HDP çıplak aramanın yasaklanması için kanun teklifi verdi

img

ANKARA – HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, onur kırıcı hak ihlali olan çıplak aramanın yasaklanması amacıyla kanun teklifi verdi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, hak ihlali olarak gündemden düşmeyen cezaevlerinde çıplak aramanın yasaklanması amacıyla Meclis’e kanun teklifi sundu.
 
Kürkçü teklifin gerekçesinde, darbe girişimi ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) ile birlikte temel hak ve özgürlüklerin yanı sıra tutuklu haklarının da askıya alındığına ve cezaevlerinde insan hakları ihlallerinde gözle görülür bir artış yaşandığına dikkat çekti. 
 
‘ONUR KIRICI UYGULAMALARIN BAŞINDA GELİYOR’
 
Cezaevlerinde çıplak aramanın Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun yanı sıra bağımsız demokratik kitle örgütleri ve insan hakları kuruluşlarının raporlarında uzun süredir yer aldığını ve cezaevi girişlerinde karşılaşılan en yaygın onur kırıcı uygulamaların başında geldiğine dikkat çekilen kanun teklifinin gerekçesinde, “Tutuklu Demokratik Bölgeler Partisi Eş Başkanı Mehmet Arslan’a Rize Kalkandere L Tipi Cezaevi girişinde dayatılması üzerine bu uygulama son günlerde yeniden kamuoyu ve TBMM gündemine gelmiştir. Arslan’ın uygulamayı kabul etmemesi dolayısıyla ceza infaz memurlarınca bayılıncaya kadar dövüldüğüne ilişkin şikayeti üzerine yapılan incelemede, Rize Cumhuriyet Başsavcılığı olay sırasında güç kullanıldığını kabul etmekle birlikte gücün ‘orantılı’ olduğunu ve olayla ilgili soruşturmanın sürdüğünü bildirmiştir” denildi.
 
Teklifin gerekçesinde şu ifadelere yer verildi: “Güvenlik tedbirleri bağlamında yapılmasına ihtiyaç duyulan aramalardan beklenen yararların kişilerin bedenlerine hiçbir şekilde temas edilmeksizin, mahremiyetleri ve utanma duyguları ihlal edilmeksizin sağlanmasına imkan veren uyarı ve görüntüleme teknolojilerinde büyük bir gelişme gerçekleşmiştir. Bu teknolojiler kişilerin hava limanlarına, yüksek güvenlik gerektiren kamu mekanlarına giriş çıkışlarında üzerlerinde ve bedenlerine iliştirilmiş halde istenmeyen cisim ve araçlar bulundurup bulundurmadıklarına ilişkin ‘makul şüphe’yi nesnel ölçütlere dayandırmayı sağlayarak hem yöneticiler hem yurttaşlar için özgürlük ve güvenlik dengesinin korunmasını kolaylaştırmakta, ihtilafları ve ihlalleri en aza indirmeye yardımcı olmaktadır. Aynı araç ve yöntemlerin cezaevlerinde devreye sokulmamasının, anlaşılabilir ve kabul edilebilir bir nedeni olduğu söylenemez."
 
'İŞKENCEYE DÖNÜŞMÜŞTÜR'
 
Çıplak aramanın cezaevlerinde bir önleyici güvenlik uygulaması olarak beklenen yarar ve etkiyi sağlayamamasının yanı sıra hak ihlallerine kapı açtığına dikkat çekilen teklif gerekçesinde “Keyfi ve kaba bir muameleye ve işkence yöntemine dönüşmüş olması dolayısıyla bir an önce tüm kanun, tüzük ve yönetmeliklerden kaldırılması, alıkoyma merkezlerinden gelen şikayetlerin, doğrudan suç duyurusu olarak kabul edilmesi, uygulamanın tamamen ve kesin olarak sonlandırılmasını sağlayacak denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi gerekmektedir” ifadelerine yer verildi.
 
Kürkçü, söz konusu uygulamanın yer aldığı 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 36. maddesinin birinci fıkrasına “Hiçbir hal ve koşulda çıplak arama yapılamaz” cümlesinin eklenerek cezaevi girişlerinde insanlık onuruna aykırı muamelenin kaldırılması gerektiğini teklif etti.