Güzel: Kayyımlarla halk sağlığı da tehlikeye atıldı 2020-05-22 09:42:06 DİYARBAKIR - HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel, kayyım atanan belediyelerin salgına karşı mücadelesine değinerek, "Kayyımlar hem halkın iradesiyle hem halkın sağlığıyla oynuyorlar" dedi.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel, partisinin yönetimindeki belediyelere kayyım atamasını "Kürt düşmanlığı" olarak değerlendirdi. Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı HDP’li belediyelerin ilk günden bu yana önlem aldığını ve sokaklarda düzenli dezenfektan çalışmaları yapıldığını söyleyen Güzel, “Kayyım atanan belediyeler salgına karşı etkin çalışma yürütüyordu. Tüm belediyelerimiz maske dağıtmak, halka ekonomik yardım yapma ve bu kampanyaları yürütme çalışmaları yapıyordu. Bu salgın sürecinde devletin yapması gereken salgınla mücadeleydi ama görüyoruz ki, Kürt iradesine karşı mücadele ediyorlar” dedi.   ‘KAYYIM HALK SAĞLIĞIYLA OYNUYOR’   15 Mayıs’ta kayyım atanan Baykan Belediyesi’nin çalışmalarını örnek veren Güzel, “Baykan’da yakın zamana kadar korona vakası yok idi. Neden yoktu? Çünkü Baykan Belediyesi, koronavirüs salgınına karşı önemli adımlar attı. Örneğin, şehir dışından ilçeye gelenlere 14 gün boyunca karantinada kalması söyleniyor ve ihtiyaçları ne ise karşılanıyordu. Şehrin karantinasını belediye eşbaşkanlarımız ve yönetimi sağlıyordu. Yine dükkanların kapalı olduğu bir süreçte, tüm esnafın dükkanlarını boyadılar. Dezenfekte çalışmaları yürüttüler. Her gün yollar yıkanıyordu. Siirt şehir merkezine girer girmez, dezenfeksiyon araçları ile dezenfekte ediliyordu. Büyük bir hassasiyetle çalışıyordu. Yine salgın sürecinde kayyım atanan Batman Belediyesi aynı kararlıkla çalışıyordu. Peki, şuan Batman’da nasıl bir tabloyla karşı karşıyayız? Batman Belediyesi kayyımı ‘Biz Batman için vaka sayındaki artıştan dolayı sokağa çıkma yasağı talep edeceğiz’ diyor. Bu demek oluyor ki, kayyımlar hem halkın iradesiyle hem halkın sağlığıyla oynuyorlar. Çünkü kayyımların olduğu hiçbir yerde salgınla mücadelenin herhangi bir emaresini görmüyoruz” diye konuştu.   KÜRT DÜŞMANLIĞI   Kayyım atamalarının asıl nedenini “iktidarın Kürt düşmanlığı” olarak açıklayan Güzel, “Eğer kayyım atamaları Kürt düşmanlığı üzerinden yapılmıyorsa, neden atanan kayyımların ilk pratiği Kürtçe tabelaları sökmek oldu? Neden anadilde eğitim veren kreşler kapatıldı? Neden kadın kurumları kapatıldı? Neden ilk dile yöneldiler? İktidar halka, ‘Sen Kürt olarak bir irade olamazsın. Seni yönetecek kişiyi sen seçemezsin’ mesajını veriyor. 31 Mart seçimlerinde halktan cevaplarını aldılar. Şimdi ise salgın tehlikesi devam ederken, kayyım politikalarına devam ediyorlar. Şuan kayyımın olduğu her yerde halk salgın tehlikesiyle karşı karşıya” diye belirtti.   HDP’NİN HEDEF GÖSTERİLMESİ   İktidarın “tekleştirme” politikası yürüttüğünü ve buna karşı duran HDP’yi de her fırsatta hedef gösterdiğini dile getiren Güzel, “Bugün çatışmadan beslenen bir faşizm var. Bu çatışmayı ortadan kaldıran ulusların bir arada yaşayabilme ihtimalidir. Farklılıkların bir arada yaşayabilme ihtimalidir. İşte bu zemin HDP’de var. Bugün HDP’nin içerisinde her renkten insan var. Bu saldırılar aslında çok renkliliğe, halkların bir arada yaşayabilme umuduna yapılan saldırılardır” değerlendirmesinde bulundu.   Salgın sürecini fırsata çeviren bir iktidar anlayışı ile karşı karşıya olduklarını ifade eden Güzel, son günlerde HDP’li milletvekilleri ve parti yöneticilerine karşı polis şiddetine dikkat çekti. Güzel, “HDP’nin yapmak istediği demokratik bir eylem için insanlar bir araya geldiği vakit ‘fiziksel mesafe’ veya ‘toplu bulunmak yasaktır, suçtur’ bahaneleri üretiliyor. İktidar pandemiyi fırsata çeviriyor, önce kayyımlar atandı, şimdi de kayyım atamalarını protesto etmek isteyenler “virüs” bahanesi ile engelleniyor” şeklinde konuştu.   SÜRECİ YÜRÜTEMEDİLER   AKP iktidarının salgın sürecini yürütemediğini söyleyen Güzel, sözlerini şöyle sürdürdü: “İzolasyonu doğru yapmadılar, maske krizleri yaşandı, bu süreci yönetemediler. Şu anda insanlar dışarıda, salgın öncesinde durum neyse şuanda aynı durum söz konusu. Çünkü insanlarda şu psikoloji oluştu; ‘normalleşmeye gidildi, virüs bitti.’  İnsanlar bu kısıtlamalardan sonra ‘biz artık rahat rahat dışarıya çıkabiliriz’ dediler. İktidar halkta bu psikoloji yarattı. Şu an insanlar dışarıda. Normal hayatlarına devam ediyorlar. Yine koruma yöntemleri uygulanmıyor, maske takılmıyor, temastan kaçınma çok az. Toplu alanlara girmemek gibi tedbirler uygulanmıyor. PTT ve banka önlerinde oluşan kuyruklar ortada. Aslında bu süreç genel itibariyle hem ekonomik boyutuyla hem sağlık boyutuyla yönetilemedi.”   MA / Arjin Dilek Öncel