Ankara’da 14’üncü Feminist Gece Yürüyüşü

img
ANKARA - Ankara’da 14’üncü Feminist Gece Yürüyüşü’nde savaşa, eşitsizliğe, sömürüye, transfobiye, emek sömürüsüne ve AKP’nin politikalarına karşı haykıran kadınlar, “Özgürlüklerimiz gasp edilirken direnmekten ve barıştan ısrar etmekten vazgeçmeyen kadınlarız” açıklaması yaptı.
 
Ankara’da bu yıl 14’üncüsü düzenlenen Feminist Gece Yürüyüşü’nde binlerce kadın ve LGBTİ+ Sakarya Caddesi’nde bir araya geldi. “Patriyarkanın belasıyız feminist isyandayız” pankartı açan kadınlar, “Yaşasın 8 Mart”, Beden bedendir fizik kuantumdur”, “Tanrım eril kullarını sen affetsen ben affetmem”, “Trans cinayetleri politiktir”, “Kadınlar sokakta feminizm isyanda”, “Tabuları yıkarım bulaşıklara karışmam” ve “Dünyayı istiyoruz kırıntıları değil” dövizleri taşıdı.
 
Burada bir süre şarkılar eşliğinde dans eden kadınlar, daha sonra zılgıtlar ve sloganlar eşliğinde yürüyüşe geçti. Yürüyüş boyunca “Geceleri de sokakları da meydanları terk etmiyoruz”, “Gelsin baba, gelsin koca, gelsin cop, inadına isyan”, “Erkek adalet değil gerçek adalet”, “Biz durursak dünya durur”, “Aile değil kadınız, kadınız isyandayız” ve Türkçe, Arapça ve Kürtçe olarak “Kadın yaşam özgürlük” sloganları atıldı. Yaklaşık 65 gündür kayıp olan Gülistan Doku’nun duruma dikkat çeken kadınlar, “Gülistan Doku nerede?” diye sordu.
 
POLİS LGBTİ BAYRAĞINI ÇALDI
 
Kadınlar, valilik yasaklamasına rağmen sık sık savaş karşıtı sloganlar attı. Sakarya Caddesi’nde ara sokakları dolaşırken meşaleli yürüyüş gerçekleştiren kadınlara, kafelerden ve birçok işyerinden de slogan ve alkışlarla destek geldi. Yürüyüş sırasında bir polis eylemcilerin taşıdığı LGBTİ+ bayrağını alarak, alandan koşarak uzaklaştı.  
 
Sloganların, şarkıların susmadığı ve renkli dövizlerin taşındığı kısa yürüyüşün ardından tekrar Sakarya Meydanı’na gelen kadınlar, burada Kürtçe müzik eşliğinde halaya durdu. Ardından kadınlar adına ortak bir açıklama yapıldı. Açıklama Kürtçe, Türkçe ve Arapça olmak üzere üç dilde okundu.
 
‘BU HAYAT BİZİM’
 
AKP iktidarının kadınların haklarını ve özgürlüklerini hedef alan sistematik saldırıları karşısında mücadelelerin geriletilmesine izin verilmeyeceği belirtilen açıklamada, “Kutsal aile içinde tanımlanan makbul kadın olmayacağız. Biz kadınlar hakkında karar vermek ne erkeklere ne de devlete düşer. Bu hayat bizim. Bugün tüm dünyanın gözü önünde göçmenlere yönelik en ağır insanlık suçları işleniyor. Türkiye’deki göçmen ve sığınmacıların yarısından çoğu kadın. Türkiye’de göçmen kadın olmak yoksulluk demek, emek sömürüsüne ayrımcılığa, erkek şiddetine uğramak demek. Bu şiddet sarmalına karşı göçmen kadınların yanındayız” denildi.
 
‘BARIŞTA ISRAR EDEN KADINLARIZ’
 
“Biz özgürlüklerimizi gasp edilirken direnmekten ve barıştan ısrar etmekten vazgeçmeyen kadınlarız” denilen açıklamanın devamında, “Kürt kadınları her dönem daha da zorlaşan mücadele alanlarında direnişe devam ederken, hep bir ağızdan yılmadan, ısrarla ‘Jin jiyan azadî’ demeye devam edeceğiz. Cinsiyetçiliğe, militarizme, savaş, sömürüye erkek egemenliğe, homofobiye, bifobiye, transfobiye devlet şiddetine erkek şiddetine tacize, tecavüze hep birlikte hayır diyoruz. Boyun eğmiyoruz. Tüm dünyada sistematik saldırılara, muhafazâkarlaşma ve biz kadınları hedef alan politikalar karşısında dünyanın dört bir yanında büyüyerek gelen feminist mücadelemizle biz kazanacağız. Patriyarkayı alt edeceğiz. Boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. Patriyarkaya karşı mücadelemiz devam edecek. Geceleri de sokakları da terk etmiyoruz. Yaşasın feminist dayanışma” ifadelerine yer verildi.