Kadifekale’nin 20 yıllık dokumacısı: Rüyalarımda kendimi Mardin’de görüyorum

  • kadın
  • 09:02 13 Ağustos 2018
  • |
img
İZMİR- Kadifekale’de 20 yıldır Mardin yöresinin geleneksel dokumaları kilim, seccade, çanta ve heybeyi el emeğiyle yaşatan Hazal Gökalp memleketine duyduğu özleme sık sık vurgu yapıyor. Gökalp, “19 yaşımda ayrıldım ama hala rüyalarımda kendimi Mardin’de görüyorum” dedi.  
 
İzmir’in en eski semtlerinden biri olan Kadifekale’de 20 yıldır kilim, seccade, çanta ve heybe dokuyan Hazal Gökalp (49), fabrikalaşmaya inat geleneksel kültürü yaşatıyor. Kadifekale’de tarihi surların dibinde kurulan kilim tezgahlarıyla adeta küçük bir Mardin’i andıran Kadifekale’de Gökalp, rengarenk dokumaları el emeğiyle işliyor. Gökalp, tezgaha serdiği boncuk, tespih, çanta ve heybelerle ilgi çekiyor. 
 
‘HALA RÜYALARIMDA KENDİMİ MARDİN’DE GÖRÜYORUM’
 
20 yıldır tarihi Surların dibinde kilim dokuduğunu anlatan Gökalp, sık sık memleket özlemini dile getirdi. Köy boşaltmalarından önce 1988’de ekonomik nedenlerden dolayı İzmir’e göç ettiklerini ifade eden Gökalp, kendi topraklarına olan özlemini “Rüyalarımda bile kendimi Mardin’de görüyorum” sözleriyle tarif etti. Gökalp, “Yıllardır bu işi yapıyorum, çocuklarımı okuttum. Dile kolay az değil 20 yıldır bu surların dibinde çalışıyorum. Etraftaki herkes beni tanıyor. Sürekli müşterilerim oluyor, gelip gittiklerinden yıllardır ben görüyorlar. İnsanı en fazla zorlayan memleket hasreti oluyor. Doğduğum yerden kopalı 30 yıl oldu ama ben hala rüyalarımda bile kendimi Mardin’de görüyorum. Kilim örme de bu özlemin bir sonucudur, ben oranın renklerini kültürünü taşıyorum. 19 yaşımda ayrıldım Mardin’den. Burada insan ister istemez kendini iyi ifade edemiyor. Diliyle konuşamıyor. Yani herkes gibi biz de payımıza düşeni çektik” dedi. 
 
‘BİZİM İÇİN BİR MESLEK OLDU’
 
Geçimini bu işle sağladığını ve ev ekonomisine katkı sunduğunu kaydeden Gökalp, “Hala dokuma için tevn kullanıyoruz. Eskiden bizde fabrika falan yoktu, nenem annem hep bu yöntemle halı örerdi. Ben de onlardan öğrendim. Buraya geldikten 10 yıl sonra başladım. Eskiden tüm ihtiyaçlar kadınların emeğiyle elle örülür yapılırdı. Hiç kimse elbise, halı, seccade satın almazdı. Eskisi gibi yapanı kalmadı bu işin, biz de zamanımızı geçiriyoruz. Ayrıca bir meslek oldu. Seccade en fazla sattığım ürünlerim arasında oluyor. Biliyorsunuz hala gelinlerin çeyizine bu seccadeler konuluyor. O yüzden onun alıcısı daha fazla olur. Örmek için birkaç saat ip dolaması var. Daha sonra desen verme işine geçiyorum.  Tanesini 130 TL ye satıyoruz, inanın emeğimizin karşılığının çeyreğini bile alamıyoruz ama yapacak başka bir iş bulunmuyor” şeklinde konuştu. 
 
Ekonomik krizin gidişatından işlerinin de etkilendiğini ve ürünlerinin alıcısı olan turistlerin artık gelmediğine dikkat çeken Gökalp, satışların yok denecek kadar azaldığını vurguladı. Kilim örme işiyle kültürünü de yaşattığını söyleyen Gökalp, işin zorluklarına bundan dolayı katlandığının altını çizdi. 
 
MA / Ayşe Sürme – Nimet Ölmez