'Dünya kadınlarını Rojavalı kadınlarla dayanışmaya çağırıyoruz'

img

İSTANBUL - Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik başlattığı savaşın Rojava Kadın devrimine yönelik bir saldırı olduğuna dikkati çeken kadınlar, “Dayatılan bu savaş ve işgal politikalarına karşı bütün dünya kadınlarının Rojavalı kadınların yanında yer almaya çağırıyoruz” dedi. 

 
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik 9 Ekim’de başlattığı operasyonlara karşı tepkiler giderek büyüyor. Operasyonu değerlendiren kadınlar, “Rojava’ya yapılan bu saldırılar, kadın kazanımlarına bir saldırıdır” dedi. 
 
Savaşın en çok kadınları ve çocuklarını etkilediğini söyleyen Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eşbaşkanı Canan Yüce, “Savaş aynı zamanda göç demektir. Yıkım demektir. Türkiye’de her geçen gün kadın cinayetlerinin arttığı hayatlarımıza her an ataerkil zihniyetin hüküm sürdüğü, kadın katillerinin yargılanmadan, direkt salıverildiği bir ortamda savaşın aslında kadınlara daha çok taciz, tecavüz ve cinayet olarak döneceğinin farkındayız” diye belirtti. 
 
'KADINLAR ROJAVA’YA UMUTLA BAKTI’
 
Kadın kazanımlarına yönelik saldırıların bütün ülkelerde aynı oranda artış yaşandığını ifade eden Yüce devamla, “Suriye’de hemen yanı başımızda Rojava’da aslında yıllardır IŞİD’e karşı yürütülen mücadele, özellikle kadınlar nezdinde yürütülen mücadele bize bir nefes olmuştu. Ve bütün kadın hareketleri oraya umutla bakmıştı. Hem Rojava’daki kazanımlarımızın kaybedilmemesi, hem de Türkiye’deki kadın hareketinin kazanımlarının kaybedilmesi durumu söz konusu olduğu için savaşa hayır diyoruz” şeklinde konuştu. 
 
‘SAVAŞA KARŞI ÇIKMALIYIZ’
 
Kadınlar olarak “Savaşın kazananı olmaz, kaybedeni olur” söylemini dile getirmeye devam edeceklerini belirten Yüce son olarak şunları belirtti: “Barışta ısrarcıyız. Savaş başladığı günden beri hem sınırın bu tarafında, hem de öbür tarafından siviller katlediliyor. Bunu çeşitli medya kanallarından bizler görebiliyoruz. Bu görünmese dahi savaşın olduğu yerde daha çok kan döküleceğinin farkındayız. Geçtiğimiz günlerde Suriye Gelecek Partisi genel sekreterinin nasıl vahşice katledildiğini ve oradaki erkek zihniyetin savaşta tekrar nasıl açığa çıktığını hep birlikte görmüş olduk. Bu yüzden biz diyoruz ki, ‘siviller ölüyor, savaş yıkımdır’ o yüzden bu manipülasyonları fazla dikkate almadan bulunduğumuz her alanda savaşa karşı çıkmalıyız.” 
 
'TEK BAŞLARINA MÜCADELE ETTİLER’ 
 
Türkiye’nin uzun zamandır Kürtlerin Suriye’de tüm kazanımlarına saldıracağına yönelik girişimleri olduğunu ifade eden Devrimci Parti MYK üyesi Gamze Taşçı, “Türkiye sömürge sınırlarını genişletmek istiyor. Özellikle Kürdistan’a dönük bu politikaları daha da belirginleşti. Birkaç gün önce ABD’nin yol açmasıyla Rojava’nın belli bölgesine girdi ve işgali başlattı. Tabi biz onların söylediği ‘terörü temizleyeceğiz’ gibi söylemlerine inanmıyoruz. Orada halklar kendi toprakları için mücadele ediyor. IŞİD’e karşı tek başlarına mücadele ettiler ve kazanım sağladılar. Kürt halkı başta olmak üzere, Araplar, Êzidîler birçok kesimin ortak kazanımları mevcuttu” diye konuştu. 
 
‘MÜCADELEYİ BÜYÜTECEĞİZ’
 
“AKP-MHP faşist bloğunun esas amacının bu kazanımları yok etmek olduğunu çok iyi biliyoruz” diyen Taşçı, “Aynı zamanda orada sönümlenen IŞİD’in ya da ÖSO gibi cihatçı çetelerin tekrardan canlandırmak istediklerini çok iyi biliyoruz. Bu sebeple oraya girdiler. Oradaki cihatçı çeteleri canlandırarak halkın kazanımlarına saldırtacaklardı. Kendi ordularıyla da buna hizmet ediyorlar. Ama yine de bir dirençle karşı karşıya kaldılar. Biz biliyoruz ki, Türkiye halkları bu savaşın kendine yansımalarını çok iyi görecektir. Bugün çıkıp kürsülerde, ‘bir merminin fiyatı ne kadar?’ ve ‘çarşı pazarda pahalılık var’ diye anlatıyorlar. Böyle bir başkanla karşı karşıyayız. Dışarıda işgalcilik yapanlar içeride de türlü türlü baskılar yapıyor. Tutuklamalar başladı. Sosyal medyadan dahil yapılan paylaşımlar suç olarak sayılıyor. Bundan sonraki süreçte işgale dur diyeceğimiz bir mücadeleyi büyüteceğiz” diye belirtti. 
 
‘BAŞKA BİR DÖNEME GEÇİLİR’
 
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eşgenel Başkanı Özlem Gümüştaş da ,ABD ve Rusya’nın konumlanışının Türkiye’nin bu duruma karşı yaklaşımı konusunda kritik olduğunu vurguladı. Gümüştaş, “Bu tablo içerisinde en net olan şeyin “Eğer bir sınır korumaya gidilirse bu bölgedeki bütün kazanımlar bakımından başka bir döneme geçileceğini gösteriyor. Suriye rejim güçlerin sınır hattına yerleşmesi Türkiye’yi açık işgalci bir pozisyona sokar. Açık bir savaş pozisyonudur. Bu tablo en objektif sonucu çıkarması gereken Türkiye devletidir. Türkiye bölgeden bir an elini çekmek zorundadır” diye konuştu. 
 
‘ROJAVA’DA KURULAN KADIN ÖZGÜRLÜKÇÜ BİR YAŞAMDIR’
 
“Türkiye Devletinin Kürtlere açık savaşıdır” diyen Gümüştaş, şöyle devam etti: “Özellikle Türkiye halkları olarak şu çok iyi biliyoruz ki; bu bölgedeki cani ve tecavüzcü barbar İŞİD’e ve cihatçı çetelere karşı verilmiş olan savaş var. Bu savaşın üzerine inşa edilmiş yeni yaşam biz kadınlar açısından çok anlam ifade ediyor. Rojava’da kurulan kadın özgürlükçü yaşam ve kadın devrimi olarak nitelendirdiğimiz bütün kazanımlar bölge halkı olarak yıllardır mücadelesini verdiğimiz, yıllardır sahibi olmak istediğimiz haklardır. Bu bakımdan Rojava çok önemli bir tablo ortaya koyuyor. Rojava biz kadınlar için çok önemli bir gelecek inşa ediyor. Bu haklar yerle bir edilmek isteniyor. Ve böylelikle bölge hakları çözümsüz ve sadece sarayın eline mahkum edilmek isteniyor. Elbet biz kadınlar bu saldırıyı doğrudan kazanımlarımıza yapılan bir saldırı olarak değerlendiriyoruz. İşte bu nedenledir ki biz kadınlar olarak bu savaşa karşıyız.”
 
‘BU SAVAŞLA BİR KEZ DAHA KADINLARIN YAŞAMI TESLİM ALINMAK İSTENİYOR’
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir ise, Rojava’da kadın öncülüğünde gelişen devrimi Ortadoğu Rönesans’ı olarak değerlendiklerini belirtti.Bu nedenle Rojava devrimini, kadın devrimi olarak ifade ettiklerinin altını çizen Taşdemir, “Oradaki uygulamalara ve gerçekleşen modele baktığımızda kadınların eşit, özgürlük içinde toplumsal yaşama ciddi bir şekilde felsefik ve politik bir özne olduğunu söyleyebiliriz. Erkek köleliğinin 5 bin yıllık köleci zihniyetine sahip olan İŞİD’lilere karşı kadınlar, gereken cevabı verdi. Ve bugün bu savaşla bir kez daha kadınların yaşamları teslim alınmak isteniyor. Bir kez daha kadın köleliği bütün Ortadoğu’da özellikle Suriye’de yaşamsallaştırılmaya çalışılıyor” dedi. 
 
‘BÜTÜN DÜNYA KADINLARI ROJAVA KADINLARININ YANINDA YER ALSIN’
 
“Biz bütün zenginliklerimiz ile birlikte ortak zeminde mücadele edebiliriz” diyen Taşdemir, Rojava Devrimi'nin kadın devriminin anahtarını sunduğunu söyledi. Taşdemir, “Ama maalesef bugün o anahtar kaybedilmek isteniyor. Halklara yüzyıl daha savaş dayatılarak, karşı karşıya getirilip Ortadoğu kan gölüne döndürülmek isteniyor. O açıdan savaşı deneyimleyen kadınlar olarak biz bu işgal ve savaş girişimlerine karşı mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz.  Dayatılan bu savaş ve işgal politikalarına karşı bütün dünya kadınlarının Rojava’lı kadınların yanında yer almaya çağırıyoruz. 9 Ekim’de başlayan operasyonda ilk olarak kadınlar ve siviller yaşamını yitirdi” ifadelerini kullandı. Taşdemir, Suriye Gelecek Partisi Genel Sekteri Hewrîn Xelef yaşamını yitirilmesine de değinerek, “Aslında bu görüntüler bize tehlikenin ve zihniyetin nasıl olduğunu da ifade ediyor” dedi.  
 
‘NE GEREKİYORSA ONU YAPACAĞIM’
 
Suriye’ye yönelik müdahalenin savunulur hiçbir tarafının olmadığının altını çizen Yeşil Sol Parti Merkez Yürütme Kurulu Üyesi (MYK) Nesrin Aslan da, “Kadın kimliğimle, savaşa karşı olan kimliğimle, doğaya vefasızlık etmemek gerektiğini düşünen biri olarak bunu hiçbir açıdan savunulur bir tarafın olmadığını düşünüyorum. İnsanlarda bunun farkına varmaya başladı. Altını bir türlü temellendirmedikleri bir şeyle operasyon yaptılar. Ve bütün dünya da bunun farkında. Destekleyenler, sadece kankası dışında başka destekçisi de yok” diye ifade etti. Bir kadın olarak oradaki insanların İŞİD’e karşı nasıl mücadele ettiklerini bildiğini sözlerine ekleyen Aslan,bunun bütün dünya kadınlarının da bildiğini ifade etti.  
 
‘İKTİDARIN DİLİ ONU YALNIZLAŞTIRIYOR’
 
"Mesele sadece Kürtler ve Türkler arasındaki bir mesele gibi değil" diyen Aslan, "Mesele daha kapsamlı ve daha geniş bir şey. Ve bu nedenle, bütün dünyaya seslenmek istiyorum; asla destek vermeyin. Asla alkışlamayın aksine kınamaya devam edin” dedi. 
 
‘DOĞRUDAN DOĞRUYA KADIN DEVRİMİNİ HEDEF ALIYOR’
 
HDP Kadın Meclisi Üyesi Mukaddes Erdoğdu Çelik, şuanda Suriye’de yürütülen operasyonun doğrudan doğruya öncelikle kadın devrimini hedeflediğine dikkat çekti. Çelik,Kürt özgürlük ve kadın özgürlük hareketi mücadelesinin coğrafyanın bütününde olduğu gibi iç içe geçtiğini söyledi.Çelik, "Ortadoğu’yu kana bulamış, katil çetelerinin Suriye Milli Ordusu haline getirilmesi Türk devletinin eliyle oluyor. Onun içinde burada işlenen bütün savaş suçlarından birinci derece Türk devleti sorumludur. Öncelikle bizim emeğimize karşı bir saldırı olduğu için buna sahip çıkacağız” dedi. 
 
‘BU ABLUKA DAĞILACAK’
 
“Rojava demek Kürtler, kadınlar, özgürlük,adalet, eşitlik ve bir arada yaşamak demek” diyen Çelik, son olarak  “Bunu sahiplenen çok güçlü bir kamuoyu var. Zorbalar ister Türk devleti, ABD, Rusya, İran olsun herkes kendi planının radikal güçlerin ellerine geçmemesi için bir yerde iş birliği yapıyor. Bir gün bu modeli deniyorlar. Yarın başka bir yerde ittifak yapıyorlar. Onlar tecrit durumundalar. İnsanlığın lanetli bölüğüler. Rojava ve Kürt kadın özgürlük hareketi sempati odağı durumundadır. İkinci dünya savaşında insanlık Hitler faşizmini yendi. Onun muazzam kazanımları oldu. İnsanlığın yüreği beyin antifaşizmle atıyordu. Şimdi de insanlığın aklının beyninin Rojava’da, kadın özgürlük mücadelesinde, Kürt özgürlük mücadelesinde olduğu çok açık. Türkiye’de bunu beyan bile edemiyoruz. Zorbaca engelleniyor. Bu zorbalık şuanda fiilen önümüzü kesiyor. Ama bir şekilde bu abluka dağılacak” diye konuştu.