CHP'li Yüceer: Seçilmemişe mazbata verilmesi ahlakdışıdır

img

ANKARA - CHP'li Candan Yüceer, YSK kararıyla “KHK’li oldukları” gerekçesiyle HDP’nin seçilmişlerine mazbata verilmemesine tepki göstererek, “Seçilmemiş insanlara mazbata verilmesi, ne hukuken ne vicdanen ne de ahlaken açıklanabilir bir tarafı var. Ahlakdışıdır” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, 31 Yerel Seçimler sonrası Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK), Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edildikleri gerekçesiyle mazbata verilmemesi yönündeki kararını değerlendirdi. YSK’nin aldığı kararların hukuksuz olduğunu dile getiren Yüceer, “Milletin iradesi belli. Ama hukuk işlemiyor. Hukukun tam anlamıyla guguk olduğu bir süreç yaşıyoruz” dedi.
 
'MAZBATALAR MİLLETİN TERCİH ETTİĞİNE VERİLMELİ'
 
İstanbul'da olduğu gibi türlü türlü gerekçelerle kazanımların inkar edildiğini kaydeden Yüceer, "Kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir süreç yaşıyoruz. Yaşadığımız şeyleri ifade etmekte, anlatmakta zorlanıyoruz. Hiçbir dönem bu kadar zorlanmamıştım. Bir gerekçe, somut bir şey yok. Hukuk, vicdan ve ahlakdışı bir süreç işliyor. Bugüne kadar 'millet millet' diyenler bugün milletin iradesine saygı göstermiyorlar. Sandıkları günlerdir sayıyorlar. Ha bire dönüp dolaşıp, baştan aşağıya, yukarıdan, ortandan sayıyorlar. Olmadı tekrar sayıyorlar. Sandıklardan çıkan sonuç, demokrasinin gereği yerine getirilmeli. Mazbatalar hak edene, milletin tercih ettiğine verilmeli” şeklinde konuştu.
 
'SEÇİLMEMİŞE MAZBATA VERİLMESİ AHLAKDIŞI'
 
Hakların Demokratik Partisi’nin (HDP) seçimi kazandığı ilçe ve beldedeki adaylarının KHK ile ihraç edilmeleri gerekçe gösterilerek, mazbatalarının verilmemesine tepki gösteren Yüceer, “Tam olarak bir kanunsuzluk kaydı. Seçilmiş insanlar var ve bunlar aday olabilmiş insanlar. Aday olmalarına hiçbir engel olmamış. Bu durumda olan seçilmiş milletvekilleri var. Kanun bu durumda çok açık. Ve biz bu insanların nasıl işten atıldıklarına, ihraç edildiklerine, kamu görevlerinden nasıl uzaklaştırıldıklarına çok açık bir şekilde şahit olduk. Tüm muhalifler sözde 'FETÖ ile mücadele’ adı altında uzaklaştırıldı. Kendi tabirleriyle 'tam bir temizlik' yapıldı. Seçilmemiş insanlara bu şekliyle mazbata verilmesi, ne hukuken ne vicdanen ne de ahlaken açıklanabilir bir tarafı var. Ahlakdışıdır. Diğer taraftan '14- 13 bin fark etmez, şu kadar oy var bu bize yeterli gelmedi biz tekrar seçim iptali istiyoruz. Tekrar seçim yapılsın' diyorlar. Siz kazanana kadar seçim mi yapalım? Ya da sandıktan sizin istediğiniz çıkana kadar seçilmiş insanları yok mu sayalım?” diye sordu.
 
'AKP'Lİ SEÇMENİN VİCDANINI DA SIZLATTIYOR'
 
AKP'ye oy veren seçmenlerin de bu süreci kabullenmediklerini dile getiren Yüceer, “Bu sürecin AKP'ye oy veren insanların da vicdanlarına gerçekten uygun gelmediğini, vicdanlarını sızlattığını görüyorum. Şu an Türkiye'nin neresine giderseniz gidin, herkes 'Seçilenlerin mazbatalarını verin, insanlara neden mazbataları verilmiyor?' diye soruyor. Biz açıklamakta zorlanıyoruz. Toplumun vicdanının, bunu meşru görmesinin mümkün olduğunu düşünmüyorum. Türkiye'nin her yerine gidiyoruz. Toplumun her kesiminden insanlar, 'Biz tercihimizi yaptık, oyumuzu kullandık, mazbataları verilsin' diyor. Artık Türkiye'nin sorunlarına dönelim. İşsizlik sorununa, ekonomik krize dönelim. Meclis’in açılması her hafta erteleniyor. İktidar herhalde Meclis’e gerek duymuyor artık” ifadelerini kullandı.
 
'TOPLUM CİDDİ BİR GÜVENSİZLİK YAŞIYOR'
 
İktidarın beka söylemlerine de değinen Yüceer, şunları söyledi: “Beka beka diyorlar. Bekanın kimin bekası olduğu aslında yaşadığımız bu süreçte çok açık ve net ortada. Bu toplumun, halkın bekasıyla ilgilendikleri yok. Tek bir dertleri var, o da kendi saltanatları, kendi koltukları, kendi bekaları. Bunu da bir kez daha ortaya koydular. Yazıktır bu topluma. Problem kimin kazandığı değil, asıl önemli olan Türkiye'nin kazanması. Asıl önemli olan Türkiye'nin geleceği, her anlamdaki özgürlüğü, ekonominin, demokrasinin gelişmesi. Bizim gündemimiz bunlar olmalı. Bunu yapalım, insanların yakasından düşün, artık yeter. İnsanlar sandığa gittiler, oylarını kullandılar. Böyle bir hukuksuzluk olamaz. Bu ülkenin huzurundan çalıyorlar. A partisi B partisi fark etmeden toplum tüm kesimi ciddi bir güvensizlik yaşıyor. Bir an önce bu kişisel hırsları, koltuk kavgalarını bırakıp gerçekten ülkenin birlik beraberlik için, geleceği için aklıselim kararalar verilmelidir. Umarım YSK bu karar yönünde bir adım atar.”