Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) 3’üncü Olağan Kongresi, Akar İnternational Otel’de devam ediyor. Kongrede, Kandıra Cezaevi'nde tutuklu bulunan HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın gönderdiği mesaj okundu. Yüksekdağ’ın mesajını divan üyesi Sevil Topaloğlu okudu.

 

YÜKSEKDAĞ’DAN MESAJ: KAZANAN BİZLER OLACAĞIZ 

 

Yüksekdağ mesajında şunları kaydetti: “Her ne kadar sizlerden uzak olsakta, faşizmin zindanların da tutulsakta, gönlümüzün aynı rota için attığını bilmenizi isterim. Yoğun baskı, saldırı ve ölümlerin yaşandığı, işçilerin tutuklandığı, özgürlüklerin kısıtlandığı bir süreçten geçsek de, kazananın bizler olacağını bilmenizi isterim. Tüm bu zorluklara rağmen 3’üncü kongrenizi toplamış olmanız bu başarının bir göstergesidir. Faşizm ve saray bizleri tutsak etse de irademizi kıramadı. Düşüncelerimizi teslim alamadı. HDP’yi bitiremedi. Ortak mücadelemizi engelleyemedi. Bitiremedi. Direnerek, kazanacağımıza olan inancımla sizleri ve tüm konukları selamlıyor, hepinizi kucaklıyorum. Kongrenizin yeni döneme ışık tutacağına inanıyorum.”

 

‘EN SON 150 ARKADAŞIMIZ GÖZALTINA ALINDI’

 

Ardından HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay konuştu. Kemalbay, bütün dünyada kapitalizmin bir kriz içerinde olduğunu ve bu krizin emekçilerin üzerine basarak geçtiğini kaydetti. Kemalbay, sermayenin ağır koşullarını emekçi halklar üzerine dayattığını belirterek, “Yaşadığımız ekonomik krizin siyasi ve hukuki bir krize dönüştüğünü her gün deneyimliyoruz. Bunların sonucu olarak partimize ağır operasyonlarla devam ediyor. En son 150 arkadaşımız gözaltına alındı. Yapılan bu saldırılar bize aslında tek adam sistemini kendisini kurumsallaştırırken, ne kadar zorluklar içerisinde olduğunu gösteriyor” dedi.

 

‘DAHA FAZLA MÜCADELE EDİYORUZ’

 

Yaklaşık 3 yıldır yok edilmeye çalışmaya karşı biz güçlü bir direniş gösterdiklerine dikkat çeken Kemalbay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biliyoruz ki 16 Nisan referandumu ve sonrasında yapılan seçimler meşru değildi. Hepsi baskı ve hileler ile gerçekleşti. Bizler örgütlülüğümüzü ittifaklarımızı yükselterek antifaşist bir mücadeleyi yükselttik. HDP bir adım atarak daha da ittifakları genişleterek cevap verdi. Önümüzdeki günlerde kadınlardan, halklardan ve emekçilerden yana ittifakı genişleterek, bu yolda kararlı bir yürüyüş gerçekleştirmeye devam edeceğiz. AKP-MHP ittifakı rehine politikası ile kendini ayakta tutmaya çalıyor. Bunun karşısında bile güçlü bir mücadele yükselteceğiz. İnsanlar rehin alınabilir ama asla teslim alınamazlar. Bölgede 90’larda ve 12 Eylül’deki gibi yürütülen kirli politikalar karşısında daha fazla mücadele ediyoruz. Terör argümanına sarılanlar savaşı sürdürmek için buna sarılmış durumdalar. Aslında  ‘terörden’ ve ‘savaştan’ beslenen onlardır.”

 

‘AKP-MHP FAŞİZMİNE KARŞI ÇOĞALMAK ZORUNDAYIZ’

 

Daha sonra HDK Eş Sözcüsü ve HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit konuştu. Koçyiğit, şunları söyledi:  “Tarihin derinliklerinden gelen mücadele tarihi bize yan yana durmamız itirazımı yükseltmemiz ve ne olursa olsun solcular ve devrimciler olarak bu ülkede yeniden iddia sahibi olmamız ve adres olmamız gerekiyor. Evet birleşeceğiz. Bugün AKP-MHP faşizmine karşı çoğalmak zorundayız. HDK de HDP de bu amaç için kurulmuşlardır. HDK olarak tüm bileşenler açısından temsili bir süreç değil elimizi hep beraber taşın altına koyduğumuz bir süreci örgütlemek zorundayız. Demokrasi için bir cephe gerekiyor. Faşizme karşı bir cephe gerekiyor. Bugün Türkiye’nin Filistin’i Kürdistan’dır. Bugün Türkiye’nin Filistin’ine  hep beraber el uzatmak daha fazla harç katmak zorundayız. Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber  ya hiç birimiz. Kürdistanlılar, Türkiyeliler Aleviler kadınlar hep beraber yeni devrimci ve sosyalist bir düzen kurmaya hep beraber yol açalım."

 

‘TECRİDİN AĞIRLAŞTIRILMASI İLE SAVAŞ KARARI ALINMIŞTIR’

 

Ağrı Milletvekili ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk ise, son 3 yılda AKP-MHP ve ittifaklarının kirli bir savaş yürüttüğüne dikkat çekti. Öztürk, “Son 3 yılda çöktürme planı ile Kürt halkına ait ne varsa silmek istiyorlar. Çöktürme planın temelinde yatan amaç budur. 5 Nisan 2015 tarihi bu soykırımı, yok etme planının başlangıcıdır. Kürt Halk Önderi  Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin ağırlaştırılmasıyla savaşın kararı verilmiştir. Çöktürme planı, 5 Nisanda başlamıştır. Sayın Öcalan’ın felsefesi başta Türkiye, halkları ve Ortadoğu halkları olmak üzere eşit, özgür ve barış içinde yaşamasıdır. Uluslararası komplonun  amacı da bu felsefe ve paradigmayı yok etmektir. Buradan kongreniz vesilesiyle bu komployu kınıyorum” dedi.

 

‘SONU NE OLURSA OLSUN MUHTEŞEM OLACAK’

 

Öztürk, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin tüm halklar üzerinde de olduğunu belirterek, “Kürdistan coğrafyasında canlarımız, illerimiz, tarihimiz, ormanlarımız ortadan kaldırıldı. Amed’de Sur’da yaşayan tüm halklarımıza, insanlığa ait tarih yok edildi. Kürdistan coğrafyasının ormanları yok ediliyor. 3 yıldan beri sürekli Lice’de sokağa çıkmaları yasakları ilan ediliyor. Bir adım daha gittiler insanların evlerinden çıkmasını engellediler. Yaşama hakkı ve yaşam alanı tanımıyorlar. Peki biz bunları nasıl aşacağız? Tecridi kırmamız için hep birlikte omuz omuza vereceğimiz mücadele ile bu tecridi kırabiliriz. Mücadelemiz bu doğrultuda olmalı. Biz dik çökmedik bundan sonra da çökmeyeceğiz. Bu Lice halkının duruşu, iradesidir. Sonu ne olursa olsun muhteşem olacak” diye konuştu.