‘Toplumsal cinsiyet eşitliği okullarda zorunlu ders olmalı’

  • kadın
  • 09:07 28 Eylül 2019
  • |
img

İZMİR - Eğitim Sen İzmir 5 No’lu Şube Başkanı Şenay Akyol, MEB’in “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği”ni sosyal etkinlik alanı ve rehberlik çalışmalarından çıkarmasına karşı dava açtıklarını belirterek, “Toplumsal cinsiyet eşitliği okullarda zorunlu ders olmalı” dedi. 

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, 12 Eylül’de 30886 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak sosyal etkinlik alanından ve rehberlik çalışmalarından çıkarıldı. Ayrıca Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) da bütün üniversitelerin web sayfalarında “Toplumsal Cinsiyet Tutum Belgesini” kaldırdı. Kararların toplumsal cinsiyet eşitsizliğini korumaya yönelik olduğunu belirten Eğitim Sen İzmir 5 No’lu Şube Başkanı Şenay Akyol, cinsiyetçi ideolojilerini ve toplumsal cinsiyet eşitliğini hedef alan Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Yüksek Öğretim Kurumu’na (YÖK) tepki gösterdi.
 
Türkiye’nin 1985 yılında “Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığı Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi” (CEDAW) ve 2011 yılında “İstanbul Sözleşmesi”ni imzaladığını hatırlatan Akyol, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve kandın cinayetleri konusunda siyasi iktidarın, MEB ve YÖK aracılığıyla toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda kimi adımlar atmak zorunda kaldığını söyledi.  
 
‘MEB SAHİPLENMEDİ'
 
Akyol, MEB Bakanı Ziya Selçuk’un, “Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesini hayata geçireceğiz” açıklamasını hatırlatarak, şunları söyledi: “MEB ve YÖK, Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Programı (ETCEP) kapsamında 162 eğitimciyi eğitti. İki gün sonra 12 Eylül’de iptal edildi. MEB bu projeyi Bakan’ın açıklamasına rağmen sahiplenme cesareti gösteremedi. Değerler eğitimi adı altında bütün cemaat ve vakıfların okullarda bir eğitim vermesinin önü açıldı. Eskiden dini vakıflar protokol yapıyorlardı. Şimdi protokol imzalamasına gerek kalmadan sosyal etkinler planında bir değişiklik yaparak yönetmelikte dini cemaat ve vakıfların ya da başka bir kurumda eğitim kimliği olmadan girmesine neden olan bir çalışmayı başlatmış oldular.”
 
13 EYLÜL'DE DAVA AÇILDI
 
Aykol, Eğitim Sen olarak 13 Eylül’de MEB’e karşı hem toplumsal cinsiyet eşitliğini yönetmelikten çıkarması hem de sosyal etkinlikler yönetmeliğinin bu şekilde değiştirmesine itiraz ederek dava açtıklarını söyledi. 
 
‘KADIN MÜCADELESİNİ TANIMLADIĞI İÇİN HEDEFTE’ 
 
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin kadın mücadelesini tanımladığı için hedef gösterildiğinin altını çizen Akyol, “Kadına yönelik ayrımcılığın eşitsizliğin nedeni toplumdan kaynaklanıyor. Bu eşitsizliğe neden olan şey erkek egemenliğinin tüm kurum ve kuruluşlarda hakim olmasıdır. Bu doğamızdan veya cinsiyetimizden kaynaklanan bir durum değil toplumla birebir alakalıdır. O yüzden kadını kamu alanında dışlamaya çalışan erkek egemen zihniyete karşı toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlarsak, bu anlamda eğitimler verirsek kadın eşit konuma gelecektir. O yüzden toplumsal cinsiyet tanımlaması çok önemli bir tanımlama. Bu tanımlamadan asla vazgeçilmemesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
 
‘TOPLUMSAL CİNSİYET ZORUNLU DERS OLMALI’  
 
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin okullarda zorunlu ders olarak verilmesi gerektiğini vurgulayan Akyol, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Siyasi iktidar, MEB ve YÖK’e imzalanan sözleşmelerin hakkını vermelisiniz demek gerekiyor. Yapacağımız tüm çalışmalarda zorunlu olması yönünde eylem ve etkinliklerimiz olacak. Öncelikle bilimsel veriler üzerinden bir müfredatın hazırlanması lazım. Hiçbir dini, mezhebi ayırmadan yapılması gereken bir müfredat olması gerekiyor. Tüm derslerin eşit olması felsefe, sanat, müzik bunlar aynı zamanda çocukları rahatlatan ve düşünmeye iten faaliyetlerdir. Bu yüzden biz çocuğun düşünen sorgulayan bireyle olmasını istiyoruz.”
 
MA / Esra Solin Dal