Kürtçe sevdalısı Yılmaz: Dil kaybolursa biz de kayboluruz

ADIYAMAN - Hayatının 23 yılını Kürtçe'yi okuyup, yazma ve öğretmeye adayan Şerif Yılmaz, "Evlerimizin içinde kendi kendimizi asimile etmeyelim. Dil kaybolursa biz de kayboluruz" çağrısında bulundu.

Adıyaman’da yaşayan Şerif Yılmaz’ın (59) Kürtçe okuma ve yazma aşkı, Kürtçe okumak ve yazmak isteyenler için örnek teşkil ediyor. Ortaokulu bitirdikten sonra resmi eğitim hayatını noktalayan Yılmaz, son 23 yıldır, hayatını Kürtçe okuma, yazma ve öğretmeye adadı. Çocukluk yıllarından bu yana kendisini “Kürtçe sevdalısı” olarak tanımlayan Yılmaz, küçük yaşlarda çevresi ile Kürtçe konuşsa da okuyup yazamadığı için rahatsızlık duymaya başlar. Yılmaz’ın Kürtçe sevdası, 1999’da eline ilk defa aldığı Azadiya Welat gazetesi ile başka bir boyuta ulaştı. Yılmaz'ın uzun yıllar Kürtçe okuma ve yazamamadan dolayı hissettiği rahatsızlık, yerini Kürtçe kelimelerin anlamını araştıran, harflerin telaffuzunu merak eden bir öğrenme aşkına bıraktı. 
AZADİYA WELAT BİR OKUL OLDU
 
Kürtçe cep sözlüğü olan Ferhengoka bi Kurdî ile Pîne dergisinden aldığı destek ile okuduğu Azadiya Welat Gazetesi’nde anlamadığı kelimelerin anlamını bulmaya çalışan Yılmaz, arayışını şu şekilde anlattı: “Annem ve babam benle Kürtçe konuşuyordu, ancak ben Kürtçe okuyup yazamıyordum. Kürtçe sevdam beni bir arayışa sevk etti. Bu arayış 1999 yılında Azadiya Welat Gazetesi ile vücut buldu. Gazeteyi elime aldığımda bu gazete Kürtçe, bende Kürdüm diyerek okuma ve yazmayı öğrenmem gerektiğine karar verdim. Neden ben dilimde okuyup yazamıyorum sorusunu kendime defalarca sorduktan sonra kendi imkanlarımla, çevremde öğretebilecek kimse olmamasına rağmen öğrenmeye başladım. Örneğin ben gazeteden bir haber okuduğumda bir kelimenin anlamını bilmediğim zaman sözlükten anlamına bakıp öğrendim. Azadiya Welat’ın bir okul olduğu söylemi bende vücut buldu. Benim Kürtçe için ilkokulum Azadiya Welat oldu.” 
 
‘KURDİ-DER PEKİŞTİRDİ’
 
Adıyaman’da Kürt Dili Araştırma ve Geliştirme Derneği’nin (KURDİ-DER) 2007 yılında açılması ile 7 yıl kendi imkanları ile Kürtçe öğrenmeye çalışan Yılmaz, öğrendiklerini pekiştirmek ve başkalarına da Kürtçe öğretmek için derneğin kapısını çaldı. KURDİ-DER’de eğitmenlerden Kürtçe öğrenmeye başladığı zamanda kimi zorluklar ile karşı karşıya kaldığını belirten Yılmaz, “Dil bilgisi ile ilgili ilk defa eğitim aldım. Öğretmen lêker diyordu, ancak ben ne olduğunu bilmiyordum. Türkçesi fiil diyordu, ben onu da bilmiyordum. Bana fiil dediği zaman hayvan olan fil aklıma geliyordu. Çok zorluklardan geçtim. Ancak hiçbir zorluk Kürtçe sevdamın önüne geçemedi. Herkes beni örnek alarak Kürtçe öğrenmeli ve bununla da yetinmeyip çevresinde bulunanlara öğretmesi gerekir” ifadelerini kullandı.
 
ÖNCE ÖĞRENDİ SONRA ÖĞRETTİ
 
KURDİ-DER’de eğitimini tamamladıktan sonra kendi kendisine “Okuma ve yazma bilmeyenlere Kürtçe öğretme sözü” veren Yılmaz, dernekten öğretmen olma eğitimi alıp, KURDİ-DER’in kapatıldığı 2016 yılına kadar eğitmenlik yaptı. Dernek kapatıldıktan sonra bireysel olarak öğrenmek isteyen kişilere Kürtçe öğretmeye devam eden Yılmaz, Adıyaman’da 1 Ağustos 2019 tarihinde tek Kürtçe eğitim veren dernek olan Ferat Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği'nin (Ferat Der) kuruluşunda yer alıp eşbaşkanlığını yaptı. Yılmaz, “Nerede Kürtçe öğrenmek isteyen bir kişi varsa ona Kürtçe öğretmek için elimden geleni yapacağım” dedi. 
 
‘DİL OLMAZSA YAŞAM OLMAZ’
 
Kürtçeye dair bilgi ve öğrenmeler ile 2 yıl önce “Lawikê Gundî” adında bir roman yazmaya başladığını belirten Yılmaz, romanı 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı’na sayılı günler kala Ronya Yayınevi'nde yayımlandı. Romanı yazarken çok zorluk ile karşı karşıya kaldığını belirten Yılmaz, “Kürtçe sevdam beni bir arayışa sürükledi ve bunun sonucunda Lawikê Gundî’nin yazarı yaptı. Okyanusta bir damla kadar benim Kürtçeye bir katkım olur ise ne mutlu bana. Dil olmazsa yaşam olmaz. Ulusu ulus yapan dilidir. Bu anlayış ile ben bir roman yazdım ama bu yeterli değil, arayışlarım devam edecek” ifadelerini kullandı. 
 
‘ÜLKE SEVDASI’
 
Kaleme aldığı romanı sadece yazmak için yazmadığının altını çizen Yılmaz, okuyucuların okuduklarında bir mesaj almalarını hedeflediğini kaydetti. Yazdığı romanın iki karakteri olduğunu belirten Yılmaz, romana dair şunları dile getirdi: “7 yaşından 70 yaşına kadar, köyde yaşayan da metropolde yaşayanda kendisinden bir şey bulacak. Xemgîn ve Gulbîn birbirine sevdalı iki kişi. Ancak bu karakterler baskının hakim olduğu bir ortamda yaşadıkları için sevdalarını yaşayamazlar. Bu sevdaları baskılara karşı bir ülke sevdasına dönüşür.”  
 
‘DİL KAYBOLURSA BİZDE KAYBOLURUZ’
 
Yılmaz, yazdığı romanı Adıyamanlı olan Kürt şair ve yazar Osman Sebrî başta olmak üzere tüm Kürtçe sevdalısı olan kişilere atfettiğini belirtti. Sadece 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı’nda değil yılın her gününde Kürtçe'nin önemin kavranması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, “Asimilasyon, oto asimilasyon karşısında herkes dikkatli olmalı. Dilimizi inkar edenlere karşı direnmemiz gerekir. Evlerimizin içinde kendi kendimizi asimile etmeyelim. Bir canavar bizi yutmaya çalışıyor, ancak biz ona karşı direnmeyip bizi yutmasını kolaylaştırıyoruz. Kimse bu canavara yem olmamalı. Dil kaybolursa bizde kayboluruz. Herkes Kürtçeye sahip çıkmalı ve kaybolmasının önünde set olmalı. Her platformda Kürtçeyi savunmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu. 
 
ŞERİF YILMAZ KİMDİR? 
 
Şerif Yılmaz 1963 yılında Adıyaman'ın Kahta ilçesine bağlı Xemşîgê köyünde dünyaya geldi. İlkokulu Xemşîgê köyünde tamamlayan Yılmaz, ortaokulu Mazilê köyünde tamamladı. 2000 bin yılından sonra kimi siyasi partilerde görev üstlenen Yılmaz, 2009 yılında KÜRDİ-DER’de çalışmaya başladı. Derneğin kapatılmasından sonra Kürtçe çalışmalarını devam ettiren Yılmaz, 1 Ağustos 2019 tarihinde kurulan Ferat Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği (Ferat Der) Eşbaşkanlığını yaptı. 
 
MA / Emrullah Acar