İstanbul Kadıköy Belediyesi bünyesinde Kasdaş şirketine bağlı bir kafede çalışan Sevda Kotan, 3 Şubat 2016 tarihinde doğum iznine ayrıldı. Doğum izninde olan Kotan'ın, 22 Şubat 2016 tarihinde “kafenin zarar ettiği ve kapatılacağı” gerekçesiyle iş akdi feshedildi. Yaşanan olayın ardından Kotan, Anadolu 15'inci İş Mahkemesi’ne işe iade davası açtı. Davaya dilekçeyle cevap veren işveren, Kadıköy Belediyesi’nden kiraladıkları yerin kira kontratlarının iptal edildiği ve tahliye edilerek bazı birimlerin kapatılmasının zorunlu hale geldiğini, ticari faaliyetlerinin devam etmesinin imkansız hale geldiğini iddia etti.

 

TANIKLAR DİNLENDİ 

 

Kotan mahkemeye sunduğu dilekçesinde işverenin belirttiği gerekçelerle değil, gebelik sebebiyle iş akdinin feshedildiğini vurguladı. Mahkemede dinlenen tanıklar da kafenin kapatılması nedeniyle çıkarıldıklarını; ancak tekrar açıldığını, şirketin 7-8 kafesi olduğunu, Kotan’nın işten çıkarılması döneminde doğum izninde olduğunu anlattı. 

 

Mahkeme heyeti, işyerinin mali krizde olduğunun işveren tarafından ispatlanamadığına dikkat çekerek Kadıköy Belediyesi ile yapılan yeni anlaşmaya göre tekrar faaliyete geçirilen işyerinin Kotan'ı değerlendirmediğini ifade etti. İşverenin fesihte keyfi davranmadığını, feshin son çare olması ilkesini açıklığa kavuşturmadığını belirten mahkeme, Kotan’ın işten çıkarılması için geçerli bir nedenin ispatlanmadığına da vurgu yaparak işe iadesine karar verdi. 

 

Bunun üzerine işveren, Kotan'ın işe iade kararına itiraz ederek dosyayı Bölge Adliye Mahkemesi’ne (İstinaf) gönderdi. İstinaf 29'uncu Hukuk Dairesi, Şubat ayında işverenin itirazını reddederek yerel mahkemenin kararını onayladı.

 

‘EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRIDIR’

 

Kotan’ın avukatı İnci Alptekin, işverenin işletmesel nedenleri ortaya koymaya çalıştığını belirterek, “Biz davayı yasal süre içerisinde açtık. Davayı açtığımız zaman, şirketin kapanmadığı, kafelerin hala çalıştığı hatta orada aynı gün işten çıkarılan birkaç kişinin geri alındığı görülüyor. Bir tek Sevda’yı almadılar. O da doğum yaptığı için. Dava sürecinde iş yerinin kapanmadığını ispatladık. Belgelerimizi dosyaya sunduk. Davayı kazandık. Dosyada İş Yasasının 5’inci maddesine göre eşit davranma ilkesine aykırılık vardı. Eşit davranma ilkesine göre; işveren, işçinin cinsiyeti, hamilelik veya doğum nedeniyle eşit davranma ilkesine aykırı davranırsa 4 aylık ücreti ve ayrıca tazminatı ödemekle hükümlü olacak. Dilekçemizde bunları belirttik” dedi.

 

'KADIN İŞÇİLER AYRIMCILIĞA TABİ TUTULUYOR’ 

 

Benzer kararların çok az olduğunu ifade eden Alptekin, şunları söyledi: “Benzer birkaç tane karar var. Biz bu kararların sayısının artması için çaba gösterdik. İşçi şimdi yasaya göre öncelikle işe iade başvurusunu yapacak. İhtarname ile ‘beni işe geri alın’ diyecek. Tabi, yasal süreçte işveren işe başlatıp başlatmamakta serbest. Eğer işe iade talebini kabul etmeyecekse tazminatını ödemekle yükümlüdür. İşçi 4 aylık boşta geçen ücret ve sosyal haklarını alacak. Bunun dışında da eşit davranma ilkesine aykırı davranma nedeniyle ‘ayrımcılık tazminatı dediğimiz 4 aylık tazminatı talep edeceğiz. Bu önemli. Çünkü ülkemizde kadın çalışanların yaşadıkları önemli sorunlardan birisidir. İstihdamda bu konuda sıkıntılar yaşıyorlar. Bir de hamilelik sürecine girilmişse tamamen iş yerinden çıkarma ve istihdam etmeme durumu oluyor. Kadın işçiler, iş yerlerinde cinsiyet nedeniyle ayrımcılığa tabi tutulabiliyor. Kadınlar bu konuda bilinçli olmalı, haklarını aramalı, kendisine yapılan bu tür bir davranış biçimine bu mutlaka yasal tepki vermelidir.”