'Kadın şiddete ve boşanmamaya mahkum ediliyor'

img
ANKARA - Nafaka tartışmalarını ve AKP'nin yapmak istediği düzenlemeyi değerlendiren HDP'li Züleyha Gülüm, ömür boyu nafaka söylemi ile algı operasyonu yaratılmaya çalışıldığını söyleyerek kadınların şiddete ve boşanmamaya mahkum edilmeye çalışıldığını söyledi. 
 
Adalet Bakanlığı ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından Ankara’da "Gündem Buluşmaları: Nafaka Sistemi" başlığı altında nafakanın kaldırılması üzerinde tartışmalar yürütüldü. Yine AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı 100 günlük eylem planı içerisinde yoksulluk nafakasına dair düzenleme de yer alıyor. TBMM Boşanmaları Önleme Komisyonu raporu ardından gündeme gelen ve özellikle “kadınların nafakadan güç alıp, boşanabiliyorlar” söylemi ardından başlatılan bu tartışmalar kapsamında düzenlemeler gündeme alınmıştı. Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan düzenleme için hazırlık yapılırken, yeni nafaka sisteminde “evli kalma süresi”, “çocuk olup olmaması”, “boşanan kadının yaşı”, “gelir durumu” ve “kusur durumu” dikkate alınarak, hesaplanması tartışılıyor.
 
'NAFAKA SADECE KADINA AİT DEĞİL'
 
Bu tartışmaları değerlendiren Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, “Kanun da nafakanın sadece kadınlar yararlanır diye bir şey yok ama genel de evlilik sonrasında yoksulluğa düşen taraf onlar  olduğu için kadınlar alıyor. Çünkü kadınların çalışması engelleniyor, ev işleri, çocuk bakımı, yaşlıların bakımı ve tüm sorumluluk kadınların üzerine yüklendiği için kadınlar ev dışında bir yerde çalışamıyor. Evlenmeden önce çalışan kadınlar bile evlilik sonrasında ya erkek baskısı ya da evdeki işlerden kaynaklı dışarıda çalıştığı işten ayrılmak zorunda kalıyor" dedi.
 
'ALGI OPERASYONU YAPILIYOR'
 
Kadınların tercihinin nafaka almak olmadığını dile getiren Gülüm, ama kendilerine dayatılan yaşamın sonuçlarından kaynaklı kadınların buna mahkum edildiğini dile getirdi. Kamuoyunda tartışıldığı gibi kadınların süresiz nafaka aldığı yorumlarının doğru olmadığını bir algı operasyonu olduğuna dikkat çeken Gülüm, nafakanın uygulanmasına dair şunları söyledi: "Uygulamaya baktığımızda nafaka miktarlarının inanılmaz düşük olduğunu görüyoruz. Kadınların hayatlarını sürdürebilecekleri miktarlardan bahsetmiyoruz. Nafaka bağlanacağı zaman her iki tarafın ekonomik durumu irdeleniyor ve hangisinin durumu iyiyse o nafakaya bağlanıyor. Ama genelde erkekler nafakadan kurtulmak için boşanmayı düşündüklerinde mal varlıklarını başkalarının üzerinde gösteriyor. Birçoğu mahkeme karar verdikten sonra çalıştığı yerden sigorta kaydını sildiriyor ya da maaşını düşük gösteriyor bu nedenle kadınlar dava sırasında çok düşük nafaka miktarlarına muhtaç bırakılıyor. Tahsil edilebilirliğinin çok düşük."
 
Ayrıca nafakanın kadının ekonomik düzelmesi ardından kaldırıldığına hatırlatan Gülüm, "O yüzden bugün yaratılmaya  çalışan süresiz nafaka yasa da söz konusu değil" dedi.
 
'KADINLARIN NAFAKAYA ULAŞMASI BİLE ZOR'
 
Bu kadar tartışma konusu yapılan nafakanın aslında çok düşük miktarlarda olduğunun altını çizen Gülüm,  nafakanın enflasyon ya da hayat pahalılığına göre artışını sağlayan bir sistem olmadığını için birkaç yıl içerisinde kısmi bir desteğe dönüştüğünü söyledi. Nafaka artırımı için yeniden dava açılması, kadınların avukat tutması, erkeğin mal varlığını ispat gibi yükümlülükler yüklendiğini kaydeden Gülüm, "Bir kadın bir avukat tutacak, dava açacak, iki yıl boyunca o avukatın masraflarını da karşılayacak. Bu kadarını kadınların yapma gücü de yok ve kadınlar nafakaların arttırılması için bir şey de yapamıyor. Nafakalar tahsil edilemiyor. Nafakanın otomatik ödenmesine dair hiçbir işleyiş  de devletin güvencesi de yok.  Siz mahkemeden kararı alıyorsunuz ama bunu tek başına uygulayamıyorsunuz İcra takibi yapmanız gerek. Yani yeni bir hukuki işlem ve masraf. İcra Mahkemelerinde nafakaların ödenmemesi ile karşı karşıya kalıyoruz ve devlet hiçbir sorumluluk almıyor" ifadelerinde bulundu.
 
ERKEKLER DİKKATE ALINDI
 
Gülüm, nafaka üzerinden "Kadına verilen nafaka nasıl yeterli hale getirilir, kadının yoksulluğa düşmeden hayatını nasıl idame edeceğine" dair bir tartışma olması gerektiğini ancak bunun yerine erkekten ve aile kurumundan yana bir tartışma yürütüldüğünü vurguladı. Bu tartışmaların TBMM Boşanma Komisyonu tarafından hazırlanan rapor sonrasında gündeme geldiğine değinen Gülüm, şunları ekledi: "Boşanma komisyonu boşanmış erkekler derneğini dikkate aldı. Kadınları dikkate almadı. Kadın örgütleri ile görüşmedi. Bu konuda yıllarca kadın kazanımları için mücadele eden kimseyi dinlemedi."
 
Gülüm, "Keşke  kadınlar ilk şiddet, baskı uygulandığında ya da erkek egemen tutum alındığın da boşansalar. Ancak bu memlekette kadınların koşulları olmadığı ve aile içerisinde de dört duvar arasına sıkıştırıldığı için boşanamıyorlar. Şiddet, baskı sınıra geldiğinde  kadınlar boşanma cesareti gösterebiliyor. Burada diyorlar ki sen bu koşullarda boşanma evin içine hapsol. Kadını yok sayan, kadını tümüyle ret eden, erkek egemen yaklaşımı üzerinden  kurgulanan yaklaşım ile karşı karşıyayız" dedi.  
 
'KADIN BOŞANMAMAYA MAHKUM EDİLİYOR'
 
Küçük de olsa nafakanın kadınlar için boşanma da bir destek olduğunu dile getiren Gülüm, bunun kadınların ellerinden alınarak aile kurumu içine hapsedildiklerini söyledi. Tartışmaların sadece nafaka ile sınırlı olmadığına da dikkat çeken Gülüm, ortak mal varlığı paylaşımının da tartışmaya açıldığını ve bununda kaldırılması yönünde tartışmalar yürütüldüğünü belirtti. Tüm bunlara bakıldığında aslında karşılaştıkları tablonun AKP'nin kadın düşmanı ve erkekten bakan politik uygulamaları olduğunu aktaran Gülüm, kadın kazanımlarının adım adım yok edilmeye çalışıldığını kaydetti. Tüm bunların kadınları güvencesiz hale getirdiğini anlatan Gülüm, "Aslında tartışmanın kendisi kadınları dikkate almayan erkeği özne olarak gören ve aileyi koruyan bir mekanizma. Bu yasa ile aslında diyor ki; kadınlar boşanmasın, kadınlar aile içindeki şiddete, baskıya maruz kalsın o koşulda yaşasın. Kadın boşanmamaya mahkum ediliyor" diye belirtti. 
 
'BİRLİKTE DÜŞÜNÜP, HAREKETE GEÇELİM'
 
Her alanda kadın kazanımlarına yönelik saldırılara karşı mücadele hattı örmeye devam edeceklerini belirten Gülüm, son olarak şunları söyledi: "Kadınlar olarak, ortak toplantılar, planlamalar ile bu sürece nasıl müdahale edeceğimizi tartışıyoruz. Kazanımlarımızın geri alınmasına yönelik nasıl mücadele edileceğinin hattını çiziyoruz. Kadınlar olarak kazandığımız hakları geri vermeye niyetinde değiliz. Birlikte yan yana mücadele etmeye devam edeceğiz. Kadınlar birlikte olduğunda güçlü oluyor. Kadınların yan yana gelmesi çok önemli. Her kadın bulunduğu noktadan hayatımızı cehenneme sokacak uygulamalara ses çıkarması, kazanımlara sahip çıkması gerekir. Birlikte düşünelim, tartışalım ve harekete geçelim."
 
MA / Berivan Altan