Kadın gazeteciler her zaman önde

img
VAN - Toplumsal cinsiyet temelli tacizlere ve politik şiddete maruz kalan kadın gazeteciler, vazgeçmiyor, geri durmuyor ve bir adım önden gitmeye devam ediyor.
 
Türkiye'de “erkek mesleği” olarak kodlanan gazetecilikte kadınların sayısı gün geçtikçe arttıyor.  Bu artışla birlikte tehdit, baskı ve şiddetin de hedefi oluyorlar. Toplumsal cinsiyet temelli tacizlere ve politik şiddete maruz kalan kadın gazeteciler, vazgeçmiyor, geri durmuyor ve hep önde gitmeye devam ediyor.
 
Gazeteciler Burcu Karakaş ve Hikmet Tunç, kadın gazetecilerin çalışırken karşılaştıkları sorunları, maruz kaldıkları politik şiddeti ve neden vazgeçmediklerini anlattı.  
 
'BİZ DE HEDEF OLUYORUZ' 
 
2016 yılında yaşanan darbe girişimi sonrası yaşananları hatırlatan JINNEWS Muhabiri Hikmet Tunç, sadece son bir yıl içinde 120’yi aşkın gazetecinin, gazetecilik faaliyetlerinden dolayı soruşturma, gözaltı ve tutuklamaların hedefinde olduğunu belirtti.
 
Ülkede gazeteci olmanın zor, kadın gazeteci olmanın ise daha da zor olduğunu dile getiren Tunç, “Bölgede ve özelde de Van’da gazetecilik yapmak çok daha zor bir hal aldı. Valiliğin yaklaşık bin 200 günü aşkın süredir devam eden ‘eylem ve etkinlik yasağı’ bizleri de etkiliyor. Yasak kararına rağmen yapılan etkinliğe katılanlar gibi bizler de hedef haline geliyoruz" dedi. 
 
‘HER EYLEMDE AYNI DURUM YAŞANIYOR' 
 
Mesleklerini icra ederken alanda yaşadıkları deneyimlerini ve insan hakları noktasında karşılaştıkları sorunları paylaşan Tunç, son bir yılda düzenlenen etkinliklerin neredeyse tamamında basın kartları ve kimliklerinin alındığını, GBT yapıldığını söyledi. Her eylemde polisin, küçümseyen, aşağılayan, tehdit eden, cinsiyetçi tavır ve bakışlarına maruz kaldıklarını dile getiren Tunç, “Bir eylem alanına girmeye çalışırken polis keyfi bir şekilde durduruyor ve o alana almıyor. Neden alınmadığımızı sorduğumuzda ‘Ben yasakladım’ diyerek, kendisini ülkenin savcısı, hakimi yerine koyabiliyor. Bunlar bazen kapalı mekanlarda yapılan basın toplantılarında dahi yaşanıyor" ifadelerini kullandı.  
 
'HABER TAKİBİ YAPMAM ENGELLENİYORDU’ 
 
2019 yılı Newroz'unu takip ederken, kendisini sahneden indirmeye çalışan polise karşı çıktığı için yıl boyunca her haberde kendisine zorluk çıkarıldığını aktaran Tunç, "Etkinliklerde ‘Hikmet gelirse almayın’ şeklinde talimat verilmiş ve ben her haberde bu durumlarla karşı karşıya kaldım. Yine bir arkadaşımız basın açıklamasını takip ettiği sırada kollarından yakalanarak çekiştirildi. Ve bir daha basın açıklamalarını takip etmemesi yönünde tehdit edildi" diye anlattı. 
 
'YAZMAYA VE SÖZÜMÜZÜ SÖYLEMEYE DEVAM' 
 
Tüm baskı yöntemlerine ve engellemelere rağmen sözünü söylemenin, kadının, çocuğun özetle toplumun yanında yer almanın çok anlamlı olduğunu vurgulayan Tunç, şöyle devam etti: "Bölgede kadın, Kürt ve muhalif olmak zor. Ama buna rağmen yazıyor olmak, sözünü söyleyebilmek de bir o kadar anlamlı. Bizler her koşulda şiddette maruz bırakılan, katledilen, kadının ve çocuğun sözü olmaya devam edeceğiz.” 
 
'CAM TAVAN HALEN ÖNEMLİ BİR SORUN'
 
Kadın gazetecilerin meslekte yıllardır çetin bir mücadele verdiklerini söyleyen Burcu Karakaş ise, gazetecilik mesleğinde de her meslekte olduğu gibi kadın olarak var olmanın çok zor olduğunu söyledi. “Bu meslek hepimizi biraz erkekleştiriyor" diyen Karakaş, "Ancak şunu da belirtmek gerekiyor. Bugün artık Türkiye'de gazeteciliğin getirildiği konum itibari ile cinsiyet ayrımı olmaksızın herkes çok zor durumda. Öte yandan, kadın gazetecilerin maruz kaldığı cinsiyetçi tavırlar baki. ‘Cam tavan’ halen önemli bir sorun” dedi. 
 
'YANYANA DURARAK MÜCADELEYİ YÜKSELTEBİLİRİZ' 
 
Her sektörde olduğu gibi, medya sektöründe de yönetici konumundaki kadınların sayısının az olduğuna dikkat çeken Karakaş, kadın gazetecilerin yıllardır kadın kimlikleri üzerinden hedef gösterildiğini belirtti. Sosyal medya kullanımının yaygınlaşmasıyla, internet üzerinden kadın gazetecilere yöneltilen tehdit ve hakaretlerin çoğaldığını kaydeden Karataş, "Bu tehdit ve hakaretlerin cinsiyetçi olduğunu söylemeye gerek bile yok. Diğer yandan, devletin kadın gazetecilere yönelen tavrındaki cinsiyetçiliği de görmezden gelemeyiz. Ancak her şeye rağmen erkek meslektaşlarımıza kıyasla kadın gazetecilerin çok daha fazla yan yana durduğuna inanıyorum. Yan yana durabilmek önemli; çünkü mücadeleyi beraber yükseltebiliyoruz” diye konuştu. 
 
‘GERİ DURMUYOR, BİR ADIM ÖNDEN GİDİYORUZ' 
 
Kadın gazetecilerin tüm zorluklara karşı pes etmediğini, aksine seslerini daha fazla çıkardıklarını vurgulayan Karakaş, şöyle devam etti: “İçinde bulunduğumuz dönemi tüm çıplaklığıyla anlatan çoğu haber ya da fotoğrafın altında kadın muhabirlerin imzasının olması tesadüf değil. Geri durmuyor, bir adım önden gidiyoruz. Basın ve ifade özgürlüğü adına verilen mücadele kıymetli. Bu mücadeleyi omuz omuza yükseltiyoruz.”
 
MA / Özlem Yayan