Buldan: HDP uçsuz bucaksız bir halk deryasıdır

img

ANKARA – HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Partimizin simgesi olan çınar ağacı gibi derinlere kök salmışız. HDP, Kürt, Türk, Ermeni, Arap, Çerkes, Alevi, Süryani, Êzidî, Hıristiyan, Müslüman bütün kimlik ve inançların sırtını dayadığı koca bir çınar ağacıdır” dedi. 

Halkları Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin grup toplantısında konuştu. HDP’nin kuruluşunun 6’ncı yıl dönümüne denk gelen grup toplantısına Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD), Demokratik Alevi Derneği (DAD), Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV), Danimarka Alevi Birlikleri Federasyonu, Demokratik İslam Kongresi, Mahalleler Birliği,  Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Devrimci Parti, Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Halkevleri yönetici ve üyeleri katıldı. Ayrıca HDP’nin tutuklu seçilmişlerin yakınları ve hayatını kaybeden hasta tutuklu Koçer Özdal’ın ailesi de grup toplantısına katılanlar arasındaydı.  
 
Buldan, “Dün, 15 Ekim, halklarımız ve Türkiye demokrasisi açısından önemli bir gündü. Tüm engelleri, barajları, fırtınaları aşa aşa bugünlere gelen, emeğimiz, alınterimizin, göz nurumuz olan partimizin 6’ncı kuruluş yıl dönümüydü. Türkiye halklarının umudu, sesi ve cesur yüreği olan HDP’nin kuruluş yıldönümü hepimize kutlu olsun” dedi.
 
‘HDP DERİNLERE KÖK SALDI’
 
HDP’yi tanımlayan Buldan, şöyle devam etti: “Partimizin simgesi olan çınar ağacı gibi derinlere kök salmışız. HDP, Kürt, Türk, Ermeni, Arap, Çerkes, Alevi, Süryani, Êzidî, Hıristiyan, Müslüman bütün kimlik ve inançların sırtını dayadığı koca bir çınar ağacıdır. HDP, sokakta, meydanda, tarlada, fabrikada, madende, inşaatta emeği sömürülen işçidir, emekçidir. HDP dili, kültürü ve varlığı yok sayılan Kürt’tür. 74 fermandan geçirilen Êzidîdir. HDP, barış için semaha dönen Alevidir, Hatay’ın Uzun Çarşısında bir Arap’tır, Mor Gabriel’de bir Süryani’dir, Sur küçelerindeki Ermeni’dir, Ulu Cami’deki Müslüman’dır.
 
Bir tarafımız Mazlum Doğan’a, diğer tarafımız Mehmet Tunç’a, Asya Yüksel’e, Sakinelere, Seve Demir’lere uzanır. Bizler, altı yaşında bir parti olarak çok genç, usu kırk yıllık geleneği olan bir parti olarak çok köklüyüz. Bir yanımızda Mahir Çayan durur diğer yanımızda Şeyh Bedrettin.
 
HDP ÖZGÜR YAŞAMDIR
 
HDP, zalimler önünüzde diz çökmeyen ve zalimlere dert olan Seyit Rıza’nın, Dağkapı Meydanı’nda darağacına giderken dik duruşuyla bir halka var olma direncini veren Şeyh Sait’in, Karadeniz’in azgın dalgalarında Mustafa Suphilerin, sosyalist mücadelenin aydınlık yüzü Behice Boranların, idam sehpasında, Türk ve Kürt halklarının mücadelesini haykıran Denizlerin, zindanlarda direnişin simgesi İboların, Kemallerin, Hayrilerin, Orhan Doğanların mücadele mirasına sahiptir. HDP dündür, bugündür, yarınlarımızdır. Yeni yaşamdır. Özgür yaşamdır.”
 
HDP’liyim, diyen herkese seslendiğini ifade eden Buldan, “Yaşadığınız sokakta, mahallede, ilçede, ilde nerede bir mağdur, dertli, mazlum varsa elini ilk uzatan siz olun. Asla partisine, inancına, kimliğine bakmayın. Bu HDP’nin ruhudur. HDP budur. Unutmayın. Bizleri kurtaracak tek şey birbirimize el uzatmak, omuz omuza vermektir. Bu zorlu mücadelede en kıymetlilerimizi yitirdik. Demokrasi, barış ve özgürlük mücadelemizde yitirdiğimiz bütün yoldaşlarımızı bu vesileyle saygı ve özlemle anıyorum” dedi.
 
‘HDP ZİNDANLARA SIĞMAZ’
 
Buldan, HDP’nin tutuklu seçilmişlerin isimlerini sayarak, “HDP zindanlara sığmaz, HDP zulme boyun eğmez. HDP uçsuz bucaksız bir halk deryasıdır” diye konuştu.
 
HDP KADIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN TEMİNATIDIR
 
HDP’nin kadın özgürlüğünün teminatı olduğunu vurgulayan Buldan, şöyle devam etti: “HDP’yi biricik kılan temel göstergelerden biri de kadın politika ve pratikleridir. HDP dünya genelinde de en fazla kadın temsiliyeti olan; kadınların özgün ve özerk örgütlenmesinin önünü açan, kadının sözünün güçlü olduğu bir partidir. HDP, Türkiye'de her gün sokak ortasında öldürülen kadınların yaşam hakkı savunucusudur; HDP kadın özgürlüğünün teminatıdır. Bütün dünyada örnek gösterilen eşbaşkanlık sistemi, Kadın Meclisleri ve Parlamento Kadın Grubu gibi mekanizmalar kurmuştur.”.
 
‘ÖCALAN HAKLAR ARASI KÖPRÜDÜR’
 
HDP fikriyatının Öcalan’a ait olduğu vurgusu yapan Buldan, şunları dile getirdi: “Elbette HDP’nin başarı hikayesinin, HDP fikriyatının mimarı ve her zaman halkların ortak mücadelesine ve kardeşliğine inanan Sayın Öcalan’a buradan selamlarımızı gönderiyoruz. Sayın Öcalan, Türkiye halklarının eşit ve özgür ortak geleceğini düşünen, bunun için mücadele eden bir liderdir. Halklar arası bir köprüdür. 1999’dan bu yana yaşadığı ağır tecrit koşullarına rağmen barış çizgisinden geri adım atmamış olması bunun kanıtıdır. HDP fikriyatı da, kendisinin halkların ortak geleceğine olan inancının bir göstergesidir.
 
TECRİDİ MUTLAK KIRMALIYIZ
 
Halklar arası kutuplaşma ve çatışmayı hedefleyenler bu nedenle bugün kendisine insanlık dışı ağır tecrit uygulamaktadır. Öcalan, 9 Ekim ve 15 Şubat komplolarıyla hedeflenen halklar arası çatışma ve iç savaş planlarını bozmuştu. Bugün sürdürülen tecritle aynı plan yine devrededir. Bu oyunu bozmak da bu kez HDP’nin, Türkiye halklarının, bir arada yaşamı savunan tüm demokrasi ve emek güçlerinin önünde tarihsel sorumluluk olarak durmaktadır. Bu nedenle diyoruz ki; tecridi mutlaka kırmalıyız. Bunun yolu da ortak mücadeleyi yükseltmekten ve faşizme karşı safları sıklaştırmaktan geçmektedir. Tecridi uygulayanların hevesini kursaklarında bırakmak için demokrasi ve barış mücadelesinde daha çok ısrarcı olmalıyız.”
 
HDP DEMOKRATİK SİYASETİN DIŞINA ATILMAK İSTENİYOR
 
Buldan, 2015 yılından bu yana HDP’nin demokratik siyasetin dışına atmaya çalışıldığını belirterek, şunları ifade etti: “Sandıkta yaşadığı kaybı, yargı ile polis ile bir kazanıma dönüştürmek istemektedir. Bunun adı gasptır. Halk iradesine saygısızlıktır. Son üç yılda on binlerce arkadaşımız gözaltına alındı, binlerce arkadaşımız tutuklandı. Eş başkanlarımız, vekillerimiz, belediye başkanlarımız rehin alındı. İnanın ki, bize yapılan baskının, siyasi operasyonun onda biri AKP’ye yapılsaydı, üç gün dayanamaz dağılırlardı.”
 
‘BİTMİYORUZ, GİTMİYORUZ, GİTMEYECEĞİZ’
 
Buldan, “HDP, Saray’dakinin rüyasına giriyor. Ama uyandığında gerçekle yüzleşmek zorunda kalıyor. HDP bir çınardır. Kökleri sağlamdır. Ampule benzemez! Biz kararlıyız. Hem de sonuna kadar! Özgürleşmedik tek bir insan kalmayana kadar, bu ülkenin barış gelmeyen bir karış toprağı kalmayana kadar bu mücadele, bu büyük insanlık yürüyüşü sürecek! Sen bu kararlılıkla baş edemezsin. Buradayız Erdoğan, bitmiyoruz, gitmiyoruz, gitmeyeceğiz” diye konuştu. 
 
YARGI REHİNE ARACIDIR
 
HDP’ye yönelik yargılamaları “rehine politikası” olarak değerlendiren Buldan, “Geçen Cuma günü Rahip Brunson davasında bu durum bir kez daha görülmüştür. Rahip bir rehine olarak tutuluyordu. Tıpkı rehine olarak tutulan siyasetçiler, gazeteciler gibi. Deniz Yücel de rehineydi, Almanya’yla kirli pazarlık sonucu serbest bıraktılar. Ortada hukuk filan yok” diye belirtti. 
 
GİZLİ TANIK AKP GENEL BAŞKANIDIR
 
Brunson davasında ifadeleri çeken gizli tanık tartışmaları için de Buldan, “Siyasi iktidar rehin alınacak siyasetçilerle ilgili karar veriyor, düğmeye basıyor, polis gözaltına alıyor, yargı da gizli tanık ifadesi diye gerçek dışı iddianame hazırlıyor. Tüm bu rehine davalarının savcısı da, hakimi de, gizli tanığı da AKP genel başkanıdır” dedi.
 
Buldan, “Rahibi aldılar. Rehineliği bitti. Neyin karşılığında? Acaba bizim fakirin durumunda bir değişiklik mi oldu? Doğrusu merak ediyoruz” diye sorarak, “Adalet Bakanlığı’nın adını Rehine Bakanlığı yapın” çağrısında bulundu. 
 
‘RAHİBİN BIRAKILDIĞI GÜN ROJAVA’YI TEHDİT ETTİ’
 
Buldan, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: “Rahibin bırakıldığı gün AKP Genel Başkanı ‘Fırat’ın doğusunu darmadağın edeceğiz, Münbiç’e de gireceğiz’ diyerek Rojava halklarını tehdit etti. Kobane’den başlayarak Irak sınırına kadar her tarafı dümdüz edecekmiş. Her cümlesinde yıkma, öldürme, yerle bir etme var. Türkiye ve bölge halkları bir yıkım ekibiyle karşı karşıya. Halkların iradesini hiçe sayanların tek yapacağı şey yıkımdır. Bunlar da bunu yapıyor. Kürtler herhangi bir toprak parçasında küçük de olsa bir kazanım sahibi olmasın diye neredeyse Türkiye’den vazgeçecekler! Nedir bu Kürt düşmanlığı? Bu düşmanlık halklar arası çatışmayı doğurur. Hedefiniz halkların karşı karşıya gelmesi midir.”
 
‘AMEDSPOR GOL ATMAYA DEVAM EDECEK’
 
Irkçılığın, Kürtlerin spor kulübüne kadar uzandığını vurgulayan Buldan, “Kürt halkı arkasındadır. Amedspor gol atmaya devam edecektir. Cesaretiniz varsa, kendinize güveniyorsanız Amedspor’la sahada mücadele edersiniz. Irkçı saldırılarla değil. Kürdün bir spor kulübüne dahi tahammül edemiyorlar” diye konuştu. 
 
‘AYNI FİLM TEKRAR SAHNEDE’
 
Buldan, 24 Haziran seçimleri öncesi Efrin’e yönelik operasyona dikkat ederek, “Şimdi yerel seçimler var sırada. Münbiç’ gireceğiz diyor. Aynı film tekrar sahnede. İdlib’ten atılan çeteleri mi yerleştireceksiniz? Bunların tek derdi, halkların kendi özgücüyle demokratik özerk bir yönetim oluşturmasını engellemektir. Çünkü iyi biliyorlar ki Rojava’da oluşacak demokratik yönetim, Türkiye’deki katı merkeziyetçi, otoriter tekçi yönetimi daha da sorgulanır, tartışılır hale getirecektir. Bundan korkuyorlar” ifadelerinde bulundu. 
 
MUHTARDAN KORKAR HALE GELDİ
 
Erdoğan’ın “Bana muhtar bile olamazsın dediler” sözlerini hatırlatan Buldan, “Mağduriyet edebiyatı yapan zihniyet bugün muhtarlardan dahi korkar duruma gelmiştir” diyerek, İçişleri Bakanlığı tarafından muhtarların görevden alınmasına tepki gösterdi. 
 
‘KENDİ ADAYLARINDAN BAHSETMİYOR’
 
Erdoğan’ın “kayyum atarız” açıklamalarına da sert tepki gösteren Buldan, şunları söyledi: “Hedefi bellidir. Kaybedeceği yerel seçimleri gasp etme yolunu aramaktadır. Akşam sabah kayyumdan bahsediyor. Kayyımla yatıp kalkıyor. Dikkat edilirse kendi adaylarından hiç söz etmiyor. Kayyuma sarılması aslında siyaseten yenildiklerinin, bittiklerinin de bir ifadesidir. Korkunun ifadesidir. Halkın içine çıkacak halleri yok.” 
 
Buldan, AKP-MHP ittifakının anketlerde oy kaybı yaşadığını sözlerine ekleyerek, şöyle dedi: “Özellikle son ekonomik kriz AKP’nin gerçek yüzünü halka daha net gösterdi. Oylarda erime hızlanınca ortağıyla beraber telaşa kapıldılar. Ama nafile. Karşınızda halkların ben geliyorum diyen gümbür gümbür ittifakı var. HDP var. HDP’yle umutlarını büyüten ve demokratik iktidara yürüyen milyonlar var! HDP’yi parlamentodan silemediniz, gücünüz yetmedi. Yerel yönetimlerden de silemeyeceksiniz. Parlamentoda çoğunluğu kaybettiniz, yerelde de kaybedeceksiniz. Siz madem halk iradesini hiçe sayıyorsunuz, halk da sizi tanımayacak! Yok sayacak.” 
 
40 YILLIK MÜCADELE İRADESİ VAR
 
Buldan, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Göreceksiniz bu seçimlerde AKP, Bölge’de bir tabela partisi haline gelecek. O tabelalarınızı da kayyumlarınız indirecek merak etmeyin! Bir kez daha söylüyoruz, siyasi iktidar artık anlamalı; HDP’ye verilen oy sadece bir oy değildir, bir iradedir, bir duruştur, bir tavırdır. Ama aynı zamanda bir cesarettir. Dik duruştur. İnsanlar sadece oy kullanmak için sandığa gitmiyor, 40 yıllık mücadele iradesini gösteriyor. Bizim her bir oyumuzun arkasında bu irade vardır.
 
Biz, girdiğimiz her seçimden alnımızın akıyla çıkmayı başardık, yine başaracağız. Hem de adil olmayan koşullarda kazandık, yine kazanacağız. Değerlerimize saldıran, yolsuzluk yapan o kayyumlarınızı yerel seçimlerde belediyelerden birer birer söküp atacağız ve Sarayın çöplüğüne göndereceğiz! Şunu unutmayın!  Kürt halkı onurlu bir halktır. Tarih boyunca onuruna sahip çıktı, bundan sonra da çıkmaya devam edecek.
 
Bizlere yönelen saldırılar ve engelleme girişimleri karşısında göstermemiz gereken duruş; daha fazla kararlılık, daha fazla cesaret olmalıdır. Daha fazla güçbirliği, daha fazla dayanışma olmalıdır. Sesimizi daha fazla yükseltmeliyiz. 
 
ÖZGÜRLÜK TÜRKÜLERİ SUSMAYACAK
 
Halklarımız şunu bilsin ki; HDP var olduğu sürece kimse size diz çöktüremeyecek! HDP var olduğu sürece bu ülkede özgürlük türküleri susmayacak, isyan ateşi sönmeyecek! HDP var olduğu sürece yediden yetmişe hiç kimse kendisini yalnız hissetmemelidir. Her ezilenin, mağdurun, mazlumun, haklının, isyan edenin, direnenin sesi olmak bizim temel önceliğimizdir. Halklarımızın sesi olmaya devam edeceğiz. Bu sesi kimse kesemeyecek!”