‘Yoksulluk nafakası kadınları korumasız bırakacak’

img

DİYARBAKIR – Erdoğan’ın 100 günlük eylem planı içinde yer alan “yoksulluk nafakası” düzenlemesine karşı çıkan kadın hukukçular, belli istisnalar dışında verilen nafakanın süresiz olmadığını belirterek, yasanın ekonomik olarak güçlendirilmeyen kadınları korumasız bırakacağını söyledi.

Hükümetin, “süresiz yoksulluk nafakasının” mağduriyet yarattığı gerekçesiyle “yoksulluk nafakasının süresinde ve koşullarında değişikliğe gidilmesine ilişkin yasa tasarısı” hazırlama çalışmaları sürerken; kadın hukukçular, tasarının içeriğine karşı çıkıyor. “Belli istisnalar dışında verilen nafakanın süresiz olduğunu düşünmeyen” kadın hukukçular, “Kadınlar ekonomik olarak güçlendirilmeden böylesi bir yasanın kadınları korumasız bırakacağı” görüşünde birleşiyor.
 
‘BOŞANMAMAYA TEŞVİK’
 
Toplumsal olarak kadın aleyhine kurulan dengenin hazırlanan “yoksulluk nafakası” yasa tasarısıyla daha da derinleşeceğini dile getiren İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Kadın Komisyonu Üyesi Avukat Derya Yıldırım, yasa tasarısının daha çok kadını boşanmamaya teşvik ettiğini söyledi. Kadınların evliliğe adım atarken bazen eşlerinin isteğiyle işten ayrılmak zorunda kalıyor ve hayatının geri kalanının tamamını evin içerisinde geçirdiğini kaydeden Yıldırım, “Kadın işten ayrılmasıyla, maalesef evine, çocuklarına ve eşine bağlı bir birey haline geliyor. Bu duruma baktığımız da kadın ileriki zamanlarda boşanmak istese dahi boşanamıyor, evlendiği için iş hayatından tamamen ayrılıyor, bazen okul hayatını devam ettiremediği için kalifiyesiz denilen eleman kategorisinde değerlendiriliyor. Çoğu zaman çok cüzi bir ücretle çalıştırılıyor” diye konuştu. 
 
'SÜRESİZ NAFAKA İBARESİ DOĞRU DEĞİLDİR'
 
Birçok kadının boşanma süresinin ardından bir dönem “yoksul nafakasına” ihtiyaç duyduğunu, iş hayatına atıldıktan sonra “yoksulluk nafakasını” almaktan vazgeçtiğini kaydeden Av. Yıldırım, “Bu avukat olarak karşılaştığım bir durum. Süresiz nafaka ibaresini doğru bulmuyorum, çünkü hiçbir nafaka süresiz olarak devam etmiyor. Bu nafaka cüzi bir rakamla verilip, devam ettiriliyor. Kadının ekonomik durumunun düzelmesiyle bu nafaka miktarı düşürülüyor ya da tamamen kesiliyor. Nafakanın kesilmesi kadının yeni bir işe girmesi veya yeni bir evlilik yapmasıyla son buluyor” ifadelerini kullandı. 
 
MEDYA HABERLERİNE ELEŞTİRİ
 
Medyanın yoksulluk nafakasını, “erkeklerin korkulu rüyası” başlığıyla manşetlerine taşıdığının altını çizen Yıldırım, “Bizce erkeklerin korkulu rüyası değil, sen kadını eve mahkum ediyorsan, çocuklara bakarak hayatını devam etmesine sebep oluyorsan ya da işten ayrılmasını istiyorsan, boşandıktan sonra da bunun sorumluluğunun alınması gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu. 
 
'NAFAKA KADININ BOŞANMA KARARINI ETKİLİYOR'
 
Kadınların boşandıktan sonra aile desteğini alamadığını vurgulayan Yıldırım, problemli evliliklerde boşanma durumunda kadınlar nafaka aldığı için daha rahat boşanma kararını alabildiğine işaret ederek, “Boşanma durumunda çocuklarına bakma durumu yoksa ya da bir dönem için kendini geçindirebileceği bir seçeneği yoksa maalesef boşanmama gibi bir karar almasını da beraberinde getirir. Nafaka, kadının boşanma kararını alıp almamasını etkiliyor” diye kaydetti. 
 
'KORUMASIZ BİR ŞEKİLDE ORTADA KALIYOR'
 
Hükümetin Avrupa Birliğine üye ülkelerin mevzuatının dikkate alınarak yasa tasarısının hazırlandığına yönelik açıklamalarına değinen Yıldırım, şunları söyledi: “Biz buna yönelik bir çalışma görmüyoruz. Daha çok kendi cümleleriyle ‘erkeklerin mağduriyetin giderilmesi’ çalışması olarak görüyoruz. Eğer batı mevzuatı dikkate alınıyorsa, boşandıktan sonra hiçbir geliri olmayan kadının nasıl geçineceğini de göz önünde bulundurman gerekiyor. Bunu göz ardı ederek ‘süresiz nafaka erkeği mağdur ediyor’ muhabbeti üzerinden yapılıyorsa, burada Avrupa Birliği mevzuatından bahsedilemez. Kadını ekonomik olarak güçlendirdiğinde kadın zaten nafaka yönünden bir beklentiye girmiyor. Ama kadınlar boşandıktan sonra hiçbir birikimi olmadan boşanıyor. Tabiri caize sudan çıkmış balık gibidir, korumasız bir şekilde ortada kalıyor. Boşanma sonrası kadınlara yönelik bir istihdam sağlayacaksan evet nafakayı kaldırabilirsin ama bunları sunmadan kadını ortada bırakıyorsan nafakanın kaldırılması durumundan bahsedilmesi çok doğru değildir.”
 
‘KADIN EKONOMİK OLARAK GÜÇENDİRİLMELİ’
 
Yoksulluk nafakasıyla ilgili düzenlemenin kadınlara ciddi sıkıntılar getireceğini belirten Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi Genel Sekreteri Asye Demir ise, ilgili bakanlığın araştırmaları sonucu Avrupa kriterlerine uygun bir düzenleme yapılmaya çalışılsa da öncelikle Türkiye’deki kadınların hukuki ve ekonomik haklar bağlamında güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. 
 
Kadının ekonomik özgürlüğü sağlanmamışken ve aile ile toplum içinde güçlendirilmemişken böyle bir yasa tasarısının şu an için doğru bulmadığını ifade eden Demir, “Avrupa ülkeleri ile bu anlamda Türkiye’yi kıyaslamak da çok doğru değil. Çünkü bu tasarıyla nafakayı süreli bir hale getirme söz konusu. Kadının boşanma süreçlerinde nafaka alma durumu; kadının gelir durumuna, kadının yaşına, çocuk olup olmamasına, evli kalma süresine ve kusur durumuna göre değişecek. Şimdi kadının yaşı burada önemli olacak. Kadının yaşı gençse muhtemelen göz önünde tutulacak şey kadın çalışabilir mi çalışamaz mı durumudur” diye aktardı.
 
‘EĞİTİM YOK, İŞ YOK’
 
Ülkede erken ve çocuk yaşta evliliklerin çok fazla olduğuna işaret eden Demir, “Her beş evlilikten biri çocuk yaşta evliliktir. Şimdi 16-17 yaşında evlenmiş biri, okula gitmemiş bir kız çocuğunun herhangi bir ekonomik özgürlüğünü kazanması zaten mümkün değil. Çocuk 16-17 yaşında evlendirildi ama işte bir yıl boyunca darp edildi, şiddet gördü, fiziksel ve psikolojik birçok şiddet türüne maruz kaldıktan sonra ‘sen boşanırsan sana bir yıl nafaka verilecek’ deniliyor. Kadınlar bu durumlarla karşı karşıya kalacak” dedi.
 
ÇOCUK YAŞTA EVLİLİKLER VARKEN...
 
Hükümetin yüz günlük eylem planına yoksulluk nafakasını almasına anlam veremeyen Demir, şikâyetler üzerinden iki bakanlıkla yapılan çalıştayda bu anlamda hiçbir sayısal verinin olmamasına dikkat çekti. Demir, “Çocuk evliliklerine engel olmadan, kadınlar güçlendirilmeden böyle yasa tasarıları ülkemize çok iyi sonuçlar doğurmayacaktır. Kadın şiddet gördüğünde, aile içinde bir huzursuzluk olduğunda bu kadın boşanmaya gidemeyecek. Çünkü herhangi bir ekonomik özgürlüğü yok. Ev içinde şiddete belki ölüme kadar gidecek duruma ömrünün sonuna kadar maruz kalacak” dedi.
 
MA / Aydın Atay