DBP Eş Genel Başkanı Arslan: Daha fazla belediyeyi kazanacağız

img

DİYARBAKIR - 2014 yılında kazandıkları belediyelerden daha fazlasını kazanacaklarını belirten DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, halkın baskı ve zulüm politikalarından kurtulmak için ne olursa olsun sandığa gitmesini istedi.

PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in öncülüğünde başlatılan süresiz-dönüşümsüz açlık grevi, başta cezaevleri olmak üzere dünyanın dört bir yanına yayılarak devam ederken, Türkiye’de seçmenler iki gün sonra yerel seçimler için sandık başına gidecek. 
 
103 belediyesinden 96'sına kayyum atanan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, Mezopotamya Ajansı'na (MA) değerlendirmelerde bulundu. 
 
'ÖCALAN BAŞAT BİR AKTÖR'
 
AKP'nin Kürt sorununun çözümü konusunda bir perspektifinin olmadığını dile getiren Arslan, bundan kaynaklı da Öcalan üzerindeki tecridi derinleştirerek sürdürdüğüne dikkat çekti. Türkiye'nin demokratikleşmesi ve özgürleşmesi konusunda Öcalan'ın rolünün önemine işaret eden Arslan,  "Sayın Öcalan'ın sorunun çözümü konusundaki gücünün ve etkisinin çok büyük olduğunu defalarca söyledik. Türkiye'deki sorunların çözümünde kesinlikle rol alması gerektiğini ifade ettik. Ne yazık ki bu çağrımız iktidarlar tarafından görmezden gelindi. Sayın Öcalan özellikle Kürt siyasetinde ve Türkiye siyasetinde çok önemli bir baş aktördür. Sorunun hem çözümünde hem de tıkanmasında çok önemli bir rolü var" dedi.  
 
'KAOS TECRİTLE BAŞLADI'
 
AKP'nin Kürt siyasetini etkisiz kılmak amacıyla Kürtleri Öcalan üzerinden terbiye etmeye çalıştığına dikkat çeken Arslan, "Kürtleri, Sayın Öcalan üzerinden tecrit etmeye çalışıyor. Çünkü, bir çözüm perspektifi yok. Bundan kaynaklı da Sayın Öcalan'ı Kürt siyasetine ve halkına karşı bir koz olarak kullanmaya çalışıyor. Sayın Öcalan'a tecrit uygulandığı günden bu yana Türkiye'de adeta demokratik siyaset rafa kaldırılmıştır. Sürekli kaos ve gerilim politikasıyla halklar kutuplaştırılarak ve çatıştırılarak AKP iktidarını sürdürmeye çalışıyor. Bu da Sayın Öcalan üzerinde uygulanan tecrit ile başladı. Tecrit politikasıyla Sayın Öcalan şahsında Türkiye halklarına, özelde de Kürt halkına bir tecrit politikasının uygulandığını düşünüyoruz" diye konuştu. 
 
'İNCİTİCİ BİR YAKLAŞIM'
 
Tecridin kaldırılması talebiyle başlatılan süresiz-dönüşümsüz açlık grevcilerine de değinen Arslan, Türkiye'nin ve Kürtlerin açlık grevlerine çok da yabancı olmadığını dile getirerek, hükümetlerin yanlış politikalarından dolayı da birçok yurttaşın yaşamını yitirdiğini hatırlattı. Toplumdaki birçok yapının açlık grevcilerine dönük yaptığı eleştirilere de yanıt veren Arslan, "Kürt siyaseti bunları gözden çıkardı. Kürtler evlatlarının ölmesine göz yumuyor" gibi bir yaklaşımın da olduğunu belirterek, "Gerçekten bunlar çok incitici ve saygısızca bir yaklaşımlar" olarak değerlendirdi. 
 
'AKP'NİN HUKUKSUZLUKLARINA SÖZ EDEMEYENLER...'
 
Açlık grevi konusunda Kürtleri eleştirenlere seslenen Arslan, "Kürtlere karşı yürütülen baskı, şiddet ve zulüm politikalarına karşı kim AKP hükümetini eleştirdi. AKP yasaları ayaklar altına alırken, Sayın Öcalan üzerindeki tecridi insanların ve dünyanın gözüne baka baka hukuksuz bir biçimde uygularken şimdiye kadar kim bir eleştiri yaptı? AKP'ye bir söz söyleyemeyenler, AKP'nin bu kadar hukuksuzluklarını eleştiremeyenler, sırf bu sürecini önünü açabilmek, siyasete anlam biçmek için bugün yaşamlarını ortaya koyan Kürt temsilcileri, siyasetçileri ve çocuklarını eleştiriyor. Bunlar, bu tavırları yerine eylemlerin başlamasına neden olan siyasi iktidarı eleştirerek kanunları ve yasaları yerine getirmesini sağlamalıdır" ifadelerini kullandı. 
 
'TESLİM OLMAMIZI MI BEKLİYORSUNUZ?'
 
Açlık grevlerinde insanların yaşamlarının yitirmesini istemediklerini vurgulayan Arslan, şunları söyledi: "Birçok arkadaşımız ölümle cebelleşiyor. Bedenlerini ölüme yatırmışlar. Biz, bunların canının değil bir tek saç telinin zarar görmesini istemeyiz. Ne yazık ki AKP'nin bu kadar hukuksuzluğuna, baskısına ve zulmüne Kürtler maruz kalırken, kimse sesini çıkarmıyor. Kürtlerin bugün kendilerini siyaseten ifade edememesinden kaynaklı başvurmuş oldukları bu eylem biçimlerini eleştiriyorlar. Kürtlerin acaba teslim olmasını mı bekliyorlar? Kürtlerin bu kadar bedelden sonra AKP'nin zulmüne boyun eğmesini mi bekliyorlar? Açlık grevine sahip çıkmayan, dayanışmayan ve seslerine ses olmayan tüm yaklaşımlar, teslim olun yaklaşımıdır. Öcalan'a sıradan bir tutukluymuş gibi yaklaşılmamalıdır. Öcalan üzerindeki tecrit bir an önce kaldırılmalıdır. Tecrit, normal koşullarda siyaset yapmamızı da engelliyor. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit Sayın Öcalan ile sınırlı kalmıyor. Türkiye'nin alternatif siyasetinin tamamı tecrit altında. Açlık grevcilerinin talepleri, bir an önce tartışılmadan yerine getirmelidir."
 
'TÜRKİYE'NİN DEMOKRASİ ŞEHİDİDİRLER'
 
Tecridi protesto etmek için son 10 gün içerisinde 5 yurttaşın yaşamını yitirdiğini belirten Arslan, yaşanan can kayıplarının da Türkiye'nin "utanç" meselesi olduğunu ifade etti. Dünyanın hiçbir yerinde insanların bir hükümetin kendi yasalarına uyması için yaşamlarına son vermediğine işaret eden Arslan, "Yaşamını yitiren bu insanlar Türkiye'nin demokrasi şehididir, özgürlük şehididir. Sadece Kürtlerin değil. Bir kez daha onları saygı ve minnetle anıyoruz" şeklinde konuştu. Cezaevlerinde yaşanan ölümlere karşı İçişleri Bakanı'nın tutumunun da "içler acısı" bir durum olduğunu ifade eden Arslan, cenazelerin defnedilmesi konusunda ailelerin yaşadığı sıkıntılara ve kolluk kuvvetleri tarafından çıkarılan engellemelere dikkat çekti. 
 
' İKTİDAR AHLAKINDAN VE İNSANLIĞINDAN OLDU'
 
Türkiye'de yaşanan savaş ve çatışma ortamında Kürtlerin çok ağır bedeller vermeye devam ettiğini vurgulayan Arslan, konuşmasına söyle devam etti: "Türkiye'de önemli bir kısım insanlıkları ve vicdanları yitirdi. Bu süreçte özellikle iktidar insanlığını ve vicdanını yitirdi. Yaşamını yitiren bir insanın cenazesinin defnetmek ve yasını tutması dahi bir şantaja ve baskıya dönüştüren bir siyasi iktidar ile karşı karşıyayız. Bu çatışmalı süreç, iktidarı insanlığından çıkarmıştır. Hiçbir din, mezhep ve ideolojinin kabul etmeyeceği yöntemler geliştiriliyor ve Kürtlere uygulanıyor. Savaş sadece canların kaybolması ile değil bizim vicdanımızda, ahlakımızda ve insani değerlerimizde de bir yıkım yaratıyor ve yaralar açıyor. Kürtler canını verdi ama bu siyasi iktidar, ahlakından ve insanlığından oldu. Siyasi iktidar, halkları daha fazla kutuplaştırmadan bu yanlış politikalardan vazgeçmelidir. Açlık grevcilerinin taleplerini yerine getirmelidir." 
 
'2014'ÜN ÜSTÜNE ÇIKACAĞIZ'
 
Arslan, pazar günü yapılacak yerel seçimlere de değindi. Türkiye'de demokratik bir seçim ortamının olmadığını dile getiren Arslan, yapılacak seçimleri, iktidarın devletin imkanlarını kullanarak muhaliflere ve Kürtlere saldırdığı, tehdit ettiği ve şantaj uyguladığı bir seçim olarak değerlendirdi. 103 belediyelerinden 96'sına kayyum atandığını hatırlatan Arslan, pazar günkü seçimi de kayyum politikalarıyla hesaplaşacakları bir seçim olarak gördüklerini dile getirdi. Türkiye'de hem de bölgede yoğun bir çalışma temposu içerisinde olduklarını belirten Arslan, "Şu an seçimi kazandığımızı ifade edebiliriz. Bizler, 2014'ün üstüne çıkacağız. Bu bizler açısından netleşmiştir. Kesinkes, AKP'nin bu kayyum politikasına Kürt halkı ve Kürdistani halklar cevap verecektir" diye konuştu. 
 
'KUSURA BAKMASINLAR'
 
Hükümet yetkililerinin HDP'li belediyelere "kayyum atayacağız" sözlerine tepki gösteren Arslan, "Bu seçimlerde, en büyük cevap da aslında buna olacaktır. Belediyeleri, polis, asker ve baskıyla elimizden alabilirsiniz ama halkın siyasi tercihlerini ve taleplerinin yine bizde olacağını göreceklerdir. Halkımız, bu defa bir belediyesini kayyuma teslim etmeyecektir. Kusura bakmasınlar. Eğer kayyumlar çözüm olmuş olsaydı, AKP'nin baskısı sonuç vermiş olsaydı, şu an bu topraklarda bir yurttaşın bize oy vermemesi gerekirdi. Oyumuzu artıracağımızı iddia ediyorum. Eğer biz oyumuzu artıyorsak demek ki bu kayyum politikası tutmamıştır. Halk, kayyumları geldiği yere gönderecektir" şeklinde konuştu. 
 
'TEHDİTLERE RAĞMEN'
 
Yaptıkları mitinglere katılım göstermemesi için yurttaşların tehdit edildiğini dile getiren Arslan, "Bazı yerlerde yurttaşlar, 'Eğer HDP'ye oy çıkarsa sizlere hizmet vermeyeceğiz, çocuklarınız iş bulamaz ve görevden alınır' gibi birçok tehdit ile karşı karşıya kalınıyor. Abluka altında miting ve açılış yapmak zorunda kaldık. Buna rağmen Kürt halkı çok onurlu ve direngen bir şekilde partisini sahiplenen bir duruş ortaya koydu. Bu bizim açımızdan AKP'nin kaybettiğinin ve politikalarının iflas ettiğini gösteriyor" ifadelerini kullandı. 
 
'AKP'NİN ZAYIFLAMASI İÇİN...'
 
Yurttaşlara çağrıda bulunan Arslan, Türkiye'de barışın, eşitliğin ve özgürlüğün gelişebilmesi, tecridin kalkması ve açlık grevlerinde daha fazla can kaybının olmaması için AKP'nin gücünün zayıflaması gerektiğini belirtti. "AKP, bu halkın başına bela olmaktan çıkması gerekiyor" diyen Arslan, şöyle devam etti: "Bunun için de muhakkak bir vicdan muhasebesi yapıp oyunu partimize vermesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü, kendi politikalarının oylandığını bildiklerinden kaynaklı bir belediye kazanırlarsa kayyum politikalarının tutacaklarını söyleyeceklerdir. Daha çok baskı, açlık ve savaş anlamına gelecektir. Ama bize verilecek her bir oyun karşılığı açlık grevlerinin ölümle sonuçlanmaması olacaktır, gerilimin ve savaşın ortadan kalkması olacaktır. Bundan kaynaklı sadece yurtsever halkımıza değil tüm Türkiye ve Kürdistani halklara çağrımızdır. AKP'nin bu halka dayattığı baskı, zor ve zulüm politikalarından kurtulmak için ne olursa olsun halk sandığa gitmelidir ve doğru temelde oyunu kullanmalıdır. Çünkü Türkiye halklarının geleceği karartılmaya çalışıyor. Türkiye halkları kutuplaştırılmaya çalışıyor. AKP'nin bu kirli politikalarının boşa çıkması için muhakkak ama muhakkak zayıflaması gerektiğini düşünüyorum."  
 
KÜRTLERİN İTTİFAKI
 
Kürt ittifakına da değinen Arslan, yapılan ittifakın da Kürtler açısından çok önemli sonuçlarının olacağına inandığını vurguladı. Kürt ittifakının Kürtlere önemli bir moral kazandırdığını dile getiren Arslan, "Kürtlerin ulusal birliklerinin güçlendirilmesine hizmet edeceğini düşünüyorum. Çok ciddi pozitif katkıları olacaktır" diye konuştu. 
 
MA / Mehmet Şah Oruç  - Özgür Paksoy