Babalarının istismarına maruz kalan kardeşler anlattı

  • kadın
  • 11:51 30 Kasım 2018
  • |
img

URFA - Küçük kardeşleri gibi babaları Hüseyin N.’nin sistematik cinsel istismarına maruz kalan 2 kız kardeş yaşadıklarını anlattı. Kız kardeşler, tutuklu babalarının serbest bırakılacağına dair duydukları endişeyi, “Bize tecavüz etmesi mi lazım?” sözleriyle dile getirdi. 

Urfa'nın merkez Haliliye ilçesinde kamuoyuna yansıdıktan sonra "korumaya" alınan kardeşleri 14 yaşındaki Z.N. gibi babaları Hüseyin N.'nin cinsel saldırısına maruz kalan 18 yaşındaki Z.N. ve 23 yaşındaki R.N. yaşadıklarını Mezopotamya Ajansı'na anlattı.
 
Çocuklarına cinsel istismarda bulunmakla suçlanan ve doktor kontrolünde bu yönde bulgular üzerine Ağustos ayında tutuklanan Hüseyin N.'nin cezaevinden çıkması ihtimaline karşı geçtiğimiz 27 Kasım'da intihar girişiminde bulunan 18 yaşındaki Z.N., "Yeter, yeter. Savcı gelmezse buradan cesedim çıkar. Haklı olmam için babamın beni hamile bırakması mı gerekiyormuş?" demişti. 
 
‘SUSMUYORDUM, BABAMI İTİYORDUM’
 
Henüz 9 yaşındayken babasının cinsel istismarına maruz kalan R.N., daha küçük yaşlarda da istismara uğramış olabileceğini ancak hatırlamadığını söyledi. Maruz kaldığı istismarın ilkini halasına anlattığını; ancak kendisine inanmadığını dile getiren R.N., bundan dolayı bir süre babasının tacizlerine sessiz kaldığını belirtti. R.N., şunları aktardı: "9 yaşında olmama rağmen babamı itiyordum. Ona kızıyor ve bağırıyordum. Babam benim bağırış seslerimi duyan anneme çeşitli bahaneler uyduruyordu. İnsanlar o zaman neden sustuğumuzu soruyor. Ben aslında susmuyordum, babamı itiyordum, sürekli engel olmaya çalışıyordum. Bu nedenle sürekli tacizi oluyordu. Anneme, tacizi anlatmaktan korkuyordum. Artık tacizlerinin önünü alamıyordum ve 14 yaşındayken anneme söyledim. Annemle birlikte konuyu halama anlattık. Halam ise 'Kızsınız adınız çıkar' diyerek olayın üstünü kapattı. Annem de bir nevi örf ve adetlere bakarak ‘Kızım adınız mı çıksın? Siz önleminizi alın. Bir şey olduğu zaman bana söyleyin’ derdi.”  
 
‘KARDEŞİMİ DE UYARDIM’
 
Kardeşlerini babasının istismarına karşı uyarmak zorunda kaldığını dile getiren R.N., "Kardeşim daha 4-5 yaşlarındayken ona 'baba yaklaşırsa gel bana söyle' diyordum. 13 yaşındayken beni evlenmek istediği bir kadına karşılık olarak 60 yaşındaki bir adamla evlendirmek istedi. Özel bir televizyonun canlı yayın programında babamın beni evlendirmek istediğini anlattım. Böylece evlendirilmedim” dedi. 
 
İSTİSMARDAN KURTULMAK İÇİN EVLENDİ 
 
Evde kimsenin olmadığı bir günde babasının kendisine saldırdığını ifade eden R.N., olayı annesiyle paylaştığını bu nedenle anne ile babasının sık sık tartıştığını belirtti. Babasının cinsel saldırılarından kurtulmak için tanımadığı biri ile evlenmek zorunda kalan R.N., çocuk yaşta evlendiğini; ancak evlendiği erkekten de şiddet gördüğünü söyleyerek, yaşadıklarını “Yağmurdan kaçarken doluya tutuldum” diyerek özetledi. 
 
EVLİ OLDUĞU ERKEKTEN ŞİDDET GÖRDÜ 
 
Evlendiği erkeğin kendisini hareket halindeki araçtan atması sonucu ayağının kırıldığını ifade eden R.N., 5 yaşındaki çocuğu ile annesinin yanına gelmek istediğini; ancak annesinin kendisine "Kızım baban seni taciz ediyor. Gelip nereye sığınacaksın. Geldiğin zaman daha kötüsü olmayacağı ne malum?” dediğini aktardı. 
 
Erkek şiddetine daha fazla dayanamayıp, babasının cinsel saldırılarını göze alarak Urfa'da yaşayan ailesinin yanına geri dönen R.N., babasının tacizlerinin devam ettiğini kızının da istismara uğrama korkusuyla bir süre ayrı evde yaşamak zorunda kaldığını söyledi. 
 
Babasının cinsel istismarı olayı ortaya çıktıktan sonra, evli olduğu erkeğe açtığı boşanma davasında mahkemenin kızının velayetini babasına verdiğini dile getiren R.N., çocuğunun da bu davanın da peşini bırakmayacağını ifade etti. 
 
‘HEP TEDİRGİNDİM’ 
 
Aynı ailede istismara uğrayan bir diğer genç kadın da Z.N. (18). Babasının ilk istismarına 13 yaşındayken maruz kaldığını belirten Z.N., “Direk gelir dokunmaya çalışırdı. Kimseye bir şey diyemiyordum. Annemin görmediği yerlerde beni taciz ediyordu. Birden geldiği için hep tedirgindim. Arkamı kontrol etmekten yoruluyordum artık. 14 yaşındaydım. Bir gün okulumun rehberlik hocası annemi çağırarak kendime zarar verdiğimi ve psikolojik destek almam gerektiğini söyledi. Ardından beni psikiyatriye gönderdiler. Doktorlara bir şey diyemiyordum” diye anlattı. 
 
'DAHA NE YAŞAYALIM?’  
 
Yıllarca babasının istismarları karşısında susmak zorunda kalan Z.N., tacizlerin artmasıyla Mayıs ayında yaşadıklarını, doktoruna anlatmasına rağmen doktorunun gerekli yerlere bilgi vermediğini söyledi. Z.N., "Doktor benim dosyamı hazırlayacağını söyledi. Ancak babam hakkında şikayette bulunmamış, adli kurula ve hastanenin başhekimine bildirmemişti. Doktorumla paylaşmamın üzerinden 2 ay geçti; ancak polis gelip babamı almadı. Kendim gidip polise şikayet etmekten korkuyordum. Hem polise gitsek ne olacaktı? Şimdi gittik ne oldu? Kimse bize inanmıyor. İnanmaları için babamın bana tecavüz etmesi mi lazım?" diye sordu. 
 
‘CEZASINI ÇEKSİN’ 
 
14 yaşındaki kardeşi Z.N.'nin ağrılarının olduğunu, bu nedenle annesinin küçük kardeşi Z.N.'yi hastaneye götürmesiyle birlikte kardeşinin cinsel istismara uğradığından şüphelendiklerini dile getiren Z.N., "Eve geldim savcılığa yaşadıklarımı yazarak bir dilekçe verdim. Babamın tutuklanmasına karar verdiler. 2 gün sonra tutuklandı. Biz konuşmasaydık artık taciz değil, ileri gidiyordu. 14 yaşındaki kız kardeşimin olayının üstü kapatılacaktı. Bizi kimse düşünmüyor. Cezasını çeksin istiyorum. Kız kardeşim 14 yaşında psikolojisi bozuldu" dedi. 
 
‘AVUKATIN HAKARETİNE MARUZ KALDIM’ 
 
Yaşadıklarından sonra babasının savunmasını yapan avukat ile görüşmeye giden Z.N., avukatın kendisine hakaret ettiğini belirterek şunları aktardı: "Böyle bir adamın nasıl avukatlığını yapar diye babamın avukatına gittim. Bana hakaret ederek savcının bize inanmadığını ve babamın bırakılacağını söyledi. Ona beni kızının yerine koymasını ve savunma yapacaksa bu şekilde yapmasını söyledim. Avukat bana hakaret ederek 'benim kızım senin gibi namussuz değil' dedi. Avukat hakkında da şikayette bulunacağım.”  
 
FİNCANCI: ETKİLİ SORUŞTURMA YAPILMALI 
 
Yalnızca fiziksel bulgular üzerinden değerlendirme yapmanın cinsel istismar tanısı için yetersiz olacağını belirten Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı da, tanı için ruhsal değerlendirmenin de gerektiğini ifade etti. 
Fiziksel muayenenin genital bölge ile sınırlı kaldığını, bunun da yeterli bilgi vermeyeceğini dile getiren Fincancı, "İddia edilen istismarın ruhsal etkilerini araştırmak gerekir. Olayda makattan giriş iddiası var. Bu bölgeye ait bazı özellikleri araştırmak, özgeçmiş, klinik bulgular ve yakınmalar ile tam bir öykü ve ruhsal değerlendirme, etkili bir tıbbi belgelemenin olması gerekir. Bu tıbbi araştırma olmadan verilecek karar da eksik olur. Etkili soruşturma yapılmadığı anlamına gelir. Yasada yapılan değişiklikle ruh sağlığının bozulması, bu gibi davalarda cezayı ağırlaştıran unsur olmaktan çıkarılınca, hukukçular ruhsal değerlendirmeye gerek olmadığı gibi bir yanlış uygulama geliştirdiler. Oysa bir olayın araştırılmasında ruhsal muayene, tıbbi delillerin ayrılmaz bir parçasıdır" diye konuştu. 
 
MA / Arjin Dilek Öncel - Erdoğan Alayumat