Bilgen: Erdoğan kimin sandığa gömüleceğini görecek

img

ANKARA – HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, baskın seçim kararı alan AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın partileri hakkında “sandığa gömün” sözlerine, “Kendi ikbal kavgalarını bizim üzerimizden yönetmeye çalışıyorlar ama toplum bunu görüyor, kimin sandığa gömüleceğini de kısa bir süre sonra göreceğiz” yanıtını verdi. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ayhan Bilgen, parti genel merkezinde gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bilgen, seçimlere medyaya yönelik baskıların, tutuklamaların yoğun olduğu bir ortamda gidildiğini anımsatarak, bunun bile bu seçimlerin hangi koşullarda gerçekleşeceğini, ne kadar adil olacağını göstermeye yettiğini ifade etti.
 
TRT’YE: GELDİK EVDE YOKTUNUZ
 
TRT’nin haber müdürünün bir Fransa televizyon kanalında HDP’lilere dair açıklamalarına değinen Bilgen, “Garip bir ironi bir Fransız kanalına TRT’nin haber müdürü katılmış ve HDP vekillerini davet ettiklerini ama HDP vekilleri korktukları için TRT’de programlara katılmayı reddettiğini söylemiş. Durumun gerçekliğine ne kadar Fransız olduğunu gösteriyoruz. Biz TRT’ye gittik ama ışıklar sönüktü, evde yoktular, o yüzden çıkamıyoruz yayına. Biz herhangi bir kanala çıkmaktan korkacak değiliz ama TRT yöneticilerinin bizi davet etmekten ne kadar korktuklarını tahmine edebiliyoruz” diye konuştu.  
 
 
24 Haziran’da yapılması kararlaştırılan erken seçim kararına ilişkin Bilgen, “Uzun bir süredir erken seçim istemenin ihanet olduğu, kriz çıkartmak isteği olduğu, dışarıda Türkiye çok itibarlı bir politika yürütürken seçim istemenin ihanet olarak ifade edildiğini söylemek isteriz. Şimdi ne oldu, böyle yangından mal kaçırır gibi sandık kaçırma psikolojisi ile seçim kotarmaya çalışıyorsunuz?” dedi.
 
‘OHAL’İN ARDINDAN GİZLENEREK SEÇİME GİDİLECEK’
 
Bilgen, şöyle devam etti: “Hem AKP’nin itibarını, AKP’nin pozisyonunu güya koruyan bir yaklaşım bir taraftan da ittifak yaptıkları çevrelere yönelik sözlerini yerine getirme çabası, ister bu hesaplarla yapılmış olsun ister başkaca planlar bu sürecin belirleyicisi olsun Türkiye’nin aslında hiçbir şeyin çok iyiye gitmediğinin itirafıdır. Seçimle yeniden iktidar ömrünü uzatmanın oldu bitişini arama çabasıdır. Böyle bir süreçte bugün Genel Kurul’da iki kişinin çizip oynadığı senaryoyu milletvekilleri nasıl oylayacaklar bilmiyoruz. Neredeyse hiçbir kritik konuda kendi iradelerini ortaya koyamayan iktidar milletvekilleri bugün iradelerini ortaya koyar mı göreceğiz, bu onların kendi siyasi ve etik sorunları ama parlamento bu kararı alırsa, Türkiye ilan edilen tarihte seçime giderse nasıl bir ortamda gidecek altını çizmek isteriz. OHAL’in sürekli uzatıldığı bir süreçte, OHAL ve KHK avantajlarının arkasına saklanarak seçime gidilecek.”
 
VEKİL DÜŞÜRMELER: SEÇMENİ YOK SAYIYOR 
 
Seçim kararı alınmasının ardından HDP’li Osman Baydemir ve Selma Irmak’ın milletvekilliğinin de dün düşürülmesine tepki gösteren Bilgen, “OHAL’in sürekli uzatıldığı bir süreçte, OHAL ve KHK avantajlarının arkasına saklanarak seçime gidilecek. Bunun Meclis’te komisyona getirildiği gün iki vekilimizin vekilliğini düşürdüler. Bizim hiçbir vekilimiz koltuğa yapışmış değil, ama bu ceza da sadece iki vekilimize verilmiş değil. Doğrudan doğruya onları seçen halkı yok sayma tavrıdır. Baydemir ve Irmak ile ilgili, Meclis’in başka hiçbir derdi yokmuş gibi kararın Genel Kurul’da okunmuş olması gerek Gülser Yıldırım’a verilen ceza, Hakkari’nin, Urfa’nın, Mardin’in cezalandırılmasıdır. Bunun cevabını da Hakkari, Mardin, Urfalılar verecek” dedi.
 
ERDOĞAN’A KAYYUM ÇAĞRISI
 
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın HDP’yi kastederek “sandığa gömün” şeklindeki ifadelerine de tepki gösteren Bilgen, “Biz de çağrıda bulunuyoruz ve diyoruz ki hiç başka aday göstermeyin, kayyumları aday yapın görün bakın bu halk kendi seçtiklerine mi sahip çıkıyor sizin çok iyi hizmet ettiğini söylediğiniz kayyumlara mı? Biz halkın kendisine olan saygısına inanıyoruz. Şimdiye kadar ödediği büyük bedele karşı kararlı duruşuna inanıyoruz. Kampanyaları zaten kaymakamlar yürütüyorken zaten işin adını koymak, oradaki bürokratları bir siyasetçi olarak tarif etmek en net olan tavır olacaktır” diye konuştu.
 
Bilgen, hükümetin seçim süreciyle birlikte Efrin operasyonu benzeri bir operasyona girişeceğine işaret ederek, “Afrin’e yönelik politikada olduğu gibi OHAL’e yönelik savaş politikası içinde geçecek, nereye asker göndermeyi bir seçim stratejisi haline dönüştüreceklerini bilmiyoruz ama ülke yararına bir sonuç elde edemeyecekler. Hitler bile Almanya’da öldürdüğü Yahudileri sayarak siyaset yapmaya tenezzül etmiyordu" diye belirtti. 
 
‘STRATEJİMİZ TEK ADAMLARLA ÇÖZÜM ARAMA DEĞİL’
 
Pazar günü MYK ve Çarşamba günü de Parti Meclisi toplantılarının gerçekleşeceğini ve toplantıların ana gündeminin erken seçim stratejisi ile adaylık konusu olduğunu aktaran Bilgen, şöyle devam etti: “Bizim stratejimiz tek adamlarla çözüm arama değildir. Biz doğrudan bir sistem önerisinde bulunacağız. Bugüne kadar temas içinde olduğumuz gruplarla tartışmalarımızı yürüttük, mümkün olduğu kadar geniş kesimleri kapsayacak bir değişim iradesi son derece güçlüdür. Bu arayışı, bu beklentiyi yok saymak görmezlikten gelme hiçbir partinin tercih edebileceği, arkasına gizlenebileceği bir durum değildir. Her koşulda ortaklaşmayı, buluşmayı, birlikte yönetmenin yöntemini aramayı zorlayacağız. Özelikle parti tabanımızın maruz kaldığı baskı ve gözaltılar da son derece dinamik bir seçim kampanyasını yürütebilecek yetenektedir. Sandık güvenliğine ilişkin şimdiden tüm kamuoyunu duyarlı olmaya çağırıyoruz. Biz demokrasiden, barıştan, eşitlikten yana olan bir siyaseti olarak duyarlı bütün kamuoyunun oyuna, düşüncesine sahip çıkmasını istiyoruz.”  
 
‘TOPLUM BUNLARI YUTMAYACAKTIR’
 
Bilgen, açıklamaların ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bilgen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çıkışı ve kimi AKP’li isimlerin İngiltere’de katıldığı bir toplantının yeni bir “çözüm süreci” arayışı olduğu yönündeki iddialara ilişkin yöneltilen soruya, “Biz barışı küçük hesaplar ile okumadık, barışı toplumun çıkarları için bir görev olarak gördük. Barışı küçük oy hesapları haline getirirseniz, toplumun geleceğine darbe vurmuş olursunuz. Hangi siyasi parti Türkiye’de barışın tesisi için çaba gösterirse bunu memnuniyetle karşılarız, ama bunun gereğini yapmak ilkeli olmak şartı ile sonuç doğurabilir. Bir tarafta STK’ları geziyor, diğer taraftan vekilleri cezalandırmak için dayatma içine giriyorsanız, toplum bunları yutmayacaktır” değerlendirmede bulundu.
 
ERDOĞAN KİMİN SANDIĞA GÖMÜLECEĞİNİ GÖRECEKTİR’’
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “sandığa gömün” sözlerine ise “Kendi ikbal kavgalarını bizim üzerimizden yönetmeye çalışıyorlar ama toplum bunu görüyor, kimin sandığa gömüleceğini de kısa bir süre sonra göreceğiz” yanıtını verdi.
 
‘BİZ BAŞARMAYI PLANLIYORUZ’
 
HDP’nin tutuklu eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın adaylığı konusunda ise Bilgen, “Pazar Günü yapacağımız Parti Meclisi toplantısında aday belirleme yöntemimizi de belirleyeceğiz. Elbette kamuoyunda öneriler var, Demirtaş’ın da kendi beyanları var. Hem öneriler hem beyanlar dikkate alınacaktır ama süreç başlamadığı için somut bir şey söylemek mümkün değil. Mutlaka parti kurullarında bir eğilim ortaya çıkacaktır. Biz öncelikle başarmayı hedefliyoruz, kişiler üzerinden bir polemik yapmıyorum ama şunu çok önemsediğimizin altını çiziyorum. Partimiz referandumda ‘hayır’ oyu veren çevrelerin ortaklaşmasının önünü açan bir tavır takınacaktır” dedi. 
 
Seçimler dair diğer partilerle kurulması beklenen temaslara ilişkin ise Bilgen, şunları söyledi: “Önce ilkesel bir tartışmanın tüketilmesi gerekiyor. Bizim açımızdan öncelikle ilkeler netleşti. MYK’mız toplandığında somut bir ilerleme kat edilecektir, Parti Meclisimiz tartışma tüketildiğinde ise görüşmeler başlayacaktır. Her tülü önyargıyı ezberi bir tarafa bırakıp başarmanın yolunu arayacağız. Aktif bir sorumluluk üstleneceğiz. Eğer ilk turda bir uzlaşma imkanı yoksa bile hiç olmazsa her parti ikinci tura giderken diğer kesimlerden de oy alabilecek olması, ötekileştiren bir tutum sergilememesi işbirliğini kolaylaştırabilir. Dayatmacı tavırlar, dar partizan yaklaşımlar ne partilere ne de ülkeye çıkar sağlayacaktır. Toplum ortaklaşmayı istiyor, Siyasi partilerin de bunu dikkate alması gerekiyor.”