AKP Sözcüsü Çelik’ten açıklamalar

img

ANKARA – AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Ankara Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde sağlık emekçilerine yönelik saldırıya ilişkin adli sürecin takipçisi olacaklarını belirtti.  

AKP MKYK toplantısı ardından parti Sözcüsü Ömer Çelik açıklamalarda bulundu.

Ankara Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde sağlık emekçilerine yönelik saldırıyla söze başlayan Çelik, “Son derece üzücü bir olayla karşılaştık. Keçiören Hastanesi'nde sağlık çalışanlarımıza yapılan saldırıyı kınıyoruz. Tüm dünyaya örnek olacak bir fedakârlık ve vatanseverlik içinde çalışan sağlık çalışanlarımıza göz bebeği gibi davranmamız gerekir. İnsanların acıları olabilir, üzüntüleri olabilir, ama unutmasınlar ki, sağlık çalışanlarımız o acıları dindirmek için çalışıyorlar. Bu konuda yapılan saldırının adli sürecini takip edeceğiz” dedi.

YÜZ YÜZE EĞİTİM

Yüz yüze eğitimin kademeli olarak başladığını belirten Çelik, eğitimle ilgili birçok tedbirin alındığını söyledi. Çelik, “Sağlık Bakanlığımız ve Millî Eğitim Bakanlığımız çeşitli denetim mekanizmaları kurdular. Gönül isterdi ki 18 milyon öğrencimiz bu şekilde yapabilsin. 17 milyon öğrencimiz evlerinde devam edecek. 3 bin 800 denetmen okullarda Kovid'le ilgili tedbirlere uyulup, uyulmadığını denetleyecekler. Ayrıca okulla irtibatlı olan her kişinin HES kayıtları bulunacak. Risk durumunda anında müdahale edilecek. Bu dinamik bir süreç, dört hafta sonra ne olur, kestirmek güç” ifadelerinde bulundu.

BM’YE TEPKİ

BM Çocuklar ve Silahlı Çatışma Özel Temsilcisi’nin Suriye Demokratik Güçleri yetkilisiyle görüşmesini hedef alan Çelik, şunları söyledi: “Bunu şiddetle kınıyoruz. BM yetkililerini bu konuda uyarıyoruz. Bu tutumu BM'nin terörle mücadele konusundaki ilkelerin açık ihlalidir. Biraz evvel Cumhurbaşkanımızın BM'le ilgili olan konuşmasını hep beraber dinledik. BM sisteminin iç çelişkilerine, reform ihtiyacına vurgu yapan güçlü bir konuşma yaptı. Cumhurbaşkanımız. Bu tip terör ilkelerinin ihlal edilmesiyle birlikte BM, artık kendi kurduğu prensiplere sahip çıkamayan teşkilat durumuna düşüyor. Bu dünya için, BM için iyi değildir. Çocuklarla ilgili BM kurumunun başındaki kişi PYD/YPG terör örgütünün ele başısıyla video konferans üzerinden görüşürse o zaman terör örgütlerine BM'nin söyleyeceği bir şey olmaz.”

DOĞU AKDENİZ

Doğu Akdeniz'deki gelişmelerin sıcaklığını koruduğunu dile getiren Çelik, Türkiye’nin bir müzakere devleti olduğunu söyleyerek, “Kazan kazan esasında bir sonuca varmak isteyen, hakkaniyet ve hukuk temelinde yürümek isteyen için Türkiye'den daha iyi muhatap ve ortak yoktur. 14 yıl sürmüş, 60 kez yapılmış istikşafi görüşmeler Çipras ve Miçotakis döneminde yapılmadı. Diplomatik mekanizmalara yanaşmayan taraf her zaman Yunanistan olmuştur. Oruç Reis gemisinin bakım ve tamir işleri için kısa bir ara vermesi diplomasi isteyenler için bir fırsattır. Meseleyi devlet aklıyla çözmek için bir irade söz konusuysa Türkiye devlet adamlığı yaklaşma konusunda her zaman hazırlıklıdır ve desteklemektedir. Ama karşımızda ne zaman müzakere söz konusu olduysa Yunanistan birtakım korsan anlaşmalarla sabote etti” dedi.

Türkiye’ye yönelik çağrılara da Çelik, şöyle yanıt verdi: “Türkiye tehdit ve şantajdan vazgeçsin deniyor, Türkiye kime şantaj yapmış? Meis adasında provokasyon yapanlar onlar. Bölge ülkelerinin barış ve refahından kendisini sorumlu hisseden bir ülke olarak Türkiye büyük bir olgunlukla bu savaşı yürüttü.”

MUHALEFETE HEM ÇAĞRI HEM ELEŞTİRİ

Çelik, Doğu Akdeniz konusunda muhalefete milli menfaat konusunda çağrı yaparak, şu eleştirilerde bulundu: “Biz birileri sahada bize karşı fiili durum oluşturmaya çalışıp da karşımıza bir ittifak kurmaya çalıştıkları zaman sahada asla taviz vermeyeceğimizi söylediğimizde CHP'li arkadaşlarımız 'Türkiye'yi yalnızlaştırdınız' diyorlar. Daha sonra Oruç Reis'in bakım için fırsat bilin diyoruz, karşı tarafa sesleniyoruz. Bu sefer de arkadaşlarımız sırf muhalefet yapmak adına 'taviz vermeyin' diyor. Sahadaki hareketinizi hamle, diplomasi alanındaki girişimlerinizi taviz olarak gören bir yapı varsa bu dış politikanın temel esaslarını bilmiyor demektir. Türkiye'nin dış politikasına uymayan bu yaklaşımlar en çok Yunan tarafından ve hasımlarımız tarafından bize karşı koz olarak kullanılmaya çalışıyor. Büyük bir devlet tecrübesiyle bölge barışından sorumlu akil bir devlet olarak, akıllı bir güçle bunu yönetmeye hazırız.”