VCOM Veteriner Cerrahi ve Ortopedi Merkezi’nde çalışan Veteriner Hekim Ç.B.'ye tecavüz suçundan Prof. Dr. Hasan Bilgili, veteriner hekim Serkan Durmaz ve jinekolog Hüseyin Şenyurt’un tutuksuz yargılandığı dava sürüyor. Davanın 10 Haziran’da görülmesi gereken 3’üncü duruşması, koronavirüs (Kovid-19) salgını tedbirleri kapsamında tüm duruşmaların 15 Haziran’a ertelenmesi nedeniyle ileri bir tarihte görülmesi bekleniyor.

 

‘SESİMİN DUYULMASINI İSTEDİM’

 

Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuşan Ç.B., “Ben hiçbir yargı merciinde, polisinden tutun hastanesine, savcısına kadar hiçbir yerde derdimi anlatamadım. Ya susturuyorlardı ya da çirkin, aşağılayıcı ifadelerde bulunuyorlardı. Bu yüzden mahkemede artık her şeyi anlatmak istedim ki birileri artık beni dinlesin. Biri benim sesimi duysun istedim. Bilgili’nin belki kilit noktalardaki bazı kişilerle ilişkileri vardır, belki bazı yerlerde parasını geçiriyor olabilir. Ama şunu unutmasın ki onun parasından, tanıdıklarından daha yüce olan Allah var. Adalet kördür, topaldır, yavaş ilerler ama elbet gideceği yere ulaşır diye umut ediyorum” ifadelerini kullandı.

 

ÖLÜMLE BURUN BURUNA 

 

Sanıkların bu kadar delile rağmen tutuklanmamalarına karşı duyduğu rahatsızlığı dile getiren Ç.B., “Düşündükçe, aklıma geldikçe çok rahatsız ediyor. O gün ölümle burun buruna geldim. Zaten Hasan Bilgili ve Serkan Durmaz'ın arasında geçen telefon mesajlaşmalarında ve kamera görüntülerinde ciddi anlamda delil karartmaya çalıştıkları ve telaşa kapıldıkları, bir şeyleri gizlemeye çalıştıkları belli. Olayın nasıl olduğu açık ve çok net bir şekilde görünüyor. Hasan Bilgili ilk gözaltına alındığı sırada telefonuna el konulana kadar mesajlarının silebildiği kadar bir kısmını silmiş. Silmediği telefonda kalmış ve bunlar da çok büyük delil oluşturuyor. Bir sürü delil var, hastane raporları var. Buradaki yargı sistemini tam olarak anlayamıyorum. Bu adamın başka birisine daha mı yapması gerekiyor? Zaten bana yaparken de çok rahat yaptılar, profesyonelleşmişler. Bunu bir başkasına daha çok rahat yapabilirler. Olay gününde ‘Sen birisine söylersen seni öldürürüz’ demişlerdi. Hatta Serkan Durmaz, Hasan Bilgili konuşmasında ‘Eğer birine söylerse kızı öldürür gömeriz’ şeklindeydi. Bunları duydum. Demek ki benden önce başka kadınlara da bunu yaptılar ve belki de öldürüp gömdüler, bilemiyorum” şeklinde konuştu.

 

KADINLARIN DESTEĞİ GÜÇ VERDİ

 

YÖK’ten gelen dosyalarda Hasan Bilgili’nin daha önce de birçok kadına sözlü ve fiziksel tacizde bulunduğuna dair beyanların olduğunu hatırlatan Ç.B., “Ama üniversitede bunlar bir şekilde ya kapatılmış ya da kadınları korkutmuşlar. Bir şekilde susturulmuşlar. Bana da onu yapmaya çalıştılar, ölümle tehdit ettiler. Ellerinden kurtuldum çok şükür. Kesinlikle davamın sonuna kadar arkasındayım, en ağır cezaları almaları için elimden geleni yapacağım. Çünkü bana yaşattıkları ölümlerden ölüm beğenmekti. Kadın örgütlerine desteklerinden dolayı çok teşekkür ediyorum. Onların verdiği destek, o mahkeme salonunun doldurulması -büyük mahkeme salonuydu hatta bir kısmı dışarıda kaldı- onları görünce mutluluktan gözyaşı döktüm. Ciddi anlamda o desteği, o gücü hissettim. Karşı tarafın karşısında o ezikliği yaşamadım. Korona şartları el verdiği müddetçe önümüzdeki duruşma yine desteklerini ve dualarını bekliyorum” dedi.

 

AVUKAT: DOSYALAR TEKRAR AÇILDI

 

Ç.B.’nin kimsenin göstermediği cesareti gösterdiğini dile getiren avukatı Aslı Arıhan ise, “Bilgili hakkında daha önce yapılan şikayetlere rağmen kapatılan dosyaları tekrar açtırdı. Aslında yer yerinden oynadı. Bu dosyanın devamının artık sadece Ç.B. için değil, tüm mağdur olanlar için önemli” dedi.

 

Davaya ilişkin hazırlıklarının devam ettiğine dikkati çeken Arıhan, “Ç.B. vazgeçmiş değil. Ç.B.’nin davası için verilen kadın dayanışmasının aynı şekilde devam etmesi çok önemli. Çünkü Ç.B. için çok büyük bir güç bu dayanışma. Yargı sistemimizdeki açıklar ne yazık ki sanık lehine devam ediyor. Mağdur, süreç içerisinde tekrar mağdur oluyor. Kendisini anlatması gerekiyor. En acısı da yargılama sürecinde mağdur suçlanıyor. Bizim dosyamızda da öyle oldu. Mağdur suçlandı ve kendisini anlatmak, ifade etmek zorunda kaldı” diye konuştu. 

 

MA / Zemo Ağgöz