Ehmed: Türkiye’nin tek kazanımı sivillerin talan edilen malları

img

HABER MERKEZİ - Demokratik Suriye Meclisi Eşbaşkanı İlham Ehmed, halen şiddetli çatışmaların sürdüğü Efrîn’de, Türkiye’nin tek kazanımının sivillere ait mal ve mülklerinin talan edilmesi olduğunu söyledi.

Demokratik Suriye Meclisi Eşbaşkanı İlham Ehmed, Türkiye’nin bağlı ÖSO grupları ile Efrîn’e yönelik 53’üncü gününe ulaşan saldırıları ve buna karşı süren direniş ile birlikte saldırıların perde arkasındaki ilişkilere dair önemli bilgiler verdi. ANHA’nın sorularını yanıtlayan Ehmed, Efrîn halkının YPG, YPJ ile QSD savaşçıları ile birlikte Türk devletinin saldırılarına karşı sergilediği direnişin, büyük kazanımlar getirdiğini ve deyim yerindeyse Türk devletinin burnunu sürttüğünü ifade etti.
 
Ehmed, “Efrîn’e yönelik savaş uçakları ve tüm ileri teknolojik silahlarla sivil ve savaşçı ayrımı yapılmadan gerçekleştirilen yoğun bombardımanlara rağmen, Efrîn halkı ve savunma güçlerinin tarihi bir direniş sergiliyorlar” dedi.
 
‘TÜRK DEVLETİNİN TEK KAZANIMI, SİVİLLERİN MAL VE MÜLKLERİNİN TALANI’’
 
Savaş cephelerinin halen şiddetli çatışmaların yaşandığını ve Türk devletinin herhangi bir kazanım elde etmediğini ifade eden Ehmed, şunları söyledi: “Türk devletinin Efrîn’deki tek kazanımı, sivil yurttaşların mal ve mülklerinin talanıdır. Köylerde yaşayan yurttaşlar Türk devletinin bombardımanları nedeniyle köylerinden Efrîn kent merkezine göç etmek zorunda kalıyor. Bir milyona yakın sivil yurttaşın içme suyunu kestiler ve çocuk, yaşlı ve kadın demeden katliamlar gerçekleştiriyorlar. Sivil yurttaşlar kimyasal silahlarla bombalandı. Yurttaşların köy ve evlerini talan edip, ağaç ve hayvanlarını katlettiler. Türk devleti 53 gündür bunlar dışında hiçbir iş yapmamıştır.”
 
Ehmed, Efrîn’in ardından diğer Kuzey Suriye kentlerine de operasyonlar yapılacağı yönünde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve bazı hükümet üyelerince yapılan açıklamaları da değerlendirdi.
 
RUSYA VE TÜRKİYE PAYLAŞIM HESABINDA!
 
 “Türk devleti bu saldırıları ile Kuzey Suriye’de hayata geçen federal sistemi boğmak ve Kuzey Suriye’yi parçalamak istiyor” diyen Ehmed, Efrîn saldırılarının bölgenin Rusya ve Türkiye arasında paylaştırılması gerçeğini ortaya çıkardığını söyledi.
 
‘DAİŞ, TÜRKİYE’NİN DESTEĞİ İLE SURİYE’YE GERİ DÖNDÜRÜLÜYOR’
 
Onların bu tehditleri karşısında ise, herkesin sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğinin altını çizen Ehmed, “Bu tehditler sadece QSD’ye değil, DAİŞ karşıtı Raqqa ve Dêrazorê’de mücadele eden Uluslararası Koalisyona da yöneliktir. DAİŞ’in Suriye’ye geri dönmesi, ilkinden daha güçlü olacaktır ve açık bir şekilde Türkiye’nin desteği ile olacaktır” dedi.
 
‘NATO VE ULUSLAR ARASI TOPLUM SESSİZ KALDI’ 
 
Ehmed, Türkiye’nin Efrin’e yönelik saldırılarında NATO’nun rolüne de dikkat çekti. Her ne kadar Tayyip Erdoğan, Efrin’e yönelik saldırılarında NATO’nun kendilerine hiç destek sunmadığı düşüncesinde olsa da, bu konuda açık bir destek olduğunun vurgulayan Ehmed, “Türkiye, NATO üyesidir ve eğer NATO izin vermeseydi ve uluslararası toplumu bu saldırılar karşısında susturmasaydı, Türk devleti Efrîn’e yönelik saldırılarda bulunamayacaktı. Erdoğan, NATO’ya sığınarak NATO’nun pratik bir şekilde kara gücü ile askerlerini savaşa sokmasını istedi. Erdoğan bu şekilde NATO’yu insanlık dışı suçlarına ortak etmek istedi” ifadelerini kullandı.
 
Bu noktada Rusya’nın Türkiye’nin süren saldırılarındaki rolü üzerinde yeniden duran Ehmed, Rusya’nın Türkiye ile ittifak halinde olduğunu kaydetti.
 
Her iki tarafın Efrîn ve Doğu Guta için anlaştığını söyleyen Ehmed, “Buraları anlaşmaları gereği karşılıklı değiştirdiler. Guta tamamıyla çembere alınmış durumda ve aynı şey Efrîn için de geçerlidir. Efrîn’in Guta’dan farklı yanı, sakinlerinin göç etmemesi ve sonuna kadar direnişi seçmesidir.
 
Rusya, Efrîn hava sahasını Türkiye’ye açtı ve ardından bölgenin işgali için Türkiye ile ittifak yaptı. Suriye hükümeti de yaptığı açıklamalarla saldırıları kınamakla yetindi. Pratik anlamda Efrîn’in savunması için hiçbir şey yapmadı.
 
Suriye’nin gönderdiği askeri güç de, halk güçleridir ve bu pratiklerine sonsuz saygı gösteriyoruz. Onlar Suriye’nin savunması için canlarını feda etti. Ancak Suriye devletinin işgal saldırıları karşısındaki tutumu şu ana kadar çok zayıftır” dedi.