Demirer: AKP-MHP ittifakına karşı ‘birlik’ tercih değil zorunluluktur

img

ANKARA  - Siyaset bilimci Doç. Dr. Yücel Demirer, AKP-MHP’nin “Cumhur İttifakı”nın başarılı olamayacağının altını çizerek, “Muhalefetin asgari müştereklerde birleşmesi bir tercih değil bir zorunluluk” dedi. 

Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’ndeki görevinden ihraç edilen siyaset bilimci Doç. Dr. Yücel Demirer, AKP ile MHP’nin 2019 seçimlerine yönelik yaptıkları ittifakı değerlendirdi. 
 
AKP'DE SEÇİMİ KAYBETME KAYGISI
 
Mevcut iktidarın ittifak arayışının en önemli faktörün seçimi kaybetme kaygısı olduğunu ifade eden Demirer, “Bir önceki seçimin AKP’de ciddi oranda oy kaybettirdiği tüm toplum nezdinden bilinen bir gerçek. Cumhurbaşkanı Erdoğan’da önümüzdeki seçimlerde kaybetmeyi ciddi bir olasılık olarak görüyor ve buna hazırlık yapıyor” dedi. 
 
İktidarın ittifak arayışında başka faktörlere de dikkat çeken Demirer, şöyle devam etti: “Özellikle tarihsel olarak çok önemli altı üst oluşların yaşandığı ve devletin yapısal temelleri ile önemli değişikliklere gittiği bir süreçte, tarihsel bloğu yeniden düzenleyen, revize eden tahkim eden bir anlayış da var. Yani tarihsel blokun, yeninden şekillenmesi ve deyim yerindeyse taşların yeniden dizilmesi bağlamında bir şey görüyorum. Şuna dikkat edilmesi lazım, özellikle 90’ların ortasından itibaren eriyen merkez sağın tekrar dirilememesi, ufalanan ve artık ortadan kalkan merkez sağın tekrar bir alternatif olmaması için de bir çaba var bu ittifakın altında.”
 
‘ÇÖZÜMÜ ÇATIŞMADA ARIYOR’
 
AKP iktidarının son yıllarda aldığı kararların Türkiye gerçekliği ile uyuşmadığını söyleyen Demirer, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: “Bu yapılanmanın Kürt sorununu çözüme kavuşturulması konusunda bir çözüm aramayacağı dahi şimdiden belli. Bundan dolayı ittifakın sürmesi ya da başarılı olması halinde, Kürt meselesi konusunda bir çözüm arayışının olmasını beklemiyorum. Özellikle Kürt meselesinin, Kürt halkının temel hak ve özgürlükleri bağlamında ki arayışlara yönelik bir çözüm getirmeyeceği gibi bunun yanında da bu çok kilit ve merkezi öneme sahip bir sorun olsa da bunun yanında da bir takım başka problemler de var. Şöyle ki, Türkiye’de bir yaşam biçimi dayatmasının bu ülkede sökmediği anlaşıldı. Bunu bir zamanlar insanların başörtüleri ile insanların dini hak ve özgürlüklerine yönelik baskılar ile yapmaya çalışan bir başka ekol bunu başaramadı. Şimdi de zorunlu seçmeli din dersleri, zorunlu seçmeli İmam Hatipler şeklinde arayışlar var. Bunların başarılı olmasının mümkün görmüyorum. İktidarının ilk yıllarında çok kullandığı bir kavram vardı. Türkiye’nin sosyolojisinden bahsederdi. Ve bir takım şeyleri Türkiye’nin sosyolojisine karşı ve muhafazakâr ile suçlardı. Şuanda da Adalet ve Kalkındırma Partisi’nin özellikle son birkaç yıldır aldırmakta olduğu kararlar Türkiye’nin sosyolojisine aykırı. Hal böyleyken bunu siz ideolojik, politik ihtiyaçlarınıza göre öznel yorumları üretmek, hele de bunu ülke nüfusunun yarısına dayatmak bir sonuç çıkarmaz.  Bu bir vakit kaybıdır. Ama görünen o ki iktidar bloğu çözümü barıştan değil, çatışmadan ve tansiyonun yükseltilmesinden arıyor.”
 
‘İTTİFAK BAŞARIYA ERİŞMEZ’
 
Demirer, AKP- MHP ittifakının başarıya erişemeyeceğini belirten Demirer, “Sadece Türkiye’ye vakit kaybettirecektir. İktidarın ortak arama çabasının kendi hedeflerine bunları yaklaştıracaklarını düşünmüyorum. Eninde sonunda demokrasi hak ve özgürlükler kazanacaktır. Özgürlükler ve hak arama yollarını ancak geciktirebilirler ama engellenemez” diye ekledi.
 
‘MUHALEFETİN BİRLİK OLMASI ZORUNLULUKTUR’
 
Yıllarca koalisyonu karalayan Erdoğan’ın Meclis içinde ve dışında bir çeşit koalisyon girişiminde olduğunu sözlerine ekleyen Demirer, buna karşılık muhalefetin de birlik olması gerektiğini dile getirdi. Demirer, sözlerini şöyle tamamladı: “Bir kere muhalefetin birlik olma durumu siyasal ve politik tercihlerin ötesinde de bir zorunluluktur. Açıkçası muhalefet insan hakları, evrensel ilkelerinin temel hak ve özgürlüklerin çatısı altında ya bir arada olmayı başaracak ya da kaybolup gidecek. Muhalefetin asgari müştereklerde birleşmesi bir tercih değil kesinlikle bir zorunluluk. Muhalefet bütünsel programatik birlikler yerine, başta seçim güvenliği olmak üzere, hukukun içinde bulunduğu garip durum olmak üzere bir takım paket ve parçalı konular da bir araya gelebilir. Herkesi bir araya getiren meselelerden başlanabilir.”
 
MA / Selman Güzelyüz