Ressam Çelik helikopterden atılan 2 yurttaşı çizdi

img

DİYARBAKIR – Van’da işkence gördükten sonra helikopterden atılan Servet Turgut ve Osman Şiban’ı resmeden ressam Timur Çelik, amacının tarihe not düşmek olduğunu söyledi.

 
Van'ın Çatak ilçesinde operasyona çıkan askerler tarafından gözaltına alındıktan sonra helikopterden atılan Servet Turgut’un (55) hayati riski sürerken, Osman Şiban (50) ise, Mersin'e sevk edildi. İşkenceye tepkiler sürerken, Almanya’da yaşayan Ressam Timur Çelik, bu durumu resmetti. 
 
GÜVENLİK' NOKTALARI
 
İstanbul Kartal’da büyüyen ve 26 yıldır Almanya’da yaşayan Çelik, 2015’ten bu yana “Görgü tanığı (Eyewitness)” adıyla tuval üzerine yağlıboya çalışmaları yapıyor. 2014 yılında sırasıyla, Bingöl, Diyarbakır, Mardin, Midyat, Hasankeyf ve Urfa gezileri yaptığını ve buralarda fotoğraflar çektiğini aktaran Çelik, 2015 yılında Berlin'e dönmesinin ardından bölgede çatışmaların başladığını söyledi. Çelik, “Hepimizin bildiği hikaye, orada yaşananlar beni fazlasıyla etkiledi. Yaptığım gezilerde beni en çok etkileyen konuştuğum, sohbet ettiğim insanların, sürekli barıştan söz etmeleriydi. Açıkçası doğasıydı beni en çok etkileyen. Ben 1986'da Van'da 5 buçuk ay askerlik yaptım. İlk kez en uzak Kürtlerin yoğun yaşadığı bir şehir görmüştüm. Kürt şehirlerindeki 'güvenlik' noktaları, işgal bölgesi izlenimi veriyordu ve gerçekti. Hemen hemen her tepenin üzerinde bir kalekol vardı” diye konuştu.
 
‘BİR HALKIN DRAMINA NASIL SESSİZ KALINIR?’
 
Diyarbakır Sur ilçesindeki Tahir Elçi cinayetinin kendisi için dönüm noktası olduğunu ifade eden Çelik, “O süreçten sonra, not eder gibi, küçük formatta işler boyadım. Suruç-Kobane sınırında ki fotoğraflar, atmosfer, arazi, tarlalar... Bir halkın dramına nasıl sessiz kalabilir insan. Berlin'e döndükten sonra bir seri iş resmettim ve bu işleri Berlin'in en önemli sanat kurumlarından biri olan Künstlerhaus Bethanien'de sergiledim” dedi.
 
'KİRLİ SAVAŞ YÖNTEMİ'
 
Van’ın Çatak ilçesinde 2 yurttaşın helikopterden atıldığını, 3-4 gün önce Mezopotamya Ajansı’ndan öğrendiğini vurgulayan Çelik, “Kürt köylüleri, bu kirli savaş yöntemi, hep vardı ama bu kez canımı çok acıttı. Ülkenin diğer tarafının duyarsız kalması, devletin olayı görmemesi, hatta yalanlama isteği, bildiğimiz şeyler. 1964-1985 yılları arasındaki Arjantin Cuntası geldi aklıma. Birden karar verdim. Sanat tarihinde birçok resim vardır, İkarus'un Düşüşü gibi. Ustaların boyadığı ironik bir mitoloji öyküsü. Bana onu tersten hatırlattı, yüksekten düşüş değil, devletin, 'güvenlik' görevlilerinin iki Kürt köylüyü vicdansızca helikopterden atışları. Doktor raporları ortaya çıktıktan sonra resmi boyadım” diye konuştu.
 
‘İKARUS’UN DÜŞÜŞÜ’
 
Bu tür çalışmalarını Twitter’da paylaştığını ifade eden Çelik, “Çizdiğim resim çok beğenildi, çünkü zamanlama önemliydi. Beni ilgilendiren resmin fazlaca beğenilmesinden öte olayla ilişkisiydi. Bir helikopter ve aksam üstü siluetleri. İkarus’un Düşüşünü değil, helikopterden atılışını resmettim” diye belirtti.