Baxoz’da kurtarılan Êzidî kadınlar DAİŞ’lilerin yargılanmasında yer almak istiyor

  • kadın
  • 09:55 11 Nisan 2019
  • |
img
AMUDÊ - DAİŞ zulmünü bir bir anlatan ve Baxoz'da kurtarılan Êzidi kadınlar, esir alınan 11 bin DAİŞ'liyi işaret ederek kurulacak mahkemeye müdahil olmak istediklerini belirtti. 
 
Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) Dêra Zor’da DAİŞ’in fiziki varlığına son verdiği “Cizre Fırtınası” hamlesinin son ayağı Baxoz operasyonunda binlerce DAİŞ'li, QSD güçleri tarafından esir alındı. 54 ülkeden olan ve sayıları yaklaşık 11 bini bulan DAİŞ'liler, Kuzey ve Doğu Suriye’de bulunan çeşitli cezaevlerinde tutuluyor. DAİŞ'lilerin yargılanmaları için uluslararası savaş suçları mahkemesinin kurulması talep ediliyor. DAİŞ’in elinden en son kurtarılan Êzidî kadınlar da DAİŞ'liler için kurulacak mahkemelerde yer alarak, onlardan hesap sormak istediklerini söyledi.
 
Dêra Zor’un Hecin beldesine bağlı Baxoz köyünden kurtarılan 22 yaşındaki Huda Hesen, Şengal’in güney hattında yer alan Ramusî köyünden. Hesen, Şengal merkezde bulunduğu sırada 3 Ağustos 2014’teki katliamda DAİŞ’e esir düşmüş. 
 
6 KİŞİ İLE ZORLA EVLENDİRİLEN HUDA
 
DAİŞ'li 6 kişi ile zorla evlendirilen Hesen, Irak ve Suriye’de birçok yere götürülmüş. DAİŞ’in bitirilmesiyle esaretten kurtarılan Hesen, “DAİŞ geldiğinde o dönem orada bulunan güçler bizi bırakıp, gittiler. Biz Êzidîleri yalnız bıraktılar. Önlerine çıkan kadın ve erkekleri topladılar. Kadınları ayrı, erkekleri ayrı bir yere götürdüler. Kadın ve çocukları Musul’a getirdiler. Kendileri de ‘Erkeklerin hepsini öldürdük. Kadınları köle olarak almak bize helaldir’ diyordu. Çocukları götürüp zorla Müslümanlaştırarak, askeri ve dini eğitimlerden geçirdiler. Bizi de zorla Müslümanlaştırdılar” dedi.
 
SUKA SEBAYA..
 
Musul’da 2 yıl kaldığını ve DAİŞ'li bir emire satıldığını aktaran Hesen, kent kent sürüldüğünü şöyle anlattı: “Önce Musul’da bir emirleri ile evlendirdiler. 2 yıl Musul’da kaldım. Daha sonra beni Rakka’dan bir emire verdiler. O dönem El Neim Meydanı tarafında bir pazar vardı. ‘Suka Sebaya’ diyorlardı. Êzidî kadınları o pazarlarda satıyorlardı. Beni de orada başka birilerine sattılar. Bu şekilde 5 kişi ile daha evlendirildim. Beni Bab, Halep, Rakka, Minbic ve daha birçok yere götürdüler.”
 
ŞENGAL’İN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KUTLADIK!
 
Bir dönem kurtulacağına dair umutlarını yitirdiğini dile getiren Hesen, Şengal’in DAİŞ’ten kurtarılmasını esaret altındayken kutladıklarını söyledi. O dönem Musul’da 7 Êzidî kadınla birlikte bir eve kapattırıldıklarını ifade eden Hesen, “Şengal kurtulduğu zaman o günü kutladık. O zaman Musul’da 8 Êzidî kadın aynı yerde tutuluyorduk. Kapıyı üzerimize kilitleyip gidiyorlardı. Bir süre televizyonu bize serbest bırakmışlardı. Biz de gizliden Kürt kanallarına bakıyorduk. Şengal’in özgürlük haberini o şekilde aldık. Şengal’in özgürlüğünü duyuruyorlardı. Hepimiz çok sevindik. Dışardan çikolata getirip dağıttık. Hatta aramızda olan Êzidî bir kadın onlara ‘Êzidî kadınlar Şengal’i sizden aldı’ dedi. Çok öfkelenip kızdılar. Bize vurmaya kalktılar. Küfürler savurdular” diye konuştu.
 
‘MAHKEMELER KURULSUN HEPSİ YARGILANSIN’
 
Bir bir kurtarılan Êzidî kadınların haberlerini de aldıklarını kaydeden Hesen, devamında şöyle konuştu: "En son biz de onların elinden kurtulduk. Baxoz’da da çok sayıda Êzidî kadın ve çocuk özgürleşti. Êzidî halkı ve kadınlarına yapılanlar asla unutulmamalıdır. Büyük bir ferman yaşattılar. Bunları yapanların hepsi şimdi teslim olmuş durumda. Onlara hesap sorulması gerekiyor. Onlar yargılanmalı. Eğer mahkeme kurulursa ben de yer almak istiyorum. Êzidî kadınlar onlardan hesap sormalı.”
 
KOÇOLU JİYAN: FERMAN DEVAM EDİYOR
 
22 yaşındaki Jiyan Xelil İbrahim ise, 73’üncü Fermanda en ağır saldırıya maruz kalan Koço köyünden. 6 kişi ile evlendirilen sırasıyla Musul, Kerkük, Anbar, Halep, Rakka ve Bab gibi yerlere götürülen ve Baxoz’da QSD güçleri tarafından kurtarılan İbrahim, “Ben de Baxoz’da onların elinden kurtuldum. Başta Êzidî olduğumuzu söylemeye bile korktuk. Çünkü bize ‘siz onların yanına giderseniz sizi öldürürler’ demişlerdi. Korkuyorduk. Onun için geldiğimizde başta kimliğimizi gizledik. Kampta biraz bekledik ve durumun öyle olmadığını anlayınca Êzidî olduğumuzu söyledik. Bizi kendimize bile yabancılaştırdılar. Gerçekleştirdikleri ferman halen devam ediyor” dedi. 
 
‘BEN DE ONLARDAN HESAP SORMAK İSTİYORUM’
 
Êzidîlerin çok büyük yaralar aldığını aktaran İbrahim, konuşmasına şöyle devam etti: “Katliam yapanların hepsi esir alındı. Şimdi bunları yapanlar için mahkemeler kurulsun istiyoruz. Bunlar halklar önünde hesap vermeli. Tüm dünya bunu görmelidir. Çünkü onlar da Êzidîlere neler olduğunu biliyor. Bunlar insanları kaçırıp, katlettiler. Ben de onlardan hesap sormak istiyorum.” 
 
MA / Nazım Daştan