‘Nafaka ödeniyor imajı kadını güçsüzleştirmeye dönüktür’

  • kadın
  • 09:01 25 Temmuz 2019
  • |
img

İZMİR - Avukat Sevgi Binbir, nafaka hakkı üzerine yapılan tartışmaların yanlış ve eksik bilgiler içerdiğini belirterek, kadınlara yüksek miktarda ve süresiz nafaka ödeniyormuş gibi bir imaj yaratılmasının tamamen kadını güçsüzleştirmeye dönük olduğunu söyledi. 

Kadınların “boşanmasını önlemeye dönük” olarak yorumlanan nafaka tartışmaları, hükümet tarafından tekrar gündeme getirildi. İzmir Kadın Dayanışma Derneği avukatı Sevgi Binbir, nafaka hakkı üzerine yapılan tartışmaların yanlış ve eksik bilgiler içerdiğini düşünüyor. Binbir’e göre, bu tartışmalar kadın bakış açısından tamamen uzak. 
 
İŞTİRAK VE YOKSULLUK NAFAKASI 
 
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki (TBMM) nafaka değişikliği teklifine karşı olduklarını belirten Binbir, çocuklar için yargı tarafından öngörülen iştirak nafakasının da ayrı değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Çocuklar için velayeti üstlenmiş annelere verilen nafakanın bazı kişiler tarafından kadın için ödeniyormuş gibi yansıtıldığına vurgu yapan Binbir, “Para miktarı yüksek olan nafaka ‘iştirak nafakası’ iken, sadece kadın için evlilik sona erdiğinde eğer yoksullaşıyorsa karar verilen nafaka ise ‘yoksulluk nafakasıdır. Bu iki nafaka türü arasındaki ayrım belirtilmeksizin kadınlara sanki yüksek miktarda nafaka ödeniyormuş imajı yaratılıyor. Bu da tamamen kadını güçsüzleştirmeye dönüktür” şeklinde konuştu.
 
‘KADINLAR 200-300 TL NAFAKA ALABİLİYOR’ 
 
Türkiye’de yoksulluk nafakasının her zaman kadına verildiğini dile getiren Binbir, bunun nedenlerini de şöyle anlattı: “Çünkü kadınlar iş piyasasına erkekler kadar aktif bir şekilde katılamıyor. Kadın, evlilik sürecinde genellikle erkeklerin engellemesiyle iş hayatına dahil olamadığı için boşanma sonucunda yoksulluğa düşen taraf oluyor. Hem erkek hem kadın boşandıktan sonra yoksulluğa düştüğü takdirde nafakaya sahip olabilir. Bazı medya kuruluşları tarafından, ‘bir gün evli kaldı ve binlerce Türk Lirası nafaka ödüyor’ şeklinde yansıtılan durum aslında ebeveynlerin çocuklarına ödediği iştirak nafakasıdır. Yine yoksulluk nafakası da aslında hiç yansıtıldığı gibi değil. Yani kadınlar 200-300 TL değerinde bir nafaka alabiliyorlar ki bunu da tahsil etmek o kadar zor ki bu kadınların nafaka hakkı değildir. Aslında kadınların bir şekilde hak etmiş olduğu ve mahkeme tarafından hükmedilen nafakaların tahsil kabiliyetinde olmamasıdır. Erkeklerin bir şekilde mal kaçırma veya farklı şekillerde nafaka ödeme yükümlülüğünü ihlal etmiş olmasıdır.” 
 
‘KADINLAR HAK GASPINA UĞRUYOR’ 
 
Türkiye’de istihdam piyasasına kadınların çok az oranda katılım sağladığına dikkat çeken Binbir, böyle bir eşitsizliğin de tartışılması gerektiğini ifade etti. Türkiye’de kadınların birçok açıdan hak gaspına uğradığını vurgulayan Binbir, “Özellikle boşanma aşamasında, birçok kadın cinayete kurban gidiyor. Kadınlar, kendi hayatına dair karar almak istediklerinde ölümle burun buruna geliyor. Maddi boyutuna da baktığımızda, boşanma aşamasında tedbir nafakası dediğimiz bir nafakanın bağlanması gerekiyor” dedi. 
 
‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ UYGULANMIYOR’
 
Binbir, İstanbul Sözleşmesi’ne göre bir kadın şiddet tehdidiyle karşı karşıyaysa hem kolluktan hem de mahkemelerden koruma tedbiri isteyebildiğini söyledi. Kolluk kuvvetlerinin koruma kararlarına rağmen görevini yerine getirmediğini belirten Binbir, “Kadınlar çantalarında koruma kararı ile birlikte öldürüldü deniliyor. Demek ki kolluk kuvvetleri bu görevini yerine getirmemiş, kadını gereği gibi korumamıştır. O yüzden 6284 Sayılı kanun, uluslararası sözleşmeler ve İstanbul Sözleşmesi bizim istediğimiz gibi en geniş kapsamlı bir şekilde uygulanmıyor. Maddi yardımdan tutun, kreş desteğine çeşit çeşit koruma kararı var, ama bunların etkin bir şekilde uygulandığını söylemek mümkün değil” ifadelerini kullandı. 
 
‘KADINLARIN GÜÇLENMESİ İSTENMİYOR’ 
 
Nafakanın kadının güçlenmesine hizmet eden bir durum olduğunu ifade eden Binbir, sözlerini şöyle tamamladı: “Temel olarak kadınların güçlenmesi istenmiyor. Hatta kazanılmış bazı hakların geriye dönüşü talep ediliyor. Özellikle, 2016 yılından itibaren meclis boşanma komisyonu raporuyla kazanılmış hakların bir kısmına ciddi saldırı oldu. Temel hedef, kadının güçsüzleştirilmesidir. Kadının güçlenmesi açısından nafaka kadının hayatını öyle çok değiştiren bir noktada olamasa da minik adımlardan birisi olduğu için sahip çıkmak istiyoruz.”
 
MA / Esra Solin Dal