Prof. Gürsoy: Muhalefet aktif sokak siyasetini gündeme getirmeli

img

İSTANBUL - Muhalefetin bütün gücüyle aktif sokak siyasetini gündeme getirmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Gençay Gürsoy, AKP-MHP ittifakının 2019'u kazanmasının, Türkiye'nin 200 yıllık demokrasi dünyasında yer alma beklentilerinin sonunu getireceğini söyledi.

Prof. Dr. Gençay Gürsoy, 2019 seçimlerine giden Türkiye'nin siyasal durumu, Cumhur İttifakı ve seçimler sonrası Türkiye'yi bekleyecek tabloyu değerlendirdi. AKP ve MHP'nin 7 Haziran seçimlerine benzer bir sonuçla tekrardan yüz yüze gelmeme telaşı içerisinde olduğunu söyleyen Gürsoy, bu yüzden seçim ittifakı ve ittifak yasası ile bir dizi önlemi gündeme getirdiklerini söyledi. 
 
Ülkenin koşullarını kendi lehine çevirebilme konusunda AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın çok becerikli davrandığını söyleyen Gürsoy, "17-25 Aralık dönemindeki olaylara karşı MHP'nin AKP'ye karşı tavrını düşünün. AKP'ye hiçbir muhalefet çevresinin ağza alınmayacak ağırlıkta itham ve küfürler eden MHP, bugün ittifak kurdu. Bu önemli bir örnek. Bu işin içerisinde çıkar söz konusu olduğu zaman siyasetçiler böyle mucizeler yaratabiliyor. Bugün baktığımızda ittifaka sadece MHP dahil olmuş değil. Doğu Perinçek'in ideolojik çerçevesini çizdiği, daha önceden devralınmış olan bir 'turancı ittifak'ın bugün Türkiye siyasetine damgasını vurduğunu görüyoruz. Dolayısıyla ittifak sadece Erdoğan ve Bahçeli arasında değil, perde arkasında Doğu Perinçek'i de katmak lazım" ifadelerini kullandı. 
 
'MUHALEFET AKTİF SOKAK SİYASETİNİ GÜNDEMLEŞTİRMELİ'
 
Cumhur İttifakı ile getirilen seçim ittifakı yasasının önemli bir seçim oyununun tezgahı olduğunu dile getiren Gürsoy, "Erdoğan hala yüzde 51'i yakalayacak bir aşamaya gelmiş değil. Bütün çabasına rağmen Saadet Partisi devreye girmiş değil. Dolayısıyla bu olmayınca da seçim ittifakı yasasını devreye koymuş durumda. OHAL koşullarında ve bu getirdikleri yasa çerçevesinde seçime gitmek çok büyük sorunlar yaratır. Siyasi iktidara bütün güçle yüklenmek gerekir. Boykotun bir seçim yöntemi olarak Türkiye'nin bugün yaşadığı koşullarda hiçbir karşılığı olmadığını biliyorum ama bu aşamaya gelinebileceği endişesini iktidara hissettirmek lazım. Dolayısıyla seçim boykotunun bir strateji olarak gündeme gelmesi doğru bir şey değildir; ama bunun olabileceğini ve bedelinin de ağır olacağını iktidara göstermek gerek. Onun için bu olasılığı dikkate almak gerekir diyorum. Muhalefetin işi uzaktan takip etmesi endişe verici. Başta CHP olmak üzere, bütün partilere çok rol düşüyor. Muhalefet bütün gücüyle son yasal değişiklikleri dikkate alan ve bunun üstüne giden bir aktif sokak siyasetini gündeme getirmesi lazım" dedi. 
 
'HDP İLE YAN YANA GELİNMELİ'
 
Tek adam rejimine karşı demokrasi güçlerinin bir araya gelmesi gerektiğini söyleyen Gürsoy, HDP'nin olmayacağı karşı bir ittifakın çözümsüzlük getireceğini ifade etti. CHP'nin HDP ile bir araya gelmemesi durumunda büyük hata yapacağını söyleyen Gürsoy, "2015'ten bu yana birbiri üstüne CHP'nin gaflarını yaşıyoruz. Bunların bedellerini kendileri de ödüyorlar. Ama CHP artık işin hayat memat meselesine geldiğini bilmelidir. Parti içerisinde de çeşitli sol kesimlerin tepkileri Kılıçdaroğlu yönetimini iyice zorluyor. Dolayısıyla bir şeyler yapması lazım. Şimdi anlıyoruz ki seçim güvenliği konusunda ciddi bir çabaya girmiş durumda. Bu çerçevede bir ittifak olmazsa bile seçim güvenliği bakımından bir ittifak arayışı içerisine CHP'nin girdiğini görüyoruz. Bunu her şeye rağmen önemsemek lazım. Mesela HDP ile yan yana gelme noktasında yoğunlaşan korku, tedirginlik, seçim güvenliği ile ilgili temaslarda pek gözükmüyor. Kolaylıkla HDP ile çeşitli toplantılarda yan yana gelebiliyorlar. Bu yol yavaş yavaş aşılabilir. Muhalefet bunu yapmazsa güç biriktirmesi mümkün değil. Bütün bunları yan yana getirdiğimiz zaman yine de ümitli adımların atılabileceğini düşünüyorum" diye aktardı. 
 
'ÜMİTSİZLİK ATMOSFERİ DAĞILMAKTA'
 
CHP ile ittifak konusunda bir dönem HDP içerisinde endişelerin olduğunu, yalnız bu dönemde bu endişelerin azaldığını ifade eden Gürsoy, Türkiye'nin geleceği açısından bunun önemli olduğuna vurgu yaptı. Gürsoy, "CHP'nin bütün bir geçmişine baktığımız zaman Kürt meselesinin demokratik hak ve özgürlükleri temel alan bir biçimde çözülmesi konusunda bir irade ortaya koymuş değil. Ama Türkiye öyle bir aşamaya geldi ki, bu konudaki geçmiş vebali Kürt halkının bir dönem ertelemesi lazım, ki erteliyorlar da. Çünkü demokrasi olmadan, tek adam yönetiminden kurtulmadan Kürt meselesinin çözümü konusunda adım atma olanağı yok. Bunun için de geçmişin tortularından arınmak ve olabilecek yolları mümkünce gerçeğe evriltmek lazım. Bu konuda eskisine göre biraz daha ümitsizlik atmosferinin dağılmakta olduğunu hissediyorum. HDP yönetiminde de benim fark ettiğim kadarıyla, geçmişte olduğu kadar belirgin CHP küskünlüğünden uzaklaşılıyor. Temaslar konusunda daha yatkın bir dil kullanılmaya çalışılıyor" şeklinde konuştu. 
 
'DEMOKRASİ BEKLENTİSİNİN SONU DEMEK'
 
AKP ve MHP'nin oluşturduğu Cumhur İttifakı'nın seçimleri kazanma olasılığını düşünmek dahi istemediğini söyleyen Gürsoy, son olarak şunları söyledi: "Cumhur İttifakı'nın kazanması, Türkiye'nin bütünüyle 200 yıllık bir demokrasi dünyasında yer alma beklentilerinin sonu demektir. Tek adam iktidarının ihya olması, Cumhuriyetten önce başlayan batı demokrasilerinin mihveri etrafında hayata devam etme beklentilerini bir kenara bırakmak demektir. Böyle bir ülkeyi artık batı kampı içerisinde kimse kabul etmez. Tek adam iktidarının Türkiye'yi istikrarlı bir geleceğe taşıma şansı sıfır" ifadelerini kullandı. 
 
MA / Bilal Seçkin