Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ayhan Bilgen, genel merkezde düzenlenen basın toplantısında güncel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasına tutuklu HDP milletvekillerinin duruma ilişkin bilgi vererek başlayan Bilgen, partilerine dönük saldırıların üzerinde 500 gün geçtiğini belirtti. Bu süre zarfında 395 duruşmanın yapıldığını kaydeden Bilgen, "İfade vermeyen kimse kalmadı. Partimize dönük çok sayıda baskı, ambargo, boykot uygulamasına maruz kaldık. 25 milletvekilimiz gözaltına alındı. 9 milletvekilimizin de vekilliği düşürüldü” dedi. 

 

Tüm baskılara rağmen halkın HDP’ye sahip çıktığının altını çizen Bilgen, "Halkımız verdiği oylara sahip çıkıyor. Geçen yıl gerçekleşen Newroz’daki coşku, il kongrelerimize, genel kurula katılım bunu gösterdi. Önümüzdeki Newroz kutlamalarında da göreceğiz ki halkımız iradesine yine sahip çıkacak. Bu hafta Newroz nedeniyle kriminalize edilmeye çalışılan yöneticilerimiz var. Çok sayıda yerde parti yöneticilerimiz, PM üyemiz Barış Karabıyık gözaltına alınıp tutuklandı. Doğubayazıt’ta bir partilimizin 80 yaşındaki babası, Ağrı’daki Newroz komitesinden 5 kişiden 3’ü gözaltına alındı. Milletvekili tutuklamaları da parti yöneticilerimize yönelik baskılar da bizim Newroz kutlamamızı engelleyemeyecek" ifadelerini kullandı. 

 

'ÖSO BAYRAĞI NE ANLAMA GELİYOR?’

 

Efrin ile ilgili yapılan konuşma ve değerlendirmelerin dahi tutuklama gerekçesi olduğuna dikkat çeken Bilgen, “Bu sesin duyulması engelleniyor. Dünden beri televizyonlarda ÖSO bayrağından söz ediliyor. Sormak istiyorum bırakın diğer flamaları, Irak’ın bayrağı bile 'paçavra' diye anılırken, ÖSO bayrağı ne anlama geliyor. ÖSO’nun devleti mi var ki onunki bayrak oluyor, Kürtlere ait olan her şey 'paçavra' oluyor. Dün İsrail uçakları Gazze’yi bombalarken muhafazakâr medyanın hiç anmaması bir anlaşma mı?  Efrin’de siviller kendi topraklarında daha özgür mü yaşayacak? Orayı kim yönetecek. Bayrağı olduğuna göre demek ki ÖSO yönetecek” diye konuştu. 

 

‘DEMİRCİ KAWA NEYİ SEMBOL EDİYOR?'

 

Konuşmasında Efrin'e giren ÖSO'cuların Demirci Kawa’nın heykelini yıkmasına değinen Bilgen, yapılanların Kürt tahammülsüzlüğünden başka bir şey olmadığını söyledi. Bilgen, şöyle devam etti: "Bu bir Kürt tahammülsüzlüğü değilse Demirci Kawa’dan ne istiyorsunuz? Kawa neyi sembol ediyor? Eğer Demirci Kawa’yı PYD temsilcisi sanıyorsanız söyleyecek bir şey yok. Bir tarihi değeri balyozlarla yıkabilirsiniz ama Ortadoğu’da halklar kendi değerlerine sahip çıkarak yaşamaya devam edecekler. İktidarın söz konusu politikaları halkların birlikte eşit yaşamına hizmet etmeyecektir. Türkiye’de muhalefet güçleri bilmeli ki barış ortamı sağlanmadan Türkiye demokratikleşmeyecek.

 

MHP’nin iktidarın arkasına sığınarak partimize söylediği sözleri ciddiyetle karşılamıyoruz. Bize ittifak ile koalisyonun farkını öğretmeye kalkanlara hatırlatıyoruz; milletvekili pazarlığı ile milletvekili sayısını arttırabilirsiniz ama başkanlık seçimlerinde adayınızın bile olmadığını söylüyorsanız. Yönetme iddiasından vazgeçmişsinizdir demektir. Bu bir iflasın ilanıdır. Bu tarz sivil toplum örgütleri tarafından yapılabilir ama siyasi partiler açık olmak zorundadır. Bu nedenle koalisyon onurlu bir yöntemdir.  Sözünüzü tartışır, konuşursunuz ama ittifaklar pazarlıkların eseridir. Keşke bize laf yetiştireceklerine, Türkiye siyasetinde hangi konularda uzlaştıklarını kamuoyuna açıklasalar.”  

 

‘VESAYET SAVAŞLARINA KARŞIYIZ’

 

Bilgen, gazetecilerin “Antep’te kurulan 30 kişilik Kurtuluş Kongresi hakkında ne düşünüyorsunuz?" S-sorusuna “AKP şimdiye kadar doğrudan Suriye’nin iç politikasına müdahale için böyle mekanizmalar kurdu. Muhalefetin Suriye’nin geleceğine dair ne kadar kalıcı örnekler yapabileceğini tahmin ediyoruz. Biz vesayet savaşlarına karşıyız. Ortadoğu’da vesayet savaşlarının bitmesinden başka hiçbir çözümün olmadığının farkındayız" yanıtı verdi.