Temelli: Tecrit sürdükçe hiçbir sorun çözülmez

img

MERSİN - HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Mersin’de tecride karşı açlık grevine başlayan partili milletvekillerini ziyaret etti. “Tecridin bütün Türkiye'nin meselesi” olduğunu vurgulayan Temelli, “Bu mesele çözülmeden, bu konuda adım atılmadan Türkiye'de hiçbir meseleyi çözüme şansımız yoktur” dedi.

Mersin’deki temaslarına devam eden Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, basın çalışanlarıyla bir araya geldiği toplantının ardından partilerinin İl Örgütü binasına geçti. Temelli burada PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük tecride karşı açlık grevinde olan Leyla Güven’e destek için 3 günlük açlık grevine giren partili vekiller Fatma Kurtulan, Tülay Hatimoğulları ve Rıdvan Turan'ı ziyaret etti. 
 
Temelli, burada yaptığı açıklamalarda dün açlık grevi eylemi başlatan partililerinin gözaltına alınması üzerine vekil arkadaşlarının 3 günlük açlık grevi eylemini devraldığını söyledi. 
 
Mersin ile birlikte Türkiye'nin her yerinde partili vekillerinin açlık grevine destek ve dayanışma eylemlerine başladığını ifade eden Temelli, şunları söyledi: 
 
"Açlık grevinin 26 gününde olan Leyla Güven'i Türkiye'nin her yerinde tüm örgütlerimizle destekleme kararı aldık ve bu eylemi sürdürüyoruz. Fakat dün akşam Mersin İl Örgütümüzün gerçekleştirdiği eyleme yönelik bir polis baskını gerçekleştirildi. Buradaki 10 arkadaşımız gözaltına alındı. Demokratik haklarını kullanıyorlardı. Parti il örgütümüz de sevgili Leyla Güven'in başlatmış olduğu açlık grevine destek vermek amacıyla bir eylem gerçekleştiriyorlardı. En temel, en doğal hakları olan bu demokratik eylemle aslında hem Leyla Güven'in açlık grevine destek vermek hem de Türkiye'nin artık duymak istemediği ama ülkenin geleceğinin belirleneceği, belki de barış, demokrasi konusundaki tıkanmışlıkları açılabilecek çok önemli bir konuya dikkat çekmek istiyorlardı. Tıpkı Leyla Güven'in dikkat çektiği gibi…
 
Hakkari vekilimiz sevgili Leyla Güven bu eylemi yaparken kendisi için ya da belli bir siyasi amaçla yapmıyor. Tamamen Türkiye halklarını, emekçilerini, kadınlarını bir bütünen hepimizin içine sürüklendiği bu çıkmazdan çıkmak için, bir umut olmak için, bütün bu tıkanmışlıkları açmak için bedeniyle bir itirazı seslendiriyor ve tüm Türkiye kamuoyuna bir çağrı yapıyor; 'Gelin bu tecridi kaldırın' diyor.
 
‘ÇÖZÜMÜ, MESELENİN MUHATAPLARIYLA MÜMKÜNDÜR!’
 
 
Evet, 5 Nisan 2015'den beri ağırlaştırılmış koşullarda devam eden tecrit, sadece Sayın Öcalan'a uygulanmakla kalmıyor. Aslında tecrit Türkiye'nin barışına, Türkiye'nin geleceğine uygulanıyor. Biz her zaman işaret ettik. Dedik ki; Türkiye Cumhuriyeti’nin sürdüğü bu tecritle Kürt meselesini çözümsüzlüğe mahkum ediyorsunuz. 
 
Çünkü Kürt meselesinin çözümü, bu meselenin muhataplarıyla mümkündür. Bu meselenin muhatabı İmralı'da bulunan Sayın Öcalan'dır. Bu meselenin muhatabını yok sayarak aslında Kürt meselesini ‘çözümsüz’ diye mahkum ederek, bu ülkede faşizan zihniyetinizde otoriter bir rejim mi var etmeye çalışıyorsunuz? Bizim buna itirazımız var. Bunun kabul etmeyiz, kabul etmeyeceğiz. Bugün burada da bunu kabul etmediğimizi bir kez daha dile getiriyoruz. Bütün Türkiye'de olduğu gibi burada da arkadaşlarım bu itirazı güçlü bir şekilde dile getiriyorlar ve getirmeye de devam edecekler. Ne sizin gözaltılarınız, ne sizin baskınlarınız, ne sizin o dilinize yapışmış olan nefret söyleminiz bizim bu kararlılığımızı engellemeyecek. Nasıl ki Leyla Güven’i engelleyemiyorsa, bizleri de engelleyemeyecek. 
 
 
‘TECRİT, BÜTÜN TÜRKİYE'NİN MESELESİ’
 
Tüm HDP'lileri de engellemeyecek. Ama bunun ötesi de var. Sevgili arkadaşlar bu mesele sadece HDP'nin meselesi değildir Bu mesele sadece Kürt halkının meselesi değildir Bu mesele bütün herkesin meselesidir. Bütün Türkiye'nin meselesidir. Eğer bugün bu ülkenin bu hale sürüklemesinden rahatsızlık duyuyorsanız, bugün bu ülkenin içindeki sorunları aşmak istiyorsanız, bu meseleyi de sahip çıkmak zorundasınız. 
 
Bu mesele çözülmeden, bu konuda adım atılmadan Türkiye'de hiç bir meseleyi çözüme şansımız yoktur. Sadece yakınarak başınıza gelen şeyin yegane müsebbibi olarak bu Kürt düşmanlığını işaret ederek yol almanız mümkün değil. 
 
‘MÜCADELEYİ SONUNA KADAR SÜRDÜRECEĞİZ’
 
Bu düşmanlıklara son vermenin yolu bir arada yaşama iradesini ortaya koymaktan geçiyor. Bir arada yaşayacağız, bu memlekette yaşayacağız. Ortak vatanımızda yaşayacağız. Ama demokratik bir Cumhuriyet içinde yaşayacağız. Yok sayılarak, ötekileştirerek değil, bir arada eşit yurttaşlar olarak, eşit yurttaşlık temelinde yaşayacağız. Mücadelemiz bu yöndedir. Tecridin kalkmasına yönelik de talebimiz bu yöndedir. Aynı şekilde tüm arkadaşlarımla beraber bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Bu kararlığımızı da buradan bir kez daha dile getiriyorum. Arkadaşlarımızı kutluyorum. Eylemlerinden dolayı tüm Mersin olarak da tüm örgütümüz olarak da bu eylemin yanında desteklemeyeceğiz."
 
 
Temelli, yaptığı bu açıklama sonrası bir süre sohbet ettiği partili vekillerle vedalaşarak yanlarından ayrıldı. Buradan gittiği Mersin Nakliyeciler Sitesi'nde esnafların sorunlarını dinleyen Temelli, ardından kentteki sivil tolum örgütleri ile bir araya gelecek.