Tekin Yayınevi’nden yeni kitaplar

img

HABER MERKEZİ – Tekin Yayınevi, yeni kitapların yanı sıra, kısa sürede ikinci, üçüncü baskıları yapılan eserlerle kitapseverlerin karşısına çıktı. “Sacco ve Vanzetti”, “Mustafa Suphi ve Yoldaşlarını Kim Öldürdü?”, “Değişiyor Zaman” bunlardan sadece bir kaçı.

 
Pandemi döneminde de çalışmalarına ara vermeyen ve okuru yeni ufuklarla tanıştıran Tekin Yayınevi, yeni kitapların yanı sıra, kısa sürede ikinci, üçüncü baskıları yapılan eserlerle kitapseverlerin karşısına çıktı. İşte o kitaplardan bazıları:
 
SACCO VE VANZETTİ
 
Helmut Ortner’ın Sacco ve Vanzetti kitabı Emrah Cilasun çevirisiyle Eylül 2020’de çıktı. 23 Ağustos 1927 tarihinde Nicola Sacco ve Bartolomeo Venzetti 7 sene süren dava sonunda, 7 dakika arayla elektrikli sandalyeyle öldürüldü. Suçsuzlukları elli sene sonra ilan edildi. Sacco ve Vanzetti davası, Amerikan adaletinin yüzkarası olarak tarih sayfalarında yerini aldı. İdamlarından 50 yıl sonra masumiyetleri teslim edildiğinde burjuva hukukunun maskesi bir kere daha düştü. Bu hukuk; işçileri, siyahları, göçmenleri öldürüyordu. İtalya’dan ABD’ye çalışmaya gelen ve tek suçları kendi siyasi görüşleri çevresinde örgütlenmek olan Nicola Sacco ve Bartolomeo Vanzetti kimseyi öldürmemişlerdi, kimsenin parasını çalmamışlardı. Fakat anarşist daha da önemlisi göçmen olmaları idam edilmelerine yetti. 
Helmut Ortner’in arşiv taramalarına dayanarak kurguladığı bu roman, hem tarihi gerçekleri belgelerle okurun önüne koyuyor, hem de sürükleyici anlatımıyla yedi yıllık dava sürecini merakla takip etmemizi sağlıyor. 
 
MUSTAFA SUPHİ VE YOLDAŞLARINI KİM ÖLDÜRDÜ? 
 
 
İlk baskısı 2018’de yapılan ve Ocak 2021’de ikinci baskısı yapılan Emrah Cilasun’un “Mustafa Suphi ve Yoldaşlarını Kim Öldürdü?” kitabı 28 Ocak 1921 tarihinde Trabzon açıklarında katledilen TKP’nin 15 yöneticisini yazıyor. Araştırmacı Emrah Cilasun, tarihsel belgeler ışığında Mustafa Suphi ve yoldaşlarının Bakü’den yola çıkışlarından katliama kadar süren gelişmeleri takip ediyor. Kitabın tanıtım bülteninde şöyle deniliyor: “Kimisi Berlin’den, Petrograd’dan, Kazan’dan, Ufa’dan, Taşkent’ten, Bahçesaray’dan, kimisi ise İstanbul’dan, Zonguldak’dan, Konya’dan ve Anadolu’nun daha birçok yerinden çıkıp geldi. Evvela 1917 Bolşevik devriminin sesini Asya’ya taşımak için Bakü’de, Doğu Halkları Kongresi’nde toplandılar. Sonra... Devrimci coşkuyla 10 Eylül 1920’de, Türkiye’nin amele ve rençberlerinin öncü müfrezesini, Komünist Partisi’ni kurmak için bir araya geldiler...”
 
 
POLİTİK FELSEFE NEDİR?
 
 
Aralık 2020’de basılan M. Ertan Kardeş’in hazırladığı “Politik Felsefe Nedir?” kitabı, ismindeki soruya yanıt arıyor. Kitap politik eylemi ve koşullarını filozofla, felsefeyle ilişkisi çerçevesinde anlama çabası taşıyor. Politik eylem ne tözsel bir hakikatçilik çabasıyla anlaşılabilir ne de “her şey olur” ve “her şeye izin vardır” diyen rölativist bir zihniyete kurban edilebilir. “Politik felsefe sadece politik şeyler üzerine bir soyutlama pratiği değildir; aksine politik şeylerin mantığının kurulmasına ya da bozulmasına ilişkin bir şantiyedir” deniliyor kitabın tanıtımında.
 
HERKES İÇİN DEMOKRASİ
 
 
Ocak 2021’de çıkan Yunus Emre’nin “Herkes İçin Demokrasi: Tek adam rejiminden güçlendirilmiş parlamenter demokrasiye” kitabı, Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu ve bu durumdan nasıl çıkılabileceğinin reçetesini sunuyor. Kitabın tanıtım bülteninde şöyle deniliyor: “Türkiye Cumhuriyeti’nin her bir yurttaşını kucaklayan bir sistemin inşası için çoğulcu ve katılımcı bir demokrasi istiyoruz. Kişilerin değil tüm vatandaşların haklarını korumak ve her zaman, her yerde adaleti tecelli ettirmek için hukukun üstünlüğünü, yargı bağımsızlığını savunuyoruz. Bu güzel ülke, işinin ehli, liyakat sahibi insanlarca yönetilmeyi hak ediyor. Bu yüzden parlamenter sistemi, güçler ayrılığını, denetimi istiyoruz… Toplumsal cinsiyet eşitliğini savunuyoruz. Katılımcı demokrasi perspektifinin ancak derin ekonomik eşitsizliklerin giderilmesiyle mümkün olabileceğini biliyoruz. Bu yüzden sosyal adalet istiyoruz. Ve bunların gerçekleşmesi için ‘Hak, hukuk, adalet’ diyoruz.”
 
TÜRKİYE’DE DÜŞÜNCENİN TUTSAKLIĞI
 
 
Aralık 2020’de çıkan Tolga Şirin’in kaleme aldığı “Türkiye’de Düşüncenin Tutsaklığı 1” kitabı işçi demokrasisi, basın kartelleri, nefret söylemi, dine hakaret, pornografi, parasız internet hakkı gibi konuları işleyerek okura zengin bir felsefi arka plan sunuyor.  Tolga Şirin, sözden esinlenerek İfade Özgürlüğünün Grisi ve İfade Özgürlüğünün Yeşili şeklinde iki cilt olarak tasarladığı eserin bu ilk cildinde ifade özgürlüğünü siyaset bilimi, tarih ve hukuk disiplinlerinin kesiştiği bir kavşakta, detaylı tartışmalar yürütmekten çekinmeden ele alıyor. Yazar, Goethe’nin ünlü karakteri Mefistofeles’in “Gridir, kıymetli dostum, bütün kuram; oysa yeşildir yaşamın altın ağacı” sözünün “Türkiye’de Düşüncenin Tutsaklığı” adlı eserin ilham kaynağı olduğunu belirtiyor. 
 
HAKİKAT MASAL DEĞİLDİR
 
 
Ekim 2020’de çıkan “Hakikat Masal Değildir” kitabıyla Murat Müfettişoğlu, zorlu koşullar altında yaşamakta olduğumuz zamanın içinden geçerken bildiğimiz ya da bildiğimizi düşündüğümüz entelektüel, ahlaki ve politik kavramları felsefenin mihenk taşına vurarak tartışmaya açıyor. Politik felsefenin hayatla bağlarını kuruyor, felsefenin hayatın ne kadar içinde olduğunu kavramamızı sağlıyor. "Gilles Deleuze, ‘Hakikat, onu yeniden üretme arzumuzla ilişkilidir' diyerek hakikatin yeniden üretilebilen boyutuna ve yenilenmesi gerekliliğine dikkat çeker. Ursula K. Le Guin zor zamanların geleceğinden dem vururken, 'Özgürlüğü anımsayabilecek yazarlara ihtiyaç duyacağız. Şairlere, hayalperestlere; daha büyük bir hakikatin gerçekçilerine' der. Thomas Bernhard iki tavra da yakın durarak meseleyi bağlar: Daima ‘ama' diyecek birileri olmalıdır. Oysa hep her şeyi belirleyen birileri oluyor. ‘Hakikat' aslında sadece bir ‘ama' ekleyip cümleyi tamamlamaktır."
 
SİYASAL İSLAMIN CUMHURİYET İLE KAVGASI
 
 
Aralık 2020’de ilk baskısı yapılan Aydın Cıngı’nın “Siyasal İslamın Cumhuriyet İle Kavgası (2010-2020)” hala tüm toplumun etkilerini yaşadığı AKP iktidarına odaklanıyor. Kitap tanıtımında şöyle deniliyor: “Türkiye 21. yüzyılı kötü yaşıyor. Bu yüzyıla girdiğimizden beri, önceki yüzyılın son döneminden kalma serpintiler de dahil olmak üzere, başımıza gelmeyen kalmadı. Yüzyıl, ekonomik krizle başlamıştı. Ancak bizi bekleyen en büyük felaket AKP'nin, 2002 seçiminde seçmenin üçte birinin oyuyla tek başına iktidar sahibi edilmesi oldu. Çoğumuz, o zamanlar başımıza geleni kavramamış ve bizi beklemekte olan felaketi aklımıza getirmemiştik. Yaşanmakta olan ve henüz bitmemiş bir sürece ilişkin kesin yargılara varmak, bir yandan tanığı olunan o sürecin tarihini yazmak zordur. Ben yine de böyle bir çabaya giriştim. Ancak kitabın okurda uyandıracağı izlenim ne olursa olsun, gelecek kuşakların, halen içinde bulunduğumuz ama sonuna vardığımız 2010-2020 dönemini, Cumhuriyet'in en karanlık dönemi olarak tanımlayacağını düşünüyorum.”
 
TÜRKİYE’NİN SOĞUK SAVAŞ DÜZENİ
 
 
Behlül Özkan ve Tolga Gürakar’ın hazırladığı Türkiye’nin Soğuk Savaş Düzeni kitabı Aralık 2020’de ilk baskı, Ocak 2021’de ikinci baskısını yaptı. Kitap, Tanzimat’tan günümüze iktidar mücadelesi veren İslamcı siyasetin Cumhuriyet Türkiye’sinde Soğuk Savaş dönemiyle yeniden ivme kazanan serüvenine odaklanıyor. Bu yükselişin iç ve dış dinamiklerine ışık tutarken ülkede İslamizasyonun, iddia edildiği üzere aşağıdan yukarıya değil, aksine planlı bir devlet politikası çerçevesinde, yukarıdan aşağıya örgütlendiğine vurgu yapıyor. 
 
AYDINLANMA EĞİTİM FELSEFESİ
 
Onur Bilge Kula, “Aydınlanma Eğitim Felsefesi: Eğitim ve Bilimin Sefaleti” kitabında, eleştirel aydınlanma eğitiminin ırkçılık ve ayrımcılık karşıtı değerlerin oluşmasında önemli bir rol oynadığını, insanın özgürleşme/özgür düşünebilme yeteneği kazanmasının eğitimle olanaklı olduğunu ele alıyor. Yazar Aralık 2020’de çıkan kitapta, Aydınlanma, Eğitim Felsefesi, Eğitim ve Bilimin Sefaleti’nde Aydınlanma düşünürlerinin eğitim sistemi üzerine görüşlerini inceliyor, eğitimi de niteliksizleştiren toplumsal adaletsizliğin yine eğitimle giderilebileceğini gösteriyor.
 
DEĞİŞİYOR ZAMAN
 
 
Rati Saxena’nın “Değişiyor Zaman” şiir kitabı Barış Behramoğlu çevirisiyle Ekim 2020’de şiir severler için raflardaki yerini aldı. Hindistanlı şair, yazar, çevirmen ve Uluslararası Kritya şiir festivalinin festival direktörlüğünü yapan Rati Saxena’nın eleştiri/araştırma eserleri de bulunuyor ve kitapları birçok dile çevrildi. 
 
“Birbirlerinden farklıdır denizle gökyüzü
Farklıdır bulutlar da
Fakat kıyıda durup onun kollarına atladığında
Alır onu beşik gibi salladığı kucağına
Islatır yüzüne dökülen saçları
okşar kalçalarını
dinlendirir ayak uçlarında başını
ve sonrasında dönüp bakar ona
Fark kalır mı,
onunla tutkulu bir sevgili arasında?”
 
MA / Abdurrahman Gök