Av. Süren: 6284 sayılı yasadan vazgeçmek mümkün değil

  • kadın
  • 09:03 14 Ağustos 2018
  • |
img

İSTANBUL - Kadınlara dönük şiddetin önüne geçmek amacıyla 2012 yılında kabul edilen 6284 Sayılı Yasa, "Erkekleri mağdur ediyor" gerekçesiyle geçtiğimiz günlerde protesto edilip, iptali istendi. Avukat Leyla Süren, "Kadının can güvenliğini sağlayan bu kanundan vazgeçmek veya geri adım atmak mümkün değildir" dedi. 

Kadınlara dönük şiddetin önüne geçmek amacıyla pek çok kadın platformunun yanı sıra, 300’e yakın kadın örgütünün üye olduğu Şiddete Son Platformu’nun 2011 ve 2012 yıllarında ortaya koyduğu mücadele sonucu 8 Mart 2012 tarihinde. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Yasa kabul edildi.
 
Şiddet gören veya görme tehlikesi altında yaşayan kadınları ve aile bireylerini korumaya dönük “Koruyucu Tedbirler” ve “Önleyici Tedbirler” olmak üzere iki temel tedbir kararı öngören yasa yürürlüğe girse de, pratikte uygulanmadı. Kısaca “6284 Sayılı Yasa” olarak adlandırılan kanun,  geçtiğimiz günlerde Aile Hakları Platformu üyeleri tarafından “Erkekleri mağdur ediyor” gerekçesiyle protesto edildi. 
 
Yeni Akit gazetesi ise, Taksim'de yapılan bu protestoyu “6284 protestosu feminazileri kudurttu” başlığıyla servis etti.
 
Bir grup erkek tarafından yapılan protesto ile ortaya konan algı operasyonunu ve yasanın özünde kadınlar için ne anlama geldiğini Avukat Leyla Süren değerlendirdi. 
 
‘7-8 KİŞİNİN DÜŞÜNCESİ VE EYLEMİ DEĞİL’
 
Yasaya karşı ortaya çıkan tepkilerin yeni olmadığını, aksine 2 yıldır iktidarın ve onun güdümündeki erkeklerin hedefinde olduğunu söyleyen Av. Süren, ağza alınmaktan imtina edilen yasanın medyada yer verilme biçimine de tepki gösterdi. 
 
Av. Süren, “Bu kanunun aileyi korumak kanunu olduğunu ağızlarına almıyorlar. Çünkü zaten bu itirazın aileyi korumak amacıyla yapıldığını belirttikleri için kanunun adını söylemekten çekiniyorlar” dedi.
 
Eylemin yapılacağı gün oraya yakın bir yerde olması nedeniyle neler talep ettiklerini öğrenmek adına eylemi izlediğini paylaşan Süren, sadece toplumdaki kadın-erkek eşitliğine itiraz ettiklerini taşıdıkları ‘6284 ortadan kaldırılsın’, ‘Yuvayı yıkıyor’ tarzındaki pankartlarla gösteren 7-8 erkek ile karşılaştığını belirtti. Süren, “Ama bunun 7-8 kişinin düşüncesi ve eylemi olmadığını biliyoruz. Türkiye kadın hareketinin çok uzun emeği ve mücadelesi sonucunda oluşan 6284’ten başlamadan bir şeylerin değişmesi söz konusu değil. Kanun, her haliyle kadının can güvenliğini sağlayan bir kanun. Bu nedenle bu kanundan vazgeçmek ve geri adım atmak mümkün değildir. Amacı da cinsiyetler arası eşitsizlik konusundaki adaleti sağlamaktır” diye belirtti. 
 
‘ASIL AMAÇ ŞİDDETE UĞRAYAN TARAFI KORUMAKTIR’
 
Kanunun ‘erkekleri mağdur ettiği’ gibi bir şeyin söz konusu olmadığını vurgulayan Av. Süren, şiddete uğrayan tarafın şiddet uygulayan kişiden uzaklaştırılmasını düzenleyen bir kanun olduğunu ifade etti.
 
Süren yasanın önemine dair şunları dile getirdi: “Kanun alkol ve uyuşturucu kullanarak aynı ortama gelen kişinin o ortamdan uzaklaştırılmasını düzenliyor. Ya da meslek icabı dahi olsa aynı çatı altında bulunduğu kişiyi silahla tehdit ediyorsa, silaha el konulmasını veya şiddete uğrayan kişiyi hiçbir yerde korumak mümkün değilse mağdurun adının değiştirilmesini düzenliyor. Mahkeme kararları kolluk güçleri ve mülki amirlere yetki veriyor. Şimdi tamamen birinci maddede şiddet gören ya da görme ihtimali yüksek olan, ısrarlı takip ve tehdit altında olan birinin korunması olan düzenleme neden istenilmez? Neden erkekler bu kanundan mağdur olsunlar ki? Şiddet ve tehdit etmeyen daha doğrusu mağdur etmeyen hiç kimseyi bulunduğu ortamdan uzaklaştırmak mümkün değildir. Bu kanun mağdur olan insanları korumak için yapılmış bir kanundur.” 
 
‘İHMAL SONUCUNDA ÇOK SAYIDA KADIN ÖLÜYOR’
 
Fakat yasadaki asıl sorunun uygulamadaki eksiklikler olduğunu belirten Süren, yetkilendirilen polisin görevini iyi yapmadığı konusunda şikayetler aldıklarını söyledi. 
 
“Kanunun kolluğa verdiği görevleri kolluk bir şekilde yerine getirmekte gecikiyor ve imtina ediyor” diyen Süren, yaşanan ihmal sonucunda her sene çok sayıda kadının öldüğüne dikkat çekti. Yasanın uygulamadaki eksikliklerini gidermek adına bir irade ortaya koymak gerektiğini kaydeden Süren, “Tam tersi şekilde kanunun ortadan kaldırılmasını isteyen ve bu şekilde yayın yapan kuruluşlar kabul edilemez. Kadın hareketi bu şekilde haberler ve eylemlerle haklarından bir adım geriye atmayacak. Çünkü çok büyük mücadele sonucunda bu aşamaya gelindi. Yetersiz olduğu bu kadar açıkken geri adım atılmasının istenmesi kabul edilemez” dedi.
 
‘DAHA KAPSAMLI ÇALIŞMALIYIZ’
 
Av. Süren, kadın hareketi olarak 6284 Sayılı Kanun’un yanında, Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Çocukları Koruma Kanunu’nun ısrarla uygulanmasını istediklerini ifade etti.
 
Süren, “Bu anayasal haklarımız var. Uluslararası sözleşmelerle kanunların üstünde olduğu kabul edilen ve Meclis’te kabul gören sözleşmelerin takibini yapmamız ve mücadeleyi arttırarak devam etmemiz gerekir. Bu 6284 ile yapılması planlanan yürüyüş sebebiyle 152 kadın örgütü bir açıklama yayınladı ve bu çok doğru bir açıklamaydı. Ben bu açıklama ile kadın hareketinin daha da güçlendiğini düşünüyorum. Kadına yönelik şiddet ve istismar konusunda daha kapsamlı çalışmamız gerekiyor. Kadınlara birer elma şekeri gibi uzatılan kanunları da gördük. Kadının eve kapatılmak istendiği gün gibi ortada. Bu nedenle bu kadar tehlikeli ve kadın yararına yapılıyormuş gibi gösterilen düzenlemeler üzerinden beyaz örtüyü kaldırıp topluma göstermemiz lazım. Kadının yalnızlaştırılmasına kesinlikle izin vermememiz lazım” dedi. 
 
MA / Necla Demir