Şener: Erdoğan yerel seçimleri ortadan kaldırmayı hesaplıyor

img
ANKARA - CHP Milletvekili Abdüllatif Şener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın HDP’yi kastederek “Yine kayyum atarız” sözleri için “Gelecekte belediye seçimlerini ortadan kaldırmayı hesaplıyor olabilir” dedi. Şener, AKP’nin yüzde 15-20 oy kaybedebileceğinin altını çizdi. 
 
Türkiye, ekonomik krizin yoğun yaşandığı bir süreçte yerel seçimlere gidiyor. 2019’un Mart ayında yapılacak yerel seçimler için "ittifaklar" konusu şimdiden partilerin en önemli gündemleri arasında yer alıyor. CHP Konya Milletvekili ve eski Maliye Bakanı Abdüllatif Şener, gündemdeki konuların başında gelen ekonomik krizi, yerel seçimleri ve ittifakları değerlendirdi. 
 
“Ülkede ekonomik kriz yaşanıyor” diyen Şener, krizin önümüzdeki yerel seçimlere büyük ölçüde etkisinin olacağı görüşünde. Bütün gelir gruplarının krizden zarar gördüğünü belirten Şener, “Özellikle enflasyon çok yüksek seyretmekte. Bu yüksek enflasyon sabit ve dar gelirlileri sıkıntıya sokmaktadır. Bunun ötesinde tarım kesiminde büyük sıkıntılar var. Tarım girdileri yükselmiş, fabrikalar kapanıyor, çok sayıda insan işsiz kalıyor. Tüm bunları bir araya getirdiğimizde iktidar partisiyle ilgili toplumun algılarında büyük bir zayıflama var” dedi.
 
‘AKP YÜZDE 15-20 OY KAYBEDEBİLİR’
 
2009 yerel seçimlerini hatırlatan Şener, “Adalet ve Kalkınma Partisi en düşük oyu 2009 yerel seçimlerinde aldı. Bu seçimlerde bir kriz hali vardı. Ama o dönemin Başbakanı Erdoğan sürekli ‘Kriz teğet geçti’ diye açıklamalar yapıyordu. Ama buna rağmen 2009 seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisi yüzde 38 oy almıştı. Bir önceki seçimlerde yüzde 46 oy aldığını düşünecek olursak 8 puan oy kaybetmişti” dedi. Şu anki tablonun çok daha ağır olduğunu belirten Şener, “Bu tabloda çok rahatlıkla yüzde 15-20 oy kaybedebileceğini düşünüyorum. Bu da Türkiye’nin her tarafında olsun seçimlerin kaderini etkileyebilecek nitelikte olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
 
‘KRİZİ DAMAT VE ERDOĞAN YAŞAMIYOR’
 
Şener, “Sayın Erdoğan hükümetinin kafası karışık. Erdoğan, yaptığı bir konuşmada ‘Krizler fırsatlar doğurur’ dedi. Aynı konuşmasının içinde 10-20 dakika sonra da ‘Kriz yok’ dedi. Bu krizi markete gidip alışveriş yapanlar, iş arayanlar, tarlasını ekemeyen çiftçiler, kepenk kapatan esnaflar yaşıyor. Ama krizi damat yaşamıyor, Erdoğan yaşamıyor. Kriz yoksa kendileri için yoktur” diye konuştu.
 
‘MCKİNSEY İLE İPLER KOPMADI’
 
Şener, Erdoğan “Hizmet almayacağız” diyerek iptal ettiği McKinsey anlaşması için ise şunları söyledi: “Erdoğan, sürekli olarak IMF karşıtlığı gibi bir üslup benimsedi. Toplum hafızasının zayıf olduğu inancıyla bunu yapıyor. Aslında Türkiye Cumhuriyeti’nde IMF ile anlaşma yapıp da o anlaşmayı sonuna kadar götüren hiçbir hükümet yoktur. Bunun tek istisnası Erdoğan hükümetleridir. Erdoğan hükümeti 2 ayrı IMF anlaşmasının tamamını uygulamıştır. Bu karşıtlığı dile getirirken de IMF’den beter bir formül buluyor. McKinsey diye bir firmayla anlaşma yapıyor. McKinsey yanlıştır çünkü ekonomisinin dış finansman açığı var. Dış finansman açığının doğrudan karşılanmasına McKinsey hiçbir katkı sağlamayacaktır. Kamuoyu baskısı yükselince de Erdoğan ‘Arkadaşlara söyledim McKinsey’e danışmasınlar diye tembih ettim’ diyor. Yani hala belirsizlik var. İpleri kopardılar mı koparmadılar mı? Sayın Erdoğan’ın McKinsey ile henüz ipleri kopardığına dair bir izlenimde değilim. Ama kamuoyuna kopmuş gibi gösteriyor.”
 
‘MUHALEFET HALKIN ACI ÇEKECEĞİNİ GÖSTERMELİ’
 
Erdoğan’ın “kriz vardır/kriz yoktur” tartışmalarıyla yapay gündemler oluşturduğuna dikkat çeken Şener, bu noktada muhalefetin güçlü bir rol oynaması gerektiğini söyledi. Şener, “Yapay gündem yaratarak toplumu ekonomik sorunların dışına taşıyor. Muhalefetin çok daha güçlü bir şekilde alternatif olduğunu, bu iktidar yapısının değişmesi gerektiği, yoksa halkın acı çekeceğini göstermesi lazım. İktidar sindirme, tasfiye etme gibi taktikler deneyebilir ama buna rağmen her halükarda iktidarın, önem verilebilecek düzeyde oy kaybedeceğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.
 
‘NİYE ATIYORSUN KAYYUM?’
 
Erdoğan’ın “Gerekirse kayyum atarız” tehditlerine işaret eden Şener, şunları söyledi: “Açıklamaları, Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu’na aykırıdır. Niye atıyorsun kayyumu? YSK ve savcılıkların meşru saydığı bir yapıyı peşin olarak gayrimeşru ilan ediyor. Özellikle devlet ciddiyetiyle de bağdaşmaz. İnsanların demokrasiye olan inancını tahrip eder. Sayın Erdoğan’a sormak lazım. Demokratik zemini değil de anti-demokratik bir zemini mi çoğaltmak istiyorsun? Asıl stratejin ne?”
 
‘BELEDİYE SEÇİMLERİNİ KALDIRMAK İSTİYOR’
 
Şener, şöyle devam etti: “Erdoğan’ın bu açıklaması, tüm demokratik zemini belli bir seçmen kitlesi için yok etmek anlamına gelir. Gelecekte belediye seçimlerini ortadan kaldırmayı hesaplıyor olabilir. Şimdi söyledikleri sözleri, toplumun hazmetme kapasitesinin elverdiği dönemlerde de uygulamaya sokuyor. Kimse 10 yıl önce demokrasinin, güçler ayrılığının, basın özgürlüğünün, sivil toplumun ortadan kaldırılacağını hayal edemezdi. Ama bugün gerçekleşti. Toplumun hazmetme kapasitesi oluştuğunda bunu devreye koyacağını zannediyorum. Şimdi ‘Kazansalar bile kayyum atayacağım’ demesi yeni bir test. Türkiye’deki tüm demokratik güçlerin ve demokrasi algısı yüksek olan seçmen kitlelerinin Erdoğan’ın bu testine uygun zemini oluşturmamaları lazım. Bu sözleri söyleyen partiden desteğini çekmesi lazım. Ve kimi yok etmeye çalışıyorsa demokratik iradeyle onun var olduğunu göstermek lazım.”
 
‘İŞBİRLİĞİ YAPILABİLİR’
 
CHP’li Abdüllatif Şener, seçimlere yönelik ittifak tartışmalarında, HDP ve CHP’nin de içinde olacağı geniş kapsamlı bir oluşum olup olmayacağına dair, “İttifaklar kurulabilir ama bu ittifakların kamuoyu algısıyla bağlantılı, hassas noktalarını da iyi izlemek gerektiğini düşünüyorum. Yerel seçimler kurumsal ittifaka elverişli değildir. Bu daha çok tabanda olacak bir şey. Her partinin kendi seçmeni sandığa giderek doğal bir şekilde oluşturacaktır. Bu partiler arası işbirliğine yönelik bazı görüşmelerin olmayacağı anlamına da gelmez. İşbirliği yapılabilir” dedi.
 
‘HDP YASAL BİR PARTİDİR’
 
Şener, iktidar partisinin kendisine karşı olan muhalefetin bir araya gelmesini engellediğini söyledi. Özellikle HDP üzerindeki baskıya ve “HDP meşru değildir” açıklamalarına işaret eden Şener, “Sayın Erdoğan ve ittifak halinde olduğu yapılar, HDP’yi vebalaştırmaya çalışıyor. Halbuki HDP, yasal bir partidir. Bu partinin Meclis’te grubu var. Meclis Başkanvekili var ve oturumları yönettiği zaman AKP milletvekilleri bile Meclis Başkanvekili ‘Konuş’ dediği zaman konuşur, ‘Sus’ dediği zaman susar, söz verdiği zaman söz alır. Bu kadar itaatkâr ve uyumlu oldukları halde kendileri kamuoyu algısını bunun dışında şekillendirmeye çalışıyorlar” diye konuştu.
 
‘PARTİLER İLKESEL TAVIR ALMALI’
 
Muhalefet partilerinin HDP’ye yönelik bu tutuma karşı ilkesel davranmaları gerektiğini ifade eden Şener, “Partiler kendi ilkesel tavırlarını koymalıdır. Demokrasiden yana mısın, değil misin, hukukun üstünlüğüne inanıyor musun, inanmıyor musun? Hukuk ne diyor, Anayasa ne diyor? Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu’nda ne meşrudur ne meşru değildir? İnsan hakları neyi gerektiriyor? Bunlara bakmak lazım. Bana göre ilkesel tutarlık içerisinde olmak kaydıyla birilerinin bu temel ilkesel duruma aykırı algı oluşturmasıyla da mücadele etmek gerekir. Bu yapılmalı ama maalesef bu konuda kimseyi çok fazla cesur görmüyoruz” şeklinde konuştu.
 
MA / Diren Yurtsever