‘Kadınların ekonomik açıdan güçlü olmaları için düzenlemeler yapılmalı’

  • kadın
  • 09:04 23 Kasım 2018
  • |
img

İZMİR - Kadınlara yönelik şiddete dair mevcut olan yasaların eksik ve yanlışlıklarına dikkat çeken avukat Sena Yazıbağlı Gül, "Hükümet, kadınların hem sosyal hem de ekonomik açıdan daha güçlü olmaları için düzenlemeler yapmalı” dedi. 

Türkiye'de yargı, kadınları öldüren erkeklere "haksız tahrik", "saygın tutum" gibi gerekçelerle "iyi hal indirimi" uygularken, kadına şiddet artarak devam ediyor. 
2018’in ilk 10 ayında öldürülen 363 kadını hatırlatan Avukat Sena Yazıbağlı Gül, Türkiye'de pek çok kesim tarafından kadına karşı şiddetin sadece fiziki olarak algılandığını söyleyerek, kadının varlığının olduğu her yerde şiddetin ortaya çıktığını kaydetti. 
 
'SIĞINMAEVLERİ AÇARAK ŞİDDET ENGELLENMEZ’ 
 
Kadınların her gün erk zihniyet tarafından psikolojik şiddete maruz kaldığını vurgulayan Gül, ancak kadıların gücünün farkına varması gerektiğine vurgu yaptı. Gül, kadına yönelik şiddete karşı mücadelede devlet politikalarında hep “sözde düzenlemelerin” olduğu bir dönemden geçildiğini belirterek şöyle devam etti: “Mevcut hükmet sığınmaevi açmakla kadına karşı şiddeti engelleyemez. Hükümet, kadınlar şiddet gördüğünde onlara sığınacakları bir yer düşünmektense, şiddete giden yolu engelleyecek politikalar üretmeli. Kadınların hem sosyal hem de ekonomik açıdan daha güçlü olmaları için düzenlemeler yapmalı. Bugün boşanmayı önleme komisyonları değil de kadının aslında varlığını güçlendirebilmek için düzenlemeler olmalıdır. Şimdi, nafaka üzerine düzenlemeler yapılmaya çalışılıyor. Kadına yönelik şiddette davaların ve mahkemenin durumları ortadadır. Kadına karşı gerçekleştirilen erkeklere 'haksız tahrik' indirimi veriliyor. Etek boyuyla kadının sosyal hayattaki varlığı toplumsal cinsiyet rolleri ile özdeşleştirildiğini görüyoruz. Bu ülkenin en büyük problemi aile içinde başlayan, devlet ve toplumun dayatması sonucu oluşan toplumsal cinsiyet rolleridir. Buna aykırı davranan herkes nefret suçunun mağdurudur.” 
 
'STÖ’LER KANUN YAPMA SÜRECİNE DAHİL EDİLMELİ’ 
 
Anayasa’nın 10’uncu maddesi gereği, yasaların önünde herkesin eşit olduğunu belirten Gül, devletin sözde politikalar ile değil özde politika yapması gerektiğini söyledi. Gül, Türkiye’de kadınlara yönelik şiddete dair mevcut olan yasaların eksik ve yanlışlığına dikkat çekerek, şiddetin sonlandırılması için yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Gül, "Türkiye'de kadınlar için bir istihdam problemi var. Kadına yönelik şiddetle mücadele edebilmek ve var olan kazanılmış hakları geriye çevirmek için bir politika uygulamaktansa bu konuda yıllarca birikim yapmış sivil toplum örgütlerinin kanun yapma sürecine dahil edilmesi gerekir.  Ancak bugün 30 yıllık birikimi olan sivil toplum kuruluşları, yasa yapma süreçlerine dahil edilmiyor. Bir erk anlayışı içerisinde tehlikeli yasaların çıkartıldığını ve 'yaptık ettik' anlayışını görüyoruz. Çıkarılan kanunlar, bugüne kadar kazanımlarımızı görmezden gelen düzenlemelerdir. Yine, kadınların iş hayatına dahil edilebilmesi için politikalar üretilmesi gerekir. Kadın meselesinden çok erkek meselesinin üzerine gidilmesi gerekiyor. Örneğin; dizilerde özgürlükçü söylemlere sansür gelirken, kadına karşı gerçekleşen aşağılayıcı tavırlara ilişkin söz söylememek ya da ona ilişkin bir açıklama yapmamak çok tutarlı bir şey değildir. Dolayısıyla temelde gördüğümüz nokta; kadınların politik hayata daha çok katılmasını sağlamaktır" diye konuştu.