Beştaş: Halk bunları boşa çıkaracak

img

ANKARA - İttifak yasasıyla Kürt illerinde silah zoruyla seçmenin sandığa gitmesinin engellenmek istediğini söyleyen HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, “Halk bunları boşa çıkaracak ve kendi iradesine sahip çıkacaktır” dedi.

AKP ve MHP’nin 26 maddelik seçim ittifakı teklifi televizyon yayınının olmadığı Pazartesi günü gece yarısı TBMM Genel Kurulu'na getirildi ve yaklaşık 20 saatlik mesainin ardından Meclis'ten geçti. Konuyu değerlendiren Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, ittifak kelimesinin pozitif anlam içerdiğini bu yüzden AKP-MHP arasındaki ilişkiyi karşılayacak kelimenin çıkara dayalı “kirli işbirliği” olduğunu belirtti. 
 
‘AKP ÇÖKÜYOR, ÇÜRÜYOR’
 
AKP’nin çöküş ve çürüme sürecine girdiğini, bu dönemde milliyetçi ve ırkçı politikaya sarıldığını söyleyen Beştaş, “Bu çöküşü kamuoyuna yansıtmamak için yüzde 50+1’e ihtiyacı olduğu bilinciyle hareket ediyor. Kendisine verilen kredi tükendi. Geçmişten bu güne iddiaları ve projelerini sürekli anlatma halindeler fakat her yaptıkları bu sözlerin boş olduğunu aslında temel perspektiflerinin sadece kendi iktidarlarını yaşatmak olduğunu ve asıl gelecek kurgusunun sadece kendileri için düşündükleri ortaya çıktı. AKP çöküyor, AKP çürüyor. Desteğe ihtiyacı var. Çünkü AKP tek başına bugüne kadar oy aldığı kesimlerle başkanlığı alamayacağını biliyor. Şuana kadar yaptıkları bütün çalışmalar siyasetler çözüm sürecini bitirmeleri, dış dünyaya meydan okumaları, Kürtlerin tekrar yeniden inkârı bu süreçlerin tümü kendi iktidarlarını koruma çabası“ diye konuştu.
 
‘İKTİDARINI SÜRDÜRMESİ MÜMKÜN DEĞİL’
 
Beştaş, şu değerlendirmede bulundu: “Seçim yasaları genellikle seçime yakın bir dönemde çıkarılır. AKP, şuan da MHP’ye de, Saadet Partisi’ne de diğer irili ufaklı partilere de ihtiyaç duyuyor. İttifak adı altında kendi başkanlık koltuğunu sağlamlaştırmak istiyor. Kendi iktidarını sağlamlaştırma telaşında. Kendini kurtarmak istiyor. AKP elinde sonunda uluslararası mahkemelerde sanık olacak. O sanık koltuğuna oturmak istemiyor. Bu gün Man Adası’ndaki belgelerden, Rıza Sarraf dosyasına, bankalarla ilişkiler, 17-25 Aralık, torpiller bütün bunlar yargılanmasını gerektirecek o da biliyor. Yandaşlarıyla kurduğu çıkar ilişkileri üzerinden onları ihya ederek ayakta durmaya çalışıyor. Bu ilelebet devam etmez.  Milyonlarca insan açlık ve işsizlikle boğuşurken, Kürtlerin bu konuda yıllarca verdiği mücadele ortada dururken, kimse bunları AKP’ye feda etmez. Tam da bu yüzden MHP’ye ihtiyaç duyuyor. Milliyetçiliğe ve tekçiliğe ihtiyaç duyuyor. Çünkü o kesimin oyunu istiyor. Bu arada unuttuğu bir şey var Kürt halkının destek vermediği bir partinin yaşaması ve iktidarını devam ettirmesi mümkün değildir.”
 
‘HIRSIZLIĞIN BAŞKA ŞEKLİ’
 
Beştaş, şunları söyledi: “İttifak kanunun bir günde geçmesinin talimatı Beştepe’den geldi. Devlet Bahçeli Genel Kurula çok özel günlerde gelir ve dün gece sabaha kadar bütün grubuyla birlikte oradaydı. Bu da AKP’nin MHP’ye nasıl tabi olduğunu, çıkar ilişkisinin hangi pazarlıklarla kurulduğunu aslında gösteriyor.  Normalde AKP’nin vekilleri bırakın sabaha kadar kalmayı oy vermek için zorla gelirler. Pazartesi gecesi tam kadro ordaydı. Buda onların bu seçim ittifak yasası dedikleri hile yasasından ne beklediklerini gösteriyor. Emir vardı ve halk duymamalıydı. Muhalefetin sesi kısılmalıydı. Bu yasalaşma süreci hırsızlığın başka bir şeklidir. Bu kadar halk halk deyip, milli irade deyip halkın yüzde 50’sini ötekileştiren düşmanlaştıran politika kazanamaz. Kaybedecek ve sonuna kadar bunun takipçisiyiz.”
 
‘SİLAHLI GÜÇLERLE HALKIN SANDIĞA GİTMESİ ENGELLENECEK’
 
İttifak yasasının “Kürt illerinde seçim güvenliğini ortadan kaldırıyorum” anlamı taşıdığını belirten Beştaş, “Sandıklara her türlü askeriyle, özel timleriyle gelebilir. Bir seçmenin söylemiyle gelebilecek ki zaten o da hazırdır. Çünkü çok açık önceden örgütlenirler. Amaç, halkın iradesine baskı kurmak, oy vermeyi ve halkın sandığa gelişini engellemek.  Valiler hukuksuz bir şekilde yetkilendiriliyor. Valiler AKP'nin il başkanlarından daha militan kadroları. Öte yandan sandık başkanları tamamen kamu görevlileri olacak. Kamu görevlileri dediğimiz memurlar. Yani AKP'nin kadrosu. Çünkü onun kadrosu olmayan ona biat etmeyen herkes ihraç edildi” şeklinde konuştu.
 
‘SUÇU YASALAŞTIRIYORLAR’
 
Beştaş, mühürsüz oy tartışması için de şunları söyledi: “Oy verme sırasında ‘Nereye basarsanız basın ittifaka denk gelecek’ diyorlar. AKP’ye de, MHP’ye de, ortasına, kenarına da mührü bassan geçerli olacak. Mühür meselesi tam bir trajedi. Peşinen ‘Ben oyları çalacağım’ diyor, ki 16 Nisan’da yaptılar. Suçu yasallaştırıyorlar. Yasa da ‘Mühürsüz oy kabul edilmez’ diyor ama bunlar ‘Hayır’ diyor. Anayasa’ya aykırı. Oy pusulaları seçmen sayısından beşte bir oranında fazla basılıyor. Onu değiştirmeyeceklerinin ne garantisi var. Hırsızlık için tedbir alıyorlar. 80 milyonun gözünün içine baka baka hem de onlardan gizleyerek yaptılar.” 
 
‘HALK BUNLARI BOŞA ÇIKARACAK’
 
Oynanan oyun farkında olduklarını belirten Beştaş, bu yasanın nasıl yasalaştığını, neden alelacele geçirildiğini Türkiye halklarına anlatacaklarını söyledi. Tüm hilelerine rağmen bu yasanın bile AKP’yi kurtaramayacağını kaydeden Beştaş, “Bizim seçmenimiz, okuma-yazması olmadan iple ölçerek hangi partiye oy vereceğini seçebilen bir seçmendir. Halk bunları boşa çıkaracak. Bu bile nafile bir çaba. Bu halkın görmediği hiçbir zulüm, zorbalık kalmadı. Tüm bu baskılara rağmen iradesini ve sadığını korudu. Halkımız aktördür. Asıl sahibi olduğu için kendi iradelerine sahip çıkacağını biliyoruz” dedi.
 
‘MESELE KÜRT OLUNCA AKP ÖZÜNE DÖNDÜ’
 
Efrin’e yönelik operasyona dair de konuşan Beştaş, şunları söyledi: “Mesele Kürt olunca AKP özüne döndü ve Kürt karşıtı bir politika savundu. Kobanê’de bunu yaptı ve Kobanê’de büyük bir tepki aldı. Bugün Efrîn’de bunlardan bağımsız değil. Orada kurtarılmayı bekleyen bir halk yok. Efrîn’de yaşayanlar Türkiye’den yapılan saldırılara karşı isyan ediyorlar. Türkiye dışında aslında herkes Efrîn’e söyledikleri amaçla gitmediklerini biliyor. Bu yüzden AKP’den Kürt dostu çıkmaz. AKP Kürtlerin özgürlükleri, hakları yanında durmaz. Gidip oraya Türk bayrakları asıyorlar. ÖSO gibi hangi suçlardan çekilerek o forma giydirildiği bilmediğimiz bir örgütü Türkiye kendi adına sürüyor. Kürtler bunu görüyor. Bu yüzden Efrîn konusunda konuşmayı yasakladı. Ama realite ve hakikati gizleyemedi. Haksız, hukuksuz keyfi bir zorbalıkla oraya gitmeye çalıştıklarını saklama ihtiyacı duyuyorlar. Kardeşlik saygıyı, eşitliği getirir. Bugün mezar taşları sökülüp, mezardaki kemikleri çıkaran bir anlayışla karşı karşıyayız.”
 
MA / Berivan Altan