‘Kadın ve çocuk kurumlarının kapatılması istismarı arttırdı’

  • kadın
  • 09:03 18 Temmuz 2018
  • |
img

VAN - Kadın ve çocuk haklarını savunan kurumların KHK’lerle kapatılmasıyla istismar olaylarında artış olduğunu söyleyen VAKAD aktivisti Songül Özinver, mağduriyet yaşayan insanların destek alacakları herhangi bir STÖ’nün bulunmamasının daha çok mağduriyetin yaşanmasına neden olduğunu söyledi. 

Dünyada kadınların statüsü üzerine çalışmalarıyla bilinen Womanstats Project’in 2011 rakamlarına göre, dünyada tecavüzün en yaygın olduğu ülkelerin başında, ortalama her 100 bin kadından 60’ının tecavüze maruz kaldığı Afganistan, Hindistan, Pakistan, Suudi Arabistan, Yemen, Irak, Suriye, Ürdün, İran, Sudan ve diğer Afrika ülkeleri bulunuyor. 
 
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Van Kadın Derneği (VAKAD) aktivisti Songül Özinver, kadın ve çocuk kurumlarının kapatılmasıyla birlikte istismar olaylarının arttığına dikkat çekerek, idam ve hadım tartışmalarına da tepki gösterdi. 
 
‘DERNEKLERİN KAPATILMASI İSTİSMARI ARTTIRDI’ 
 
Kadın ve çocuk kurumlarının kapatılmasıyla birlikte istismar vakaları ve kadın cinayetlerinde artış olduğunu söyleyen Özinver, “Kadına yönelik  şiddetle mücadele eden ve kadın haklarını savunan derneklerin kapatılması sonucu mağduriyet yaşayan insanların danışacak ve destek alacakları herhangi bir sivil toplum örgütünün (STÖ)  bulunmaması bu olayların meydana getirdiği mağduriyetin artmasına da sebep oluyor. İdam ve hadımdan önce, kapatılan kadın ve çocuk kurumları açılmalıdır” dedi. 
 
‘ÇOK FAZLA SAYIDA KADIN VE ÇOCUĞA ULAŞMIŞTIK’ 
 
VAKAD olarak 2014 -2015 yılları arasında sahada, okullarda istismar olaylarına yönelik;  çocuklara mahremiyet eğitimi, “bedenim benim, kimse dokunamaz”  adıyla farkındalık eğitimleri verdiklerini dile getiren Özinver, “Her konuda eğitimlerimiz oldu; ancak en çok üzerinde durduğumuz konu istismar oldu. Çok fazla sayıda kadın ve çocuğa ulaşmış olduk. Bu konularda farkındalık oluşumu ve bilinçlendirme de STÖ’lerin ne kadar önemli olduğu aşikardır” ifadelerini kullandı.
 
‘İSTİSMAR SAĞLIK SORUNU DEĞİL’ 
 
Son dönemde istismarın önlenmesi için dillendirilen idam ve hadımın caydırıcı olmadığının altını çizen Özinver, şöyle devam etti: “İstismar bir sağlık sorunu değil. Hukuk ve yargı yoluyla ağır cezaların getirilmesi daha etkili olacaktır. Baktığımızda idam cezasının olduğu ülkelerde bu tarz istismar ve tecavüz olayları had safhada. Bu durum, idamın bir çözüm olmadığını göstermektedir. Ayrıca hadım uygulaması yapılan bir kişi defa topluma bırakıldığında farklı şiddet türleriyle kadın ve çocuklara zarar verebilir. O düşünceye sahip olan bir kişi daha da saldırganlaşacak, adeta bir suç makinesi gibi özellikle kadın ve çocuklar için tehlike arz edecektir.” 
 
‘SUÇLARIN İYİ HALİ OLAMAZ’
 
Yıllardır kadın mücadelesi yürüttüklerini ifade eden Özinver, istismar ve kadın cinayetleri davalarında mahkemelerin durumuna dikkat çekerek, şunları söyledi: “Biz kadınlar,  yıllardır istismarın, tacizin, kadın cinayetinin şiddetin ‘iyi hali olamaz’ diyoruz. Uzun süredir takip ettiğimiz istismar, cinayet, taciz, tecavüz davalarında görüyoruz ki bu suçu işleyen kişiler, ülkedeki hukuk sisteminin farkındalar. İstismarda bulunan şahıslar, ‘takım elbise giyersem, kravat takarsam, mahkemede saygın tutumda bulunursam daha az ceza alırım' diyor. Birkaç yıl ceza alırım, sonra af çıkar ben de ceza almaktan kurtulurum düşüncesiyle mahkemeye geliyorlar. 'İyi hal indirimi' sanığı başka suçlara da teşvik ediyor. Bu uygulama derhal kaldırmalı. Örneğin, 3 yıldır Van'da üç zihinsel engelli kız çocuğuna yapılan cinsel şiddet davası bir türlü sonuçlanamıyor. Gelen raporlarda cinsel saldırının gerçekleştiğini kanıtlasa da bir türlü sonuca bağlanamayan bir dava var. Suçluların pişkin pişkin giydikleri takım elbiseler her mahkemede gözümüze çarpıyor.”  
 
‘MAHKEMEDE MAĞDUR OLANLAR SUÇLANIYOR’ 
 
Hukuk sisteminin bu şekilde devam etmesi durumunda istismar olayları ve kadın cinayetlerinin artacağını ifade eden Özinver, “Mahkemelerde, mağdur olan kişi suçlanıyor. ‘Neden mini etek giydin?, ‘Neden parfüm sıktın?’, ‘O saatte orada ne işin vardı?’ gibi saçma sorularla karşı karşıya kalıyorlar. Peki, soruyorum onlara, 38 günlük bebek nasıl tahrik etti onları? Cinsel istismar konusunda Meclis’e  sunulan önergeyi geri çevirenler acaba bu konuda suçluluk duyuyorlar mı? Bir istismar olayı gündeme gelince yetkililer bir açıklama yapar. İnsanları susturmak için o an konuşulur, gerçekte de herhangi bir çalışma yapılmaz. Diyanet kadının giydiği pantolondan, her şeyine kadar fetva veriyor; ama katledilen hayvanlar, istismara maruz kalan çocuklar, kadın cinayetleriyle ilgili herhangi bir açıklama yapamıyor” diye konuştu.  
 
MA / Mahmut Ruvanas