'İsyanımızı inatla büyüteceğiz'

  • kadın
  • 20:19 4 Haziran 2020
  • |
img

İZMİR- Kadınlar Birlikte Güçlü, kadınların mücadelesine yönelik tutuklama ve baskılara ilişkin yaptığı açıklamada, “İsyanımızı inatla büyüteceğiz” dedi.

İzmir’de Kadınlar Birlikte Güçlü, kadınların mücadelesine yönelik tutuklama ve baskılara karşı eylem yaptı. Karşıyaka İzban önünde toplanan kadınlar Karşıyaka İskelesi önüne kadar yapılan yürüyüş ardından polisler tarafından gözaltına alınma tehdidiyle yürüyüş engellendi. Açıklamada kadınlar, “Kadınlar Birlikte Güçlü” yazılı pankart taşırken, sık sık “Susmuyoruz, Korkmuyoruz, İtaat Etmiyoruz”, “Erkek Adalet Değil, Gerçek Adalet” ve “Jin jiyane jiyan nekuje” sloganları atan kadınlar, siyahlar giyinerek müzik enstrümanlarıyla katıldı. Açıklamayı, Ayşenur Kizaroğlu, Gizem Coşkun ve Nihal Gür Akyıldız okudu.

Açıklama öncesi kadınlar Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven, HDP Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları ve CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun, vekilliğinin düşürülmesine tepki gösterdi.

Açıklamayı ilk olarak Nihal Gür Akyıldız okudu. Akyıldız yaşananlara sessiz kalmayacaklarını belirterek, “Kadınlar olarak yaşamın yaratıcıları olarak; yaratımlarımızın ve kazanımlarımızın yok sayılmasına, emeğimize el konulmasına, varlığımızın yok edilmesine, yaşam alanlarımızın tarumar edilmesine, rant alanına dönüştürülmesine, bedenlerimiz ve yaşamlarımızın devamlılığını sağlayan doğamız üzerinden kirli politikalar üretilmesine, çocuklarımızın yaşamlarının ve geleceklerinin çalınmasına tabii ki sessiz kalmayacağız. Israrımız da isyanımız da inatla sesimizi duyurmaya çalışmamız da bu yüzden. Çığlığımızı duymak istemeyenler, öfkemizi görmek istemeyenler, acılarımızı hissetmek istemeyenlere karşı birlikteyiz, bir aradayız, dayanışmadayız ve alandayız” diye belirtti.

‘KADIN MÜCADELESİ TERÖRİZE EDİLİYOR’

Akyıldız’ın ardından metne devam eden Gizem Coşun ise, yılın sonuna doğru Antakya Mor Dayanışma Kadın Derneği’nin kapısına mühür vurulduğunu hatırlattı. Derneğe 51 bin TL’lik ceza kesildiğini aktaran Coşkun, “Şimdilerde ise Mor Dayanışma üyelerinin evlerine gidip kadın mücadelesi yürüten kadınları terörize etmeye uğraşıyorlar. Bir yandan da erkek şiddetine karşı kadın dayanışmasını ören Rosa Kadın Derneği üyelerinin ve TJA aktivistlerinin evlerini basıp gözaltına alıyor ve komik suçlamalarla tutukluyorlar. Öncelikle şunu sormak istiyoruz. Zorda kalan kadınları yaşatmak adına sizin bir pratiğiniz var mı? Kadınların yaşam hakkını güvenceye alan 6284 sayılı yasaya ve İstanbul Sözleşmesine yaklaşımınızı hepimiz biliyoruz, gördük. Hâl böyleyken yaşatmayı esas alan çalışmalar yürüten Rosa Kadın Derneği aktivistlerini suçlu ilan etmeniz, hapse tıkmanız hangi vicdanda, hangi adalette, hangi hak ve hukukta karşılık bulur” diye konuştu.

'DİLGEŞ’E YAŞATILANLAR HANGİ VİCDANA SIĞAR?'

Açıklamayı son olarak Ayşenur Kizaroğlu sürdürdü. Pandemi koşullarında çıkarılan infaz yasasıyla önlem adı altında kadın ve çocukların yaşamını tehdit eden tüm kesimleri serbest bırakıldığını söyleyen Kizaroğlu, 3 buçuk yaşındaki böbrek hastası Dilgeş'in annesiyle birlikte, risk taşıyan, yaşamları tehdit eden cezaevi koşullarında yaşamaya mecbur bırakılmasının hiçbir vicdana sığmayacağını belirtti. İHD’nin verilerine göre şuan ülkenin farklı cezaevlerinde 700 civarı çocuğun yaşamı tehdit eden koşullarda yaşamaya mecbur bırakıldığını aktaran Kizaroğlu, “O zor koşullarda bir yandan kendileri ayakta kalmaya çalışırken bir yandan çocuklarının yaşadıklarına tanıklık eden kadınların hissettiklerini anlatacak söz bulamıyoruz. Bu nasıl bir işkencedir? Toplum olarak, ülke olarak zor günlerden geçiyoruz. Özgürlük mücadelesi yürüten kadınlar serbest bırakılsın. Çocuklar cezaevlerinde değil parklarda büyüsün. Kadınlar Birlikte Güçlü sürecin takipçisi olacağımızı, kız kardeşlerimiz ve çocuklar için gerçek adalet sağlanıncaya kadar mücadele etmekten vazgeçmeyeceğimizi, mücadelemizi büyüteceğimizi buradan bir kez daha dillendirmek istiyoruz” dedi.