Halk sağlığı için gösterdiği çabayı bu kez özgürlük ve demokrasi için verecek

img

DİYARBAKIR -  27 yıldır doktorluk yaptığı Diyarbakır’da, kent halkı tarafından yakından tanınan bir isim olan HDP’nin ilk sıra milletvekili adayı Dr. Selçuk Mızraklı, bugüne kadar halkın biyolojik sağlığı için gösterdiği çabayı bu kez özgürlük, demokrasi ve eşitlik gibi temel konular için gösterecek.

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Diyarbakır ilk sıra adayı olan Adnan Selçuk Mızraklı, 1963 yılında Urfa’nın Siverek ilçesinde dünyaya geldi. Babasının öğretmen olmasından kaynaklı 16 yılını Eskişehir’de geçirdi. İlk, orta ve lise öğrenimi burada tamamlayan Mızraklı, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. 
 
Çalışma hayatının ilk 3 yılını Ankara ve Yozgat’ta geçiren Mızraklı, 1991 yılından itibaren Diyarbakır’da çalışmaya başladı ve 27 yıl boyunca kentin çeşitli hastanelerinde uzman cerrah olarak çalıştı. 
 
Mesleki hayatından dolayı kent halkı tarafından yakından tanınan Mızraklı, başta Diyarbakır Tabip Odası olmak üzere kentin birçok sivil toplum örgütünde çalışma yürüttü. 90’lı yıllardan bu yana demokratik platformlarda mücadele eden Mızraklı, 2000’li yıllardan itibaren ise Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) komisyon çalışmalarında yer aldı. Sarmaşık Derneği’nde 6 yıl boyunca Genel Başkanlık ve yönetici pozisyonlarında görev üstlenen Mızraklı yine Mezopotamya Vakfı’nda bünyesinde Kürtçe eğitim verecek olan üniversite kurulmasına dönük önemli çalışmalar yürüttü.
 
‘HALKIN YAŞADIKLARI BENİ DEMOKRATİK SİYASETE ZORLADI’
 
Bir hekim olarak topluma dair düşüncelerini dile getiren Mızraklı, şunları söyledi: “Toplumun biyolojik sağlığı benim için çok önemli. Bütün kaygılarımı, meslek uğraşımın temel meselelerinden birisi haline getirdim. Ama aynı zamanda yaşadığım coğrafyanın temelde özgürlük meselesi olmak üzere demokrasi, eşitlik gibi bir insan ve toplum yaşamının en temel başlıkları olan konularda yaşamış oldukları sıkıntılar beni doğal olarak demokratik siyasete, sivil toplum üzerinden demokratik alana dahil olma çabasına zorladı.”
 
DTK’DE 10 YIL ÇALIŞMA YÜRÜTTÜ
 
Mızraklı, bünyesinde 10 yıl boyunca çalışma yürüttüğü DTK’ye yönelik açılan soruşturma kapsamında bir süre tutuklanıp, cezaevinde de kaldı. Mızraklı, buradaki çalışmaların hukuki bakımdan suçlama gerekçesi yapılamayacağını, insanın kendi ifade ve düşünce özgürlüğü çerçevesinde söylemiş olduklarından dolayı bütün bunları yer yer kes-yapıştır yapılarak suçlama metinlerine dönüştürüldüğünü söyledi. Mızraklı, “Soruşturma ve mahkeme sürecinde ben yargılanmadım, ben o zihniyeti yargıladım. Bu yanlıştı çünkü. Gerçek demokratlar savundukları haklı yolun hangi koşulda olursa olsun güçlü bir şekilde sesi olmak zorundadır. Mahkemelerde de, meydanlarda da olmak durumundadır” diye konuştu. 
 
‘HDP’DE SORUMLULUK ALMAM GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNDÜM’
 
“Neden HDP?” sorusunu yönelttiğimiz Mızraklı, şu yanıtı verdi: “Zaman zaman HDP’nin birçok çalışması içerisinde bulundum. HDP, aynı zamanda DTK’nin bileşeni durumundadır. HDP, Türkiye toplumu açısından bakıldığı zaman bütün emek ve ezilen kesimlerin partisi ve sözcüsü durumundadır. Ben örgütlülüğün bazı sorunların aşılmasında önemli bir mevzi olduğuna inanan biri olarak, HDP içerisinde hem düşüncelerimin örtüşmesi hem de eylemi itibariyle örtüşmemiz vesilesiyle, sorumluluk almam gerektiğini düşündüm ve başvuruda bulundum.”
 
‘BU HALKA BORCUMUZ VAR, VERİLMİŞ SÖZÜMÜZ VAR’
 
Kökü bu topraklarda olanlar olarak, bu topraklarda yaşayan halka borçlu olduklarını ifade eden Mızraklı, “Bu borcu ödemek için, bu halka verilmiş bir sözümüz var. Bu sözümüzü yerine getirmek için elimizi taşın altına koymak gerekiyordu ve koyduk. Günün birinde geriye dönüp pişman olmamak için hepimizin bu çabayı göstermesi gerekiyor. Bunu benden çok daha iyi yapabilecek binlerce, on binlerce insanın olduğu bir coğrafyadayız. Bu benim için çok büyük bir şanstır. Çünkü yarın demokratik siyaseti geliştirirken bize destek olabilecek binlerce, on binlerce insanın olduğu anlamına gelir. Gerçekten çok şanslı ve cömert bir coğrafyadayız” dedi.
 
‘BİZ ÇÖZÜMÜN SÖZCÜSÜ OLACAĞIZ’
 
Diyarbakır halkına vaatlerinin “çözüm” olduğunu ifade eden Mızraklı, “HDP, çözüm partisidir, mücadelesini çözümü geliştirmek için veren bir partidir. Bizler de HDP’nin birer parçasıyız. Dolayısıyla bizim vaat edeceğimiz öncelikli nokta, çözüm açısından iğne deliği kadar ışık sızıyorsa, o ışığa bir tutam daha ışık taşımaktır. Bizler şüphesiz müşaverelerini yapacağız, geçmişin yüzleşmeleri yapılacak, bu ölümlerin ve yıkımların hesapları sorulacak. Hesap sorulmadan, aydınlık günlere ulaşmak mümkün olmuyor. Bunların üzerine bir tas su içmek mümkün değildir. Çözüm açısından fedakarlık etmek gerekiyorsa, kendimizden edebiliriz. Ama halkımızın bugüne kadar biriktirmiş olduğu değer ve ilkelerden fedakarlık etme şansı olmadığı bilinciyle, çözüme ilişkin en ufak aralık gördüğümüz zaman biz bunun sözcüsü olacağız. Çözümü geliştirmek, şüphesiz Kürt sorunu gibi bir siyasal sistem sorunu ötesinde anayasa ve devlet sorunu olan bir meselede sadece HDP’nin marifetiyle olabilecek bir sorun değildir. HDP bu sürecin kolaylaştırıcısıdır, savaşan taraf değildir. Aksine çözümü ve barışı sürekli seslendiren taraf durumundadır. Dolayısıyla bir bu sürecin kolaylaştırıcısı olacağız” ifadelerini kullandı.
 
‘BİZ KAZANACAĞIZ’
 
Diyarbakır halkına yürütecekleri seçim çalışmalarına güçlü bir şekilde katılma çağrısında da bulunan Mızraklı, “Yarından itibaren hepimiz, bugüne kadar yaşadıklarımızın öfkesini boşaltmak için, daha özgür, daha adil, daha eşit, daha demokratik bir dünyada yaşayabilmek için hep beraber gücümüzü birleştirmek durumundayız. Biz kazanacağız, biz kazanacağız, biz kazanacağız” dedi.