‘Müzik kendimi bulmamda çok güçlü bir silah oldu’

img

İSTANBUL – Küçük yaşından itibaren bağlamasını elinden düşürmeyen ve açtığı kursla çok sayıda kişiye eğitim veren Ayfer Aslan, “Müzik, benim yaşamımda kendimi bulmamda çok güçlü bir silah oldu” diyor.

Küçük yaştan itibaren bağlamasını elinden düşürmeyen Ayfer Aslan (35), İstanbul'un Eyüp ilçesine bağlı Alibeyköy Mahallesi'nde açtığı kursla çok sayıda kişiye ders veriyor. Çok sayıda enstrüman eğitimi verilen kursta bir araya gelen öğrenciler, eğitim almanın yanı sıra müziğin iletişim konusundaki gücüne de tanıklık etme imkanı buluyor. Tutkusunu mesleğe dönüştürerek kendi imkanlarıyla işletme açan Aslan, kendisini sanat alanında geliştirmek isteyen kadınlara kursun kapısını açıyor.
 
Ayfer Aslan, bağlama tutkusu ve bu tutkuyu yaymak amacıyla açtığı kursu anlattı. 
 
3 yaşında iken Diyarbakır’dan ailesiyle birlikte İstanbul'a göç eden Aslan, bağlama çalmaya ilk olarak 13 yaşında başladığını söyledi. Aslan müzikle buluşma hikayesini şöyle anlattı: “Bir Cemevi’nde kurs kayıtları başlamıştı ve ben de oraya kaydoldum. Uzun yıllar başka işlerde çalıştım ama hep hayalimde müzik vardı. Bir kadın olarak bir enstrümanı çok iyi çalma fikri vardı. Bunu kendime hırs edinmiştim. Kadınlar profesyonel bağlama çalabilir diye düşünüyordum. Zamanla müzik hayatımda yer edindi. Kendi iç dünyam gelişmeye başladı. Bazen insanlara aktaramadıklarımı müzikle anlatmaya ve ifade etmeye başladım. Enstrümanım elim kolum gibi bende bütünleşti ve onu çalamadığımda huzursuz oluyordum. Sonra bunu neden meslek olarak icra etmeyeyim diye düşündüm. Ayrıca yozlaşan bir toplum var ve ben de öğrenci yetiştirirsem az da olsa bir katkımın olacağına, insanları sanata, kültüre daha fazla yakınlaştırmanın da iyileştirici olacağına inandım. Bununla ilgili tabi ki nereden başlayacağım diye düşündüm. Birkaç dernek ile kurum ve kuruluşta ders vermeye başladım.”
 
‘GİTTİKÇE ÇOĞALIYORUZ’
 
Bir işletmeyi ayakta tutmanın zorluklarını aşarak 1,5 yıl önce Alibeyköy’de bağlama kursu açtığını belirten Aslan, bu işe girdiğinde tedirgin olduğunu ve giderlerini karşılayamamaktan korktuğunu söyledi. Kriz nedeniyle zorlandığı noktalar olduğunu dile getiren Aslan, "İnsanlar çok fazla sanata yatırım yapmak istemiyor. Ev, araba alayım; geleceği garanti altına alayım diye bir bilinç var ama insanların kültürlü bir toplum ve eğitimli bir çocuğu olsun diye sanatı öğrensin gibi kaygıları yok. Bir okul etüdü için milyarlar yatırırken bir enstrüman eğitimine 100-200 lira vermeyi çok gören fazlasıyla aile var. Bütün bunlara rağmen bunu kendime hedef edindim. Bir buçuk yıldır kendi yerimi işletiyorum. Çok da iyi gidiyor ve gittikçe de çoğalıyoruz. Burada da sadece kurs olarak değil gençlerimizin, insanlarımızın gelip çayını içerek muhabbet edebileceği, beraber farklı dillerden çalıp söyleyebileceği bir ortam yaptık. Bunun için de çok mutluyum."
 
‘DOĞRU BİR İŞ YAPTIĞIMI DÜŞÜNÜYORUM’
 
Kurstaki çalışmalarının birkaç koldan devam ettiğini de kaydeden Aslan, bağlama, gitar, ritim, piyano, keman eğitimi verdiklerini ve yediden yetmişe her yaştan öğrencilerinin olduğunu söyledi. 
 
Kursa gelen herkesin farklı ihtiyaçları olduğunu dile getiren Aslan, kiminin kent hayatından yorulduğunu ve nefes alabilmek isteyenlerin kursa geldiğini belirterek, "Kent hayatından yorulmuş, biraz da olsa nefes almak isteyen insanların durağı oluyoruz. İşten çıkıp buraya koştura koştura gelen bir abla var mesela. Dersten sonra gitmek istemiyor. Bu da bizi motive ediyor ve doğru bir iş yaptığımızı düşünüyoruz" ifadesinde bulundu. 
 
Müziğe küçük yaşlarda başlayanların daha iyi sonuç aldıklarını aktaran Aslan, ailelere çocuklarını küçük yaşta sanata yönlendirmesi önerisinde bulundu. 
Aslan şöyle devam etti: "Belli yaşlardan sonra algılarda düşüş oluyor. İnsanların hayat kaygıları başladığı için bir derse motive olmaları zorlaşabiliyor. Şuanda 50’ye yakın öğrenciye ders veriyoruz. Haftanın her günü buradayız ve birkaç öğretmenle birlikte ders veriyoruz. Sabah saat 10.00 ila akşam 22.00’a kadar buradayız.” 
 
‘MÜZİK KENDİMİ BULMAMDA BİR SİLAH OLDU’
 
“Müzik hayatımda kimlikleşmeden önce ben de sıradan, herkes gibi işe gidip gelen bir Ayfer’dim” diyen Aslan, müziğin hayatında bir kimlik oluşturmaya başladığını söyledi. 
Müziğin aynı zamanda bir iletişim aracı olduğuna vurgu yapan Aslan, "Hissettiklerini dışarıya aktarmak ve insanlarla diyalog kurmanıza da yardımcı oluyor. Bunun dili de tamamen sanatla bağlantılı olduğu için insanlardaki önyargı da oluşmuyor. Müzik, benim yaşamımda kendimi bulmamda çok güçlü bir silah oldu. Bir kadın olarak bazı arayışlarım var benim. Sonuç itibariyle yaşadığımız ülkede ataerkil sistemin hakim olduğu bir düzen söz konusu. Burada sadece sözlü savaşla kendimizi anlatamıyoruz, yeterli gelmiyor. Bir kadının toplumda kendisini rahat ifade etmesinin zemini çok fazla yok" ifadesinde bulundu. 
Bu zeminin sanat alanını da kapsadığını erkeklerin çok rahat bir şekilde sahne alabilindiğini ancak kendileri için sorun çıktığını belirterek, "Toplumun size bakışı sanat konusunda da değişmiyor ama bir kadın inanırsa kendi müziğini icra edebilir, ayakları üzerinde durabilir. Toplumunun değerlerini sanatıyla aktarabilir. Müziğin bu anlamıyla bana çok fazla getirisi oldu. Asosyal olan insanlara da şiddetle tavsiyemdir. Müzikle ya da sanatın herhangi bir dalı ile uğraşmalarını öneririm. Bu onları daha fazla kişiyle paylaşıma sürükleyecektir” dedi. 
 
‘YAŞAMSAL VERİ VE DENEYİMLERİMİZ VAR’
 
Kadınların eğer gerçekten hedef edinirse çok başarılı olabileceklerine inandığını söyleyen Aslan,  “Çünkü elimizde o kadar çok fazla yaşamsal veri ve deneyim var ki bunun üzerine kendisi de öz yeteneklerini eklerse; inancını, direncini yüklerse başarılı sonuçlar elde edeceğine inanıyorum. Yeter ki inansın ve yol alsın. Biz bir buçuk yıldır yol aldık ve gittikçe çoğalan bir ailemiz var. Müzikle uğraşan kadın arkadaşlarıma şunu da söylemek istiyorum. Sadece kendinizi zevk anlamında tatmin etmekle sınırlı kalmayın. Bunu ideal ve hedef haline getirebilirsiniz. İleride bir enstrümantal virtüöz olabilirsiniz. Bu parmak kaslarıyla olan bir şey değil, tamamen beynin iradenin gücüyle oluşan bir şey” diye belirtti.
 
‘KADIN YAŞAMIN HER ALANINDA AKTİF OLMALI’
 
Mor Dayanışma bünyesinde kadın faaliyetlerinde de bulunan Aslan, çoğu zaman bağlamasıyla etkinliklerde ve müzikal dinletilerde yer aldığını söyleyerek, “Şimdi yine 8 Mart’a ilişkin hareketliliğimiz var. En fazla ezilen sömürülen, insanı tarafı bertaraf edilen kadın oldu. Kadın nezdinde insanlık çirkinleştiriliyor. Bütün kadınların sanatta, siyasette, ekonomide kısacası yaşamın her alanında aktif olması gerekli” dedi. 
 
Kürt müziğine dair elinde çok fazla veri ve doküman olmadığını da hatırlatan Aslan, kursta öğrencilerine daha verimli eserler sunmak adına desteğe ihtiyacı olduğunu belirterek, “Ders verirken Kürtçe eserlerimizin ustalarımız tarafından çok fazla notaya alınmadığını ya da çok rahat işlenen forma getirilmediğini görüyorum. Bağlama eğitimi verirken zorlanıyorum. Elimden geldiğince dinlediğim parçaları notaya döküp kendim aktarmaya çalışıyorum. Bu anlamda kaynak konusunda sesimi duyan olursa da sevinirim” ifadesinde bulundu. 
 
MA / Necla Demir