Buldan: Bir mühürlük ömürleri kaldı
Temelli: Bir oy HDP’ye bir oy Demirtaş’a

img
ANKARA –Seçim bildirgesini açıklayan HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli, halklar, inançlar ve emekçilerle HDP’ye karşı kurulan tüm barajları aşacaklarını dile getirdi. Demokratik Cumhuriyet manifestosunu ortaya koyan Eş Genel Başkanlar, AKP’nin bir mühürlük ömrü kaldığını vurgulayarak, demokrasi güçlerini HDP etrafında birleşmeye çağırdı.  
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli, seçim bildirgesini Ankara Hilton Otel’de açıkladı. Seçim kampanyasının ana müziği olan “Senle değişir” müziği ve sözleri de tanıtıldı. 
 
Tanıtım toplantısına, HDP ve HDK bileşenleri yanı sıra, HDK Eş Sözcüsü Gülistan Koçyiğit, DTK Eş Başkanı Bedran Öztürk, Devrimci Parti Genel Başkanı Musa Piroğlu, SYKP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğluları, ESP MYK üyesi ve SKM Sözcüsü Beycan Taşkıran, DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Hacer Özdemir, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Başkanları Naci Sönmez ve Eylem Tuncaeli, SODAP’tan Kezan Konukçu, EMPE, EHP, HTKP, Halkevleri, Sosyalist Meclisler Federasyonu, Partizan, Alınteri, Kaldıraç, DSİP, TÖZ, ÖSP Genel Başkanı Sinan Çiftyürek, yazar İsmail Beşikçi, Fikret Başkaya, Baskın Oran, Ayşen Uysal ile çok sayıda KHK’li akademisyen ve milletvekili aday adayları katıldı. 
 
‘BUGÜN GÜZEL BİR GÜN’
 
İlk sözü alan Eş Başkan Buldan, “Bugün yeni bir gün. Bugün güzel bir gün. Bugün aydınlık bir gün. Özgürlüğe emin adımlarla yaklaştığımız bir gün. Halklarımıza demokratik gelecek manifestomuzu açıklıyoruz. Umutluyuz, heyecanlıyız, kararlıyız, dirençliyiz. Başaracağız, mutlaka kazanacağız. Büyük Usta Nazım Hikmet’in dediği gibi ‘İnanın güzel günler göreceğiz, güneşli günler göreceğiz.’ Değişim için, hep birlikte değiştirmek için geliyoruz. Eşit ve özgürce yaşamak için geliyoruz. Adalet için geliyoruz. Herkesin birbirine sevgiyle baktığı, ülkenin tüm güzelliklerini birlikte paylaştığımız yeni bir başlangıç için geliyoruz. Kimsenin geleceğinden endişelenmediği, yarınlarına güvenle baktığı huzurlu günleri başlatmak için geliyoruz. Biz’ler  Ege’yiz, Akdeniz’iz, Marmara’yız, Karadeniz’iz, Serhat’ız, Botan’ız, Amed’iz, Biz’ler Anadolu ve Mezopotamya’yız. Halayız, Govend’iz, Horonuz, Zeybeğiz” dedi. 
 
‘DEMİRTAŞ MİLYONLARIN CUMHURBAŞKANIDIR’
 
Buldan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu ülkeye huzuru, mutluluğu, hakça, eşitçe ve özgürce yaşamayı çok görenlerin tekçi düzenini değiştirmeye geliyoruz. Kendi ikballerini ve koltuklarını koruyabilmek için korku imparatorluğu yaratanların yaydığı karanlığı aydınlatmaya geliyoruz. Gülmeyi çok özledik. Bu özlemimizi gerçekleştirmeye geliyoruz!
Herkesin umudu, herkesin güler yüzü olan Sayın Demirtaş’ı halklarımızın cumhurbaşkanı yapmak için geliyoruz. Sayın Demirtaş için artık adayımız demiyorum, cumhurbaşkanımız diyorum. Çünkü O artık milyonların cumhurbaşkanıdır. Sayın Demirtaş eşit ve özgür yaşamla geleceği temsil ediyor. O’nu cezaevinde rehin tutanlar, O’ndan korkanlar neyi temsil ediyor? Baskı ve zulümle dolu geçmişi temsil ediyorlar. Halklarımıza yaşattıklarını temsil ediyorlar. 
 
BİZ’ler mücadelemize, yüreğimize ve cesaretimize güvenerek yola çıktık. Bu yolda kararlı ve emin adımlarla ilerliyoruz. Onca baskıya rağmen HDP’yi bitiremediler. Biz dimdik ayaktayız. Meydanlardayız, halkımızın yanındayız. Onlar yok etmeye çalıştıkça Biz’ler çoğaldık, çoğalıyoruz. Onlar bizi susturmaya çalıştıkça biz daha yüksek sesle haykırdık. Hep birlikte ülkeyi yönetmeye geliyoruz. Seyit Rıza’nın dediği gibi bu da onlara dert olsun. Şimdi artık başarma ve kazanma zamanıdır ve başaracağız. İnanın ki; sıfır baraj için bize karşı ittifak yapanlara sandıktan da sıfır iktidar çıkacaktır.  Kendileri için barajı sıfırlayanlara halklarımız da iktidarı sıfırlayacaktır. Yanlış hesap sandıktan dönecektir. 
 
BİR MÜHÜRLÜK ÖMÜRLERİ KALMIŞTIR ARTIK
 
Onların ayakta tutmak için çırpındığı bu diktatörlük düzenini sizin bir oyunuz ters yüz edecektir. HDP’ye desteğini verecek bir işçi kardeşimizin oyu onların yolsuzluk düzenini bitirecektir. Kadınların, gençlerin bir oyu, bu zulmü bitirecektir. Bir oy deyip geçmeyin. Bir oy her şeyi değiştirir. O yüzden ‘Sen’le değişir’ diyoruz. Tüm devlet imkanları, olanakları onların elinde olabilir. Ama gerçek güç bizdedir. Bu güç halklarımızın gücüdür. Haklılığımızın gücüdür. Mücadelemizin gücüdür. Yeter ki gücümüze ve haklılığımıza inanalım. Bir oy tüm gidişatı değiştirecektir. Halklarımızı bu iktidardan, bu kötü gidişattan kurtaracaktır. Bir mühürlük ömürleri kalmıştır artık. Onu da siz yapacaksınız. 
 
ONLAR ÇÖKÜŞÜ, BİZLER İSE ÇIKIŞI TEMSİL EDİYORUZ
 
Seçim çalışmamızı yaparken değişim gücümüze inanalım ve seferber olalım, HDP ve Demirtaş etrafında kenetlenelim. Tüm yurttaşlarımız şunu bilmelidir ki: tekçi-milliyetçi iktidarın sevdası faşizmdir. Ülkenin, halkın geleceği değildir. Bizim sevdamız ve hedefimiz ise özgürlüktür, barıştır, eşitliktir, adalettir. Onurlu ve eşit bir yaşamdır. Halklarımızı aydınlık ve demokratik bir geleceğe götürecek olan; HDP’nin hedefleri ve ilkeleridir.  Tekçi iktidar çöküşe götürür. Tıpkı bugün olduğu gibi. Onlar çöküşü, bizler ise çıkışı temsil ediyoruz. Aydınlık bir gelecek için bu ışığa herkes güç ve enerji vermelidir ki, kimse karanlıkta kalmasın. Sandığa giderken yarınlarımızı düşünerek gidelim. Seçim çalışmalarımızı yürütürken geleceğimizi de şekillendireceğimizin bilincinde olarak bu sürece yaklaşalım. 
 
TEMELLİ: HAKİKATİN SESİ VE MÜCADELESİYİZ  
 
Daha sonra söz alan Eş Genel Başkanı Sezai Temelli de, HDP’nin hakikatin sesi ve mücadelesi olduğunu vurguladı. Temelli, “Bugün ‘yeni bir başlangıç yapmanın tam zamanı’, demokrasiye, ekonomiye, yaşamın neşesine, coşkusuna, insanların kavgasız, çatışmasız bir arada yaşama arzusu üzerine vurulmuş tüm kilitleri açmaya geliyoruz” diyerek, konuşmasına başladı. 
 
‘SARAYIN SON KULLANMA TARİHİ 24 HAZİRAN’
 
Seçim bildirgelerinden yola çıkarak “tek adamlığa”, “toplumsal kutuplaşmaya”, “israf ve şatafata” nasıl son verileceğini kampanya boyunca anlatacaklarını vurgulayan Temelli, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Siyaseti tek kişiye biat kültürünün boyunduruğundan çıkararak özgürleştireceğiz. Sarayda büyük usta Neşet Ertaş türküsü söylenmeye başlanmış; ‘seni ilelebet benimsin sandım’ Sarayın son kullanma tarihi 24 Haziran, sonra boşaltıyoruz. Ortalık vaat kaynıyor. Bütün siyasi partilerin vaatlerini toplasanız bir HDP etmiyor. Bütün cumhurbaşkanı adaylarının demokrasi, hukuk ve insan hakları alanındaki sözlerini toplasanız bir Demirtaş etmiyor. Çözüm arıyorsanız, çözüm HDP’de. Bu ülkede AKP iktidarından başka bir iktidar görmemiş milyonlarca genç var. Gençler, bize değil, kendinize bir şans verin. Bu ülkede 40 milyondan fazla kadın yaşıyor. 40 milyondan fazla kadın neredeyse yok sayılıyor! Kadınlar biz size başkaları gibi ortalık kirlendiğinde ortalığı temizleyin değil, gelin tam burada sözünüzü söyleyin diye çağrı yapıyoruz.
 
AKP SİZİN SESİNİZİN KAYYIMI OLMASIN
 
Kürtler, Türkler, Ermeniler, Aleviler, Êzidîler, Süryaniler, Romanlar, emekçiler, kadınlar, gençler, çocuklar… Yalnız değilsiniz, HDP var. AKP sizin sesinizin kayyımı olmasın, sizin sesiniz tek adamlık rejiminin sustuğu yer olsun. HDP’ye oy versin ya da vermesin, farklı kimliklere, inançlara ve değerlere, sadece ve sadece halkların buna hakkı olduğu inancıyla sahip çıkıyoruz. Bizlerin kaybedeceği yazlık kışlık saraylarımız, vergi cennetlerinde paralarımız, biat ede ede yükseldiğimiz koltuklarımız yok. Kaybetmekten korkacağımız tek şey bizi hiçbir zaman yarı yolda bırakmamış halklarımızın güvenidir. Özgürlük verilen bir armağan değil, yapılan bir seçimdir. Özgürlüğü satın alamazsınız, özgürlüğün kendisi olabilirsiniz ancak. Bizi özgür kılan hakikattir. HDP Hakikatin sesidir, onun mücadelesidir. 
 
HDP’nin en önemli farkı, bu ülkenin omurgasını oluşturan konularda asla taviz vermemesi, toplumsal güven ve demokrasiye dayanan bir ekonomik ve sosyal yaşam vadetmemesidir. Bizler hep zor zaman dostu gibi, zor zaman partisi olduk. En ufak bir tehditte köşesine kaçanlardan olmadık. Halkımızın sahiplenmesiyle dimdik ayakta durduk. Başta Kürt halkı olmak üzere tüm muhaliflere AKP el koyduğu araçlarla saldırdığı zamanlarda bile nefretin köreltici söylemlerine savrulmadık. Direndik, kararlı duruşumuzla ve cesaretimizle demokrasi ve barış mücadelemizi sürdürdük.  
 
SUÇU HALKIN ÜZERİNE ATMAYACAĞIZ
 
Biz her şeyden önce size sorumluluk sahibi bir iktidar vaat ediyoruz. İşçiler iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğinde işi iyi bilmediklerini söyleyip işçileri suçlamayacağız. İşsizlik tırmandığında meslek bilmiyorlar deyip suçu halkın üzerine atmayacağız. Kadınlar şiddete uğradığında ‘öfkeli kocalar’ı öne atıp cinsiyetçiliği tartışılmaz kılmayacağız. Çocuklar istismara uğradığında “sapık erkekleri hadım edelim” deyip işin içinden sıyrılmaya kalkmayacağız. Bizim size en önemli sözümüz, tırnağınıza zarar gelse kendimizi sorumlu göreceğimizdir. 
 
YOL KÖPRÜ İKTİDARI OLMAYACAĞIZ
 
Halklara, inanç topluluklarına, emekçilere, kadınlara, gençlere en büyük sözümüz bu ülkenin hayalini kurduğu, demokrasiyi de ekonomiyi de eskisinden çok daha ileri taşıyan bir olağanlaşma sürecini başlatmaktır. Biz yol köprü iktidarı olmayacağız, İstanbul’da halkın paralarıyla yaptığımız milyon dolarlık mega projeleri Rize’de, Muğla’da Urfa’da yıllarca anlatmayacağız, biz Türkiye Halklarını bu zor dönemde sırat köprüsünden geçiren demokrasi ve barış savunucuları olacağız.
 
KAYYIMLARA SON VERECEĞİZ
 
Bildirgemizde olağanlaşma sürecinde hiç beklemeksizin OHAL’in yarattığı zararların bir toplumsal telafi programı ile onarılması sözünü veriyoruz. OHAL’i derhal kaldıracağız. OHAL ihlallerinden kaynaklanan yaraları hiç beklemeden saracağız. Biliyorsunuz, diktatörlüğün sureti, Kürt kentlerinde kayyımlarla hüküm sürüyor. Kayyımlığa son verip iradesini de, hizmetlerini de Kürt halkına iade edeceğiz. Eşbaşkanlarımızdan vekillere, eş belediye başkanlarından tüm toplumsal muhaliflere sırf düşünceleri nedeniyle cezaevlerinde tutulanların özgürlüklerine kavuşması, siyasetin özgürleşmesi için gerekli adımları atacağız. Yüzlerce hasta tutsak iktidarın hırsı nedeniyle cezaevinde ve aileleriyle bir araya gelemiyor. Hasta tutsakların serbest kalmalarını sağlayacak adil bir yargı sistemi, HDP ile uygulamaya geçecek. 
 
YASAMA VE YARGI SİYASETİN EMRİNDEN KURTARILACAK
 
Yasama ve yargının siyasetin emrinden kurtulması için parlamentoda üzerimize düşen ne varsa yerine getireceğiz. Adalet Bakanını Hâkimler ve Savcılar Kurulu’ndan çıkarılmasını sağlayacağız. Bugün yargı deyince aklımıza ilk olarak adaletle değil talimatla çalışan bir tulumba mekanizması geliyor. Ama devlet sadece muhalifler karşısında değil kadın karşısında da, emekçi karşısında da, çocuk karşısında da yargıyla güçlüden yana bir ittifak kurmuş. Biz, bu ittifaka son verecek bir program vadediyoruz. Bizim vadettiğimiz sürecin hayata geçtiği bir siyasi yapıda, tekçilerin, güçlüden yana kendine koltuk ayarlayanların, cinsiyetçilerin, ırkçıların kendine yer bulabilmesine imkân yok. 
 
SİYASETETİN ÇOĞULCULAŞMASINI SAĞLAYACAĞIZ
 
Bu süreci yönetimin ve harcamalarının şeffaflaşması, halkın yönetime katılımı ve yönetimi denetimi ile ilgili mekanizmaların oluşturulması yoluyla siyasetin çoğulculaşmasına dair adımlarımız izleyecek. Ekonomiyi demokratikleştireceğiz. Sosyal Haklar Programını hayata geçireceğiz. Hakça Dağıtım Sağlayacak bir sosyal büyüme modeli inşa edeceğiz. Tarım başta olmak üzere tüm sektörler doğa ile barışık gelişecek. Halk çiftlikleri ile işsizliğe ve yoksulluğa son vereceğiz. Toplumun tüm kesimlerinin kangrenleşmiş sorunlarını ise, önemli önemsiz diye ayırmadan, görünmez kılınmış sorunları da kamuoyu önünde açıkça tartışılabilir hale getirerek bu çoğulcu mekanizma ile hep birlikte çözmeyi vadediyoruz. İnsanlar birbirinin yüzüne bakmaz, derdini duymaz hale geldi. 
 
YEREL DEMOKRASİ İLE GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM
 
Ortalıkta sadece faşizmin gürültüsü var. Bizim derdimiz bu gürültüye son verip bir toplumun toplum olmasını mümkün kılan her şeyin, demokratik taleplerinin duyulur olmasını sağlamak. Bunun için atılacak ilk adımlardan birini de demokratik anayasa yapım sürecidir. Bizim için anayasa ezilenlerin haklarının garantiye alındığı, eşitsizlik, ayrımcılık ve yoksulluğun ortadan kaldırılmasını hedefleyen bir sözleşme. Türkiye’deki tüm toplumsal kesimlerin katılımı ile hazırlanacak Demokratik anayasa, merkezin tahakkümüne karşı yereli, devletin tahakkümüne karşı toplumu, eril zihniyetin tahakkümüne karşı kadını, sermayenin tahakkümüne karşı emeği ve doğayı güçlü tutan yerel demokrasi ile güçlendirilmiş parlamenter sistemi anlayışını esas alacak. Türkiye toplumunun üzerindeki öfke küllerini silkelemenin, ortak sorunları birlikte konuşabilir kılmanın en güçlü adımı bu süreçte atılacak. AKP iktidarı döneminde yaşadıklarımız hafızalarımızı yıkım ve çatışmayla kilitledi. Ama Türkiye Halklarının, demokrasi taşıyıcılarının güçlü bir barış hafızası var. Bildirgemizde öngördüğümüz olağanlaşma süreci, aynı zamanda bu hafızanın canlanması ve büyümesi için en önemli fırsatı sunacak.