'Kadınlar karar alma süreçlerinde daha fazla yer almalı'

img

İZMİR - Filmmor Gezici Film Festivali, "Bu ne güzel demokrasi" belgeseliyle son buldu. Belgeselin ardından gerçekleşen forumda konuşan ANAP Eski Genel Başkanı Nesrin Nas, kadınların karar alma süreçlerinde daha fazla yer edinmesi gerektiğini söyledi. 

Filmmor Gezici Film Festivali’nin İzmir ayağı Belmin Söylemez, Berke Baş, Haşmet Topaloğlu ve Somnur Vardar’ın "Bu ne güzel demokrasi" adlı belgesel filminin ardından gerçekleştirilen "Kadınların seçimi; yerel adımlar, geniş alanlar" forumuyla sona erdi.
 
Konak ilçesinde bulunan Kültür Park’taki İzmir Sanat’ta, moderatörlüğünü Jülide Ateş’in yaptığı foruma, ANAP Eski Genel Başkanı Nesrin Nas, İzmir Büyükşehir Belediyesi Kadın Dayanışma Merkezi Başkanı Pelin Erda ve feminist avukat Hülya Gülbahar konuşmacı olarak katıldı. 
 
NAS: FİLMMOR GİBİ ÇALIŞMALAR ÖNEMLİ
 
Forumda konuşan ANAP Eski Genel Başkanı Nesrin Nas, mevcut iktidarın kadını toplum mühendisliğinde önemli bir araç olarak kullanıldığını söyledi. Kadınların kötü durumlarla karşılaşmamak için kendilerine oto sansür uyguladığını belirten Nas, “Kendimize geldiğimizde göreceğiz ki laikliği tırmalamaları için illa hukuku tırmalamaları gerekmiyor. Sadece bizim yaşam biçimimizi çevreleyip belli bir yere hapsederek de yapabiliyorlar. O nedenle Filmmor gibi kadın çalışmaları oldukça önemli” dedi. Burjuva sisteminde oy hakkı verilirken kadınları hariç tuttuğunu ve kadınların uzun çabalar sonucu seçme seçilme hakkına sahip olduğunu söyleyen Nas, kadınların bu kazanılan hakları dahi gerçek anlamda kullanamadığını dile getirdi. Nas, “Araştırmalar, Türkiye seçmen grubuna giren 57 milyonun yüzde 40’ının kazanç getirecek bir iş grubuna girmediğini gösteriyor.  Bu yüzde 40’ın yüzde 85’i kadınlardır. Bu, böyle olunca kadınlar Türkiye’de taşınabilir seçmen olarak karar veriliyor. Ailenin ne yapacağına karar verenin genelde babanın ve kocanın işaret ettiği yere oy veriliyor. Kadınlar, taşınabilir oy pozisyonundan çıkarılmadıkça hem sosyal hem ekonomik hem de siyasal hayata aktif katılımı sağlanamaz” diye konuştu.   
 
'KARAR SÜREÇLERİNDE YER ALMALIYIZ'
 
Kadının ekonomik yaşama katılımının azaldığı oranda siyasette de karar verici olma oranının düştüğünü söyleyen Nas, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) verilerine göre, Türkiye’de kadının ekonomik yaşama katılma oranının yüzde 38 olduğunu ve giderek de düştüğünü söyledi. Nas, “Kadın, geleneksel rolünden dışarı çıkmalı ve parlamentoda daha fazla yer edinmeli. Karar alma süreçlerinde kadınlar hep geriden başlıyor. Oysa kararlar alınırken sıradan kadın ile sıradan erkekler arasındaki eşitliği sorgulanmalıdır. İkincisi, kadınlar taşınabilir oy olarak görülmemeli ve kadınlara daha fazla ekonomik fırsat verilmelidir. Savaşlar ve çatışmalar kadınların düşmanıdır. Kadınları toplumda eşit olarak var edemediğiniz sürece otoriter rejimler artar” ifadelerini kullandı.  
 
GÜLBAHAR: KADIN MUHTARLARIN SAYISI ARTTI
 
Türkiye’de her gün 5 kadının öldürülmesine rağmen yerelden merkeze bütün yöneticilerin konuya ciddiyetle eğilmediğini söyleyen Avukat Hülya Gülbahar da, kadınların her birinin eşit ve özgür olarak yaşamak istediği için öldürüldüğünü belirtti. Gülbahar, “Yerel yönetimlerde, sivil toplum kuruluşlarında, mahallelerde, parlamentoda kadınlar için kaynak ayrılması gerekirken, zaman bile ayrılmıyor. Her belediyenin sığınmaevi, şiddet kriz merkezi, çocuklar için koruma alanları olmalı. Muhalefet partisinin de iktidar partisinin belediyeleri de bu anlamda adım atmıyor” dedi. Yerellerde kadın temsili muhtarlıklarla arttığını söyleyen Gülbahar, bunun da kadın adaylarının mücadelesi sonucu gerçekleştiğini anlattı. Kadınların nafaka dahil birçok kazanılmış hakkına saldırı gerçekleştirildiğini söyleyen Gülbahar, kadın muhtar sayısının artmasının umut verici olduğunu belirtti.  
 
‘SADECE 114 SIĞINMAEVİ VAR’ 
 
Her belediyenin kendi bulunduğu yerde kadın ve çocuklara dönük tecavüz kriz merkezi, şiddet kriz merkezleri açması gerektiğini ve yasalarda sığınmaevlerinin zorunlu olduğunu belirten Gülbahar, “Nüfusu 100 bini geçen her yerleşim yerinde belediyelerin sığınma evi açması yani binlerce sığınma evi açması lazımken 32 belediyede sığınma evi var, devlete ait 110 tane göçmen idaresi ve Mor Çatı’nın birer tane bulunuyor” dedi. 
 
Avukat Pelin Erda da, çalışma yaptığı Karabağlar ilçesinde bulunan semt merkezlerini anlattı. Semtte yaşayan kadınların hayatına dokunan kültürel ve sosyal etkinlikler yaptıklarını söyleyen Erda, semtte sığınmaevi yapılması için çalışma yürüttüklerini ve yakın bir zamanda gerçekleştireceklerini belirtti. Erda, belediyelerin sığınmaevlerinin bakanlıktan bağımsız olması gerektiğine dikkat çekerek konuşmasını bitirdi.
 
Konuşmaların ardından forum sona erdi.