi tarihimizdeki diğer partilerden ayırt eden ve uzun iktidar dönemlerimize zemin oluşturan sır bu temel özelliklerde gizlidir. Ancak son yıllarda yaşananlar bu temel özelliklerde ciddi bir zaafiyetin yaygınlaşmakta olduğunu ortaya koymuştur. Son olarak mahalli seçim sürecinde ve sonrasında her açıdan gözlenen savrulma ve dağınıklık aslında bu zaafiyetin yansımalarıdır.”
 
Siyasi ahlakın temelini dokuyan ilkeler ve değerler konusunda söylemde ve eylemde yaşanan sapmaların toplumsal vicdan ile buluşulmasını engelleyen en önemli bariyer olduğunu belirten Davutoğlu, şu eletirilere yer verdi: “Ben-merkezci kibirli bir dil ile tevazudan kopuş, mahviyet vurgusu yaparken en küçük birimlerdeki siyasilerin bile adlarını sokaklara, okullara ve binalara verme yarışı içine girmeleri, sürekli görünür ve bilinir olma dürtüsüyle gündeme gelmek için her türlü çabanın gösterilmesi, kullanılan dil ile sergilenen tavır arasındaki uçurumun alabildiğine açılması, kutsal değerlerimizin siyasi çıkarlar uğruna hoyratça kullanılması, alınan görevlerin kişiye has olduğu unutularak bütün bir aile ve çevrenin etki kurma çabaları, siyasi rakip görülen kişilerin yıpratılması için sosyal medya operasyonları dahil her türlü iftiranın yaygınlık kazanması, bir ömrünü bu davaya adamış ve ortak mücadele vermiş insanların toplumsal itibarlarının yok edilmesine dönük ithamlara sessiz kalınarak dolaylı destek verilmesi ve geçmişte en önemli değerimiz olarak gördüğümüz vefa duygusunun ciddi şekilde zedelenmesi üzerinde açık yüreklilikle düşünülmesi gereken hususlardır.”
 
Davutoğlu, son yıllarda AKP’nin insan-odaklı, insan haklarına dayalı, özgürlükçü, reformcu, kuşatıcı, kendinden ve geleceğinden emin siyasi söyleminin yerini devletçi, güvenlikçi, statükocu ve salt beka endişelerine dayalı bir söylem aldığını ifade etti.
 
CUMHUR İTTİFAKI ELEŞTİRİSİ
 
Davutoğlu, AKP-MHP ittifakına da işaret ederek, “ittifak siyaseti partimizi dar bir siyasi dile ve kimliğe hapsederek, ülkenin her bölgesini ve toplumun her kesimini kucaklayan özgün duruşumuza zarar vermiştir. Bu çerçevede, partimiz seçim sonuçlarını doğru analiz ederek ittifak siyasetini gözden geçirmelidir. Farklı siyasi partilerle ülkemizin ortak gündemi konusunda yakın işbirliği geliştirilirken, partimizin özgün siyasal kimliği ve felsefesi de korunmalıdır” ifadelerini kullandı.
 
Davutoğlu, AKP’nin her açıdan yenilenme ihtiyacı içinde olduğunu belirterek, “AK Parti kökten bir yenilenme süreci yaşarsa kaybettiği söylem ve politika dinamizmini yeniden kazanabilir. En önemlisi de hızla kaybetmekte olduğu moral üstünlüğü tekrar elde edebilir. Bu büyük tarihi mirasın ve emanetin fani kişiliklerimizden bağımsız olarak sahipsiz kalması beklenemez” dedi.
 
KILIÇDAROĞLU’NA SALDIRI
 
İttifakın dağınıklığı gideremediği gibi siyasi kutupları oluşturduğu belirten Davutoğlu, “beka” söylemini de şöyle eleştirdi: “rakip partileri düşmanlaştırmanın, siyasi rekabeti aşan kutuplaşmaların nelere sebep olabileceğini ne yazık ki Ankara’da aslında hepimizi birleştirmesi gereken bir şehit cenazesinde gerçekleşen çirkin saldırıda yaşadık. Ana muhalefet liderine dönük bu saldırıyı bir kez daha kınıyor, herkesi demokratik düzen içinde hareket etmeye ve kutuplaştırıcı siyasi söylemlerden uzak durmaya davet ediyorum.”
 
Ekonomiden siyasete kadar bir çok konuda görüşmelerini belirten Davutoğlu, açıklamasının sonuç bölümünde şunları vurguladı: “Son yıllarda yaşadığımız güçlü meydan okumalar karşısında şimdi yapmamız gereken, zihinlerimizi özgürleştirmek, psikolojilerimizi yenilemek, toplumsal bağlarımızı güçlendirmek ve ortak geleceğimiz konusunda atılması gereken adımları atmaktır. Partimizin yöneticilerini ve ilgili kurullarını bütün bu konuları ve gelecek vizyonumuzu aklı selim ve soğukkanlılıkla değerlendirmeye, partimizin vefakar ve fedakar tabanını umutsuzluğa düşmeden vakur bir duruşla ve sebatla geleceğe hazırlanmaya, kanaat önderlerimizi, aydınlarımızı ve her siyasi kesimden vatandaşlarımızı ortak vicdanımız, ortak aklımız ve ortak irademiz temelinde ortak geleceğimizi belirlemek için omuz omuza vermeye davet ediyorum. Gün devlet aklını, insan onuru ve millet vicdanı ile buluşturma günüdür.”