HDP’nin seçim stratejisi: ‘İttihatçı çizgi’ye karşı ‘Demokrasi çizgisi’

img
HABER MERKEZİ – HDP, yerel seçim stratejisini oluşturdu. Buna göre, “İttihatçı çizgi” olarak tanımlanan AKP ve MHP’ye kaybettirme hedefiyle ülkenin batısı ve doğusunda “Demokrasi Çizgisi” etrafında farklı ittifaklar geliştirecek olan HDP, göstereceği adaylarını ise “çoklu yöntem” ile belirleyecek. 
 
31 Mart 2019’da gerçekleşecek olan yerel seçimlere dair gündem giderek ısınıyor. İktidar partisi AKP, küçük ortağı olan MHP ile genel seçimlerde kurduğu Cumhur İttifakı’nı açığa çıkan kimi çatlaklara rağmen yerel seçimlere taşıma kararı aldı. AKP aralarında İstanbul’un da yer aldığı 7 kent dışındaki tüm illerde adaylarını açıkladı. İstanbul adayını açıklamak için, ittifak kurma arayışlarının sürdüğü muhalefeti bekleyen AKP, diğer kentlerde ise MHP’yi destekleyecek.
 
Muhalefet cephesinde süren seçim hazırlıkları konusunda merak edilen konu ise, genel seçimlerden farklı olarak bu kez HDP’yi içerisine alacak bir ittifakın kurulup kurulmayacağı. Bu konuda liderler arasında gerçekleşen kimi görüşme ve temaslara rağmen bu yönde atılmış somut bir adım yok.
 
Bu tablo içerisinde yerel seçim stratejisinin ne olacağı en çok merak edilen parti ise HDP. 
 
Parti kaynaklarından edinilen bilgilere göre; yapılacak seçimlerin önemi ve bu doğrultuda atılacak adımlar konusunda önemli tartışmalar yürütüldü. Çözüm sürecini sonlandırdığını 24 Temmuz 2015’te, Kandil’e dönük hava saldırılarıyla pratikte ilan eden AKP’nin, o tarihten bu yana halklara ve demokrasi güçlerine karşı giriştiği savaşın oldukça şiddetli, kapsamlı, yaygın ve kesin sonuç alma amacıyla sürdürüldüğü üzerinde duruldu.
 
Özellikle bölgeye yönelik soykırıma varan politikalar nedeniyle “ittihatçı çizgi” olarak tanımlanan AKP/MHP bloğunun yerel seçimlerde kesin bir başarı elde etme isteğiyle hareket edip, tüm imkanlarıyla seferber olmalarının yanı sıra gerektiğinde yine devletin resmi ideolojisini paylaşan diğer partileri bir araya getirerek, demokrasi güçlerine karşı ortak hareket edecekleri tespitinde bulunuldu.
 
‘YENİLGİ İLE BAŞKANLIK SİSTEMİ TARTIŞMALI HALE GELECEK’
 
Buna göre, AKP-MHP ittifakının amacı, yapılan rejim değişikliğinin yerel ayağını bu seçimlerle tamamlamak. Aksi bir sonuç Başkanlık sistemini, dolayısıyla rejimi tartışmalı hale getireceğinden MHP-AKP ittifakı, seçimlerde planlamalarına uygun sonucun çıkması için elinden geleni yapacak.
 
HEDEF BELEDİYELERİ KAZANMANIN ÖTESİNDE 
 
Bu tablo içerisinde HDP’nin yerel seçimlerde elde edeceği başarı ise, savaş politikalarının önemli oranda boşa çıkarılmasına ve demokratik barışçıl hattın güçlenmesine katkı sunacak. Bu gerçeklikle partide seçimlerde elde edilecek başarının, belediyeleri kazanmanın ötesinde ülkenin ve halkların demokratik geleceği üzerinde önemli bir etki yaratacağı bilinci hakim.
 
SEÇİM ŞİARI: DİRENEREK MUTLAKA KAZANACAĞIZ!
 
Genel seçimlerden daha stratejik öneme sahip olması ve demokrasi güçleri açısından AKP-MHP ittifakını geriletme fırsatı sunması nedeniyle HDP, seçim çalışmalarının temel şiarını, “Direnerek Mutlaka Kazanacağız!” olarak belirledi.
 
Bu hedefle emekçilere, kadınlara, gençliğe, yaşamın her alanına yönelik motive edici ve iktidarı teşhir eden söylemlerle sahaya çıkacak olan HDP,  her kesime dokunup, hitap eden politik argümanlar üretecek. Bu doğrultuda ise, ülkenin doğusu ve batısında, yerelin özgünlükleri ve hassasiyetlerini de gözetecek şekilde farklı kampanyalar yürütülecek. 
 
DOĞU VE BATI’DA FARKLI SEÇİM KAMPANYASI
 
Batıda, AKP-MHP ittifakının Demokrasi Güçlerine yönelik baskı ve zor politikaları, yoksulluk, yolsuzluk, işçilerin, emekçilerin yaşadıkları sorunlar ve karşılaştıkları saldırılar, ekonomik kriz, anti demokratik uygulamalar, yarattığı mağduriyetler, kadına yönelik şiddet ve baskı politikaları vb. pek çok konu üzerinden siyasi iktidarın teşhiri yapılacak. Basın-yayın üzerindeki baskılar ve tekelcilik nedeniyle bu yapılırken de yerel bültenlere, yerel basına ve daha başka yaratıcı yol ve yöntemlere başvurulup, sosyal medya aracılığı ile etkili kampanyalar yürütülecek. 
 
Bunlarla birlikte ev ziyaretleri, halk toplantıları ve miting gibi kitle çalışmaları ile doğrudan toplumla iç içe çalışmalar yürütülmesi esas alınacak.
 
Bölgede ise, mevcut iktidarın Kürtlerin kazanımlarına karşı izlediği politika teşhir edilecek. Sur, Cizre, Nusaybin’in yanı sıra Efrîn, Kerkük, Şengal başta olmak üzere Kürt coğrafyasında girişilen saldırılar, kayyumlar yoluyla halkın iradesinin yok sayılıp, belediyelerin gasp edilmesi, Kürt halkının temel değerlerine yönelik saldırılarla birlikte halkın önemli gündem maddelerinden biri olan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük tecrit, yürütülecek çalışmaların odağına oturtulacak.
 
TEMEL STRATEJİK YAKLAŞIM!
 
Ülkenin doğusu ve batısında farklı yürütülecek bu seçim kampanyasında “Kürdistan coğrafyasında kazanma, Türkiye’de AKP-MHP’ye kaybettirme” temel stratejik yaklaşım olacak.
 
Bu yaklaşım doğrultusunda ise, demokrasi güçleri arasında seçim endeksli bir ittifaktan öte stratejik bir ittifak kurma konusundaki mevcut çalışmalar büyütülmeye çalışılacak. Bu ittifakları da halklar, inançlar, toplumsal güçler ve AKP-MHP ile onun yedeğindeki partiler dışındaki partilere doğru genişletmeyi önüne görev olarak koyan HDP, bölgede de 90’lı yıllarda ve yakın dönemde halka acılar yaşatan oluşumların dışındaki her kesimle tartışmaya, ittifaklar geliştirmeye açık olacak.
 
HDP açısından belirlenen bu seçim stratejisinin bir diğer önemli adımı ise, yerel seçimde gösterilecek adaylar. Bu konuda son derece titiz bir çalışma yürüten parti, seçimlerde güçlü bir aday profili ortaya çıkarma gayreti içerisinde. 
 
ADAYLAR ‘ÇOKLU YÖNTEM’LE BELİRLENECEK
 
Adayların güçlü bir motivasyon yaratarak, başarıda kilit rol oynayacak olmaları nedeniyle HDP, adayların belirlenmesini mümkün olan en demokratik yol ile, yani geniş parti üyeleri, yerel halk ve demokratik kitle örgütlerinin dahil olduğu “Çoklu Yöntem” ile belirleyecek.
 
Bu yöntem ise, şöyle işliyor: “Halk Delegasyonu ile Aday Belirleme Yöntemi’nde partinin belirleyeceği merkezlerde adaylar, yerel halk, parti üyeleri ve yöneticileri, toplumsal muhalefet bileşenlerince belirlenecek.
 
‘Yerel Eğilim Yoklamasıyla İllerde Aday Belirleme Yöntemi’nde de İl Aday Belirleme Komisyonu kurulan illerde yürütülen fizibilite çalışmalarının ışığında halk, demokratik kitle örgütleri ve STK’ların görüş ve düşüncelerine başvurarak adaylar belirlenip, Merkezi Aday Belirleme Komisyonu’na sunulacak. 
‘Eğilim Yoklaması ile Merkezi Aday Belirleme Yöntemi’nde ise, Merkezi Aday Belirleme Komisyonu illerde oluşturulan aday belirleme komisyonlarıyla eş güdüm içinde, illerde yürütülen fizibilite çalışmalarının ışığında demokratik kitle örgütlerinin ve STK’ların görüş ve düşüncelerini dikkate alacak. Adaylar, eğilim yoklaması yöntemi ile Merkezi Aday Belirleme Komisyonu tarafından belirlenecek. Bu yöntem de partinin belirleyeceği merkezlerde uygulanacak.
 
Bu aday belirleme yöntemi doğrultusunda ayrıca Özgün Kadın Komisyonu da ayrıca kurulacak.”
 
MA / Ömer Çelik